Anne babaların “çocuk yetiştirme” konusunda çok sıkıntı çektiklerini ve kendilerine yol gösterecek bir yer/kimse arayışı içinde olduklarını görüyorum. Durum o kadar ciddi ki bu amaçla açılmış internet siteleri ve sosyal medya hesaplarını milyonlarca ebeveyn takip ediyor. Sosyal medya üzerinden bazı ebeveynlerin sorularına başka ebeveynler doğru-yanlış demeden cevaplar yazıyorlar. Paylaşımlar uzman denetiminden geçmediği için yanlış yönlendirmeler yapılıyor. Ne yazık ki velilerin gidecekleri başka bir kapı, kendilerine profesyonel anlamda yol gösterecek başka bir yer yok. Onlar da çaresizlik içinde bu sitelerden sorularına cevap arıyorlar.
Bir yandan velilerin bu çırpınışları diğer yandan uzman olmayan kişilerin bu alandaki boşluğu kullanmaları bir eğitimci ve devlet görevlisi olarak beni çok rahatsız ediyor. Çocuk yetiştirmek ,ne idiği belirsiz birilerinin çalakalem yazdıkları yönlendirmelere göre yapılacak kadar basit bir mesele değil. Sonuçta çocukların sağlığı ve geleceği söz konusu.
Ortada bir ihtiyaç var ve bu ihtiyacı karşılaması gereken bir Devletimiz var. Devlet içinde özellikle bu hizmeti vermesi gereken kurum ise benim de mensubu olduğum Milli Eğitim Bakanlığı. Bu nedenle birkaç yıldır her fırsatta ilgililerle fikirlerimi paylaşıyorum ve veli rehberlik hizmetinin Bakanlığımızca yapılmasını öneriyorum ama henüz bir sonuç alabiliş değilim.
Bakanlık velilere rehberlik yapıyor diye düşünmeyin. Velilere rehberlik yapılması rehber öğretmenlerimizin görevleri arasında yer alıyor. Ancak okulda yapılan seminer veya toplantılara veliler genelde katılmıyor. Bin-iki bin velisi olan bir kurumda eğitme 8-10 veli ancak katılıyor. Veli okuldaki çalışmaya zaman ayırmıyor ama aynı veli elindeki telefonun başında saatlerce zaman geçiriyor. Okuldaki eğitime gelip sunuyu izlemeyen veli cep telefonunda dakikalarca video izliyor. Okula soru sormaya gelmeyen veli, çocuk gelişimi sayfalarında sorular soruyor-tavsiye alıyor. Çocuğunun olumsuz tutumlarına karşı neler yapabileceğini araştırıyor. Çocuğuna nasıl ders çalıştıracağını, neyi nasıl öğreteceğini de yine orada arıyor.
Ortada böyle bir gerçek var. Bu gerçekten hareketle, madem veli rehberlik hizmeti almaya bize gelmiyor, sosyal medyayı kullanıyor. O zaman Milli Eğitim Bakanlığı olarak bu önemli hizmeti sosyal medya üzerinden veliye götürerek durumu fırsata çevirmemiz mümkün.
Bu hizmet birçok genel müdürlüğün ortaklaşa çalışmalarını gerektiren bir çalışma. Velinin eğitilmesi hususu, konu rehberlik olduğu için Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün, hedef kitle yetişkin olduğu için Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünün ve verilecek hizmetin sunumu açısından Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğünün birlikte çalışmasını gerektiriyor.
Her genel müdürlük açısından neler yapılması gerektiğini ele alayım.
Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü: Erken çocukluk eğitiminden başlayacak şekilde tüm eğitim kademelerini kapsayan bir anlayışla öğrenci velilerinin eğitim ihtiyaçları belirlenmeli. Bu eğitimi velilerin hangi yöntemle almayı tercih ettikleri araştırılmalı. Çocuk gelişimi, eğitim ve ebeveynlere yönelik STK’lar ile işbirliğine gidilmeli ve yeri geldiğinde ortak çalışmalar yürütülmeli. Hizmet sunum aşamasında üzerine düşeni yerine getirmeli.
Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü: Hizmeti yürütmesi gereken asıl genel müdürlük olarak alanında yetkin rehber öğretmenler ile okul öncesi, özel eğitim, sınıf öğretmeni gibi değişik branş öğretmenlerinden oluşacak bir ekip kurmalı. Belirlenmiş olan veli eğitim konularına ilişkin senaryolar, bilgilendirme videoları için metinler, materyaller, kamu spotları vs. hazırlanmalı. Ayrıca velilerden gelecek soruları cevaplayacak özel bir ekip oluşturulmalı. Gelen sorular uzmanlık alanına göre ilgili kişilere yönlendirilmeli ve burada online rehberlik yapılabilmeli. Bu ekipler içinde mutlaka psikologlar da yer almalı.
Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü: Hazırlanan senaryolara ilişkin filmlerin ve bilgilendirme videolarının çekimleri yapılmalı. Özellikle , çocuk yetiştirme konusunda kısa filimler çekilmeli. Bu videolar EBA portalı üzerinde açılacak “veli eğitimleri” sekmesinde yayınlanmalı. Çeşitli sosyal medya hesapları (Facebook, twitter, instagram ) oluşturulmalı. Bu filmler ve diğer çalışmalar sosyal medya hesaplarından paylaşılmalı . Böylece yapılan çalışmalar milyonlarca kişiye ulaştırılmalı.
Yapılacak bu hizmetin tanıtılması da önemli. Okuma konusunda sıkıntısı olan insanımızın izlemeyi tercih ettiği aşikar. Bu nedenle hizmetin tanıtımı için özellikle kısa film şeklinde kamu spotları hazırlanarak kamuoyu bilgilendirilmeli.
Burada yazdıklarımı defalarca ilgililerce konuştum. Bu hizmetin öneminden bahsettim ama bu güne kadar bakanlık nezdinde bir gelişme olmadı. En azından bir eğitimci olarak kendi üzerime düşeni yapmak için veli eğitimine yönelik fikrimi hayata geçirdim. “Evde Eğitim” başlığıyla bir facebook sayfası oluşturdum (https://www.facebook.com/evdeegitimcalismalari/). Bu sayfada, çocuk yetiştirmeye yönelik. Yazılarımı, uzmanların yazılarını, kendi çektiğim videoları paylaşıyor, velilere rehberlik yapıyorum. Yetişebildiğim ölçüde velilerimizin sorularını da cevaplıyorum. Şu an itibariyle 55 bin kişi bu sayfamı takip ediyor. Paylaşımlarımı diğer sayfalar da yayınlıyor, böylece on binlerce aileye ulaşıyorum. 40 milyon veli içinde damla bile değil ama benim vicdanım rahat.
Hep söylüyorum: Bu iş Devletin işi. Bunu Devlet yapmalı. Sadece MEB değil, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı da benzer çalışmalara acilen başlamalı.
Bu çalışmayı bir gün Milli Eğitim Bakanlığının yapacağına inancım tamdır. Gönül ister ki bir an önce Devlet, Devletliğini yapsın ve çocuklarımızın canı yanmadan bu çalışma başlasın.
Doğan CEYLAN
Maarif Müfettişi/Yönetim Bilimi Uzmanı