Birkaç yıldır sözü edilen açık uçlu sorularla sınav, Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Yusuf Tekin’in son beyanıyla kuvveden fiile geçecek gibi. Sayın Tekin, El Cezire’ye verdiği mülakatta şunları ifade etmiş:
“Biz testlerle çocukların bilgi düzeyini ölçüyoruz, bilgiyi analiz etme kapasitesini ölçmüyoruz. Pilot uygulamalarına başladık. Yönetmelikte ona göre değişiklik yaptık. Öğretmenlerimizin test yapma sayılarını sınırlandırdık. Açık uçlu sınavları özendirmek istiyoruz. ABİDE (Akademik Becerilerin İzlenmesi ve Değerlendirilmesi) denen bir program geliştirdik. Merkezi sınavları açık uçlu sınav haline dönüştüreceğiz. Aynı şeyi, ÖSYM de çalışıyor. Üniversiteye giriş sınavlarında açık uçlu sınav yapabilir miyiz, yapamaz mıyız diye. Temel problem burada. Bunun sebebi de, 60 kişilik sınıfları olan bir okulda, öğretmen beş sınıfa girse 300 öğrenci eder. Bu kadar öğrenciye klasik sınav yap dediğimizde vakit alır. Ölçme ve değerlendirmede daha kolay yöntemleri tercih için test usulü gerçekleştirmişler. Ama biz ne yaptık, öğretmenin yükünü hafiflettik. Artık 60 kişilik sınıfa girmiyor öğretmen. 20 kişilik sınıflar. Test yapmasını gerektiren bir şey yok. Önümüzdeki dönemde öğretmenin test yapmasını istemiyoruz. Bunu hayata geçireceğiz.”
Açık Uçlu Soru Nedir?
Evet ya da hayır olarak cevaplanamayan, seçenek şıkları bulunmayan klasik, yazılı soru tipidir. Açık uçlu soruda, soruyu cevaplayanın duygu ve düşüncelerine (analiz, sentez, değerlendirme yetenekleri) ulaşılmak istenir. Genellikle bu soru tipi öğretmenler tarafından klasik sınavların son sorusu olarak sorulur. Çeşitli çoktan seçmeli testlerde de son sorular açık uçlu olarak yapılabilir.
Kendisine açık uçlu bir soru yöneltilen öğrencinin bu soruyla eleştirel düşünme, çıkarım yapma, ilişkileri görme, ilişkiler arasındaki benzerlikleri ve ilişkiler arasındaki farklılıkları görme ve bulma, analiz etme, tutarsızlıkları saptama, probleme farklı çözümler önerme, problemlere farklı bakış açıları ile bakma, duygudaşlık kurma, bütünden parçaya varma, parçadan bütüne ulaşma gibi karmaşık ve üst düzey davranışları ölçülür. Özellikle eleştirel düşünce becerilerinin ölçülmesi ve geliştirilmesi için kullanılması gereken soru tipi açık uçlu sorulardır.
Türkiye’de Uygulanabilir mi?
Elbette uygulanır. Nitekim belirli bir yaş üzerindeki tüm mezunlar öğrencilik yıllarında hep bu sorularla imtihan olmuşlardır. “Açık uçlu sınav sistemi”, sınava giren öğrencinin karşısına yanıt şıklarının gelmediği, cevabı doğrudan kendisinin yazdığı bir yöntem. Pearson’ın İngiltere ile ABD’de lise ve üniversitelerde kullandığı sistemde yazılı sınavlar otomatik olarak “Bilgi Analizi Teknolojileri” (KAT) adlı bir bilgisayar programıyla değerlendiriliyor. Bu sistem, yazılı sınavlarda dil bilgisi, kelime kullanımı ve hatta eleştirel kalite gibi kriterlerde de ölçüm yapabilme kapasitesine sahip.
Açık uçlu sorular adaylarda kritik düşünme, karar verme ve problem çözme alışkanlıklarının gelişmesine de katkı sağlıyor. Açık uçlu soru sisteminde, bir taraftan adayların yorumlama becerisi ölçülürken diğer taraftan adayların kişisel düşünce ve görüşlerinin açığa çıkarılması sağlanıyor.
Objektif uygulanırsa öğrencinin en çok doğrudan en az doğruya kadar puan alabileceği bir sistem aslında…
Kopya Ne Olacak?
– Bu soru tipi kullanıldığı takdirde kopyanın önüne geçilebilecek mi veya kopyanın önüne geçmek için daha farklı sistemler bulunamaz mı?
– Bu sistemle öğretmenlerin sorumluluğu artacağı gibi sınav sorularını hazırlama ve değerlendirme aşamasında daha uzun zaman ayırmaları gerekecek
Netice
Sınav sistemine endeksli eğitim sistemimiz ciddi arayışlar içinde. Hâlihazırdaki eğitim bürokrasisi iyi niyetli çözüm önerileri getirmeye devam ediyor. Ucu açık sorularla sınav önerisini de bu kategoride değerlendiriyorum. Kanaatim o ki artık “sınavsız eğitim sisteminin olabilirliğini ya da imkânsızlığını” tartışmanın zamanı geldi.
Bir değirmen gibi beyinlerimizi öğüten şu sınav sisteminden kurtulmanın vakti, sizce de gelmedi mi?