Hâkimler karar alırken 'birey'in değil devletin haklarına öncelik veriyor. Bazı devlet kurumları ise hükümete karşı yargıyı kullanıyor. TESEV Başkanı Can Paker, derinlemesine mülakat yöntemiyle yapılan araştırma 'halkın yargıya karşı güvensizliği'ni gösterdiğini söyledi. Peker, "Yargı sürecinde ciddi sorunlar var." dedi.
Karslı bir çoban, adaleti şöyle tanımlıyor: "Adalet, Atatürk'ün dediği gibi 'mülkün temeli' imiş. Ama maalesef biz adaleti Türkiye'de bulamıyoruz." İstanbul'da yaşayan eğitimli biri adalet denince şunu anlıyor: "Birey olarak toplumun içinde hepimizin rahat yaşamasını sağlayan sistem. Birisi bana bir şey yaptığında cezasını aldığını bilmeliyim." Yukarıdaki görüşler Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) tarafından yapılan ve 'toplumun yargıya bakışını' ortaya çıkarmayı amaçlayan araştırmadan ortaya çıkan bazı gerçekler. TESEV 'hâkimler, savcılar ile toplumun yargıya bakışını' inceleyen bir çalışma yaptı. 'Derinlemesine mülakat' yönteminin kullanıldığı çalışmada elde edilen veriler iki kitap halinde basıldı. Taksim Point Otel'de düzenlenen ve moderatörlüğünü gazeteci-yazar Etyen Mahçupyan'ın yürüttüğü 'Yargıya İlişkin Algı ve Zihniyet Yapıları: Hâkimler, Savcılar ve Toplum' isimli panelde, araştırmaya konu edilen 'Adalet Biraz Es Geçiliyor...' ile 'Biraz Adil, Biraz Değil' isimli kitapların tanıtımı yapıldı.
Panelin açılışında konuşan TESEV Başkanı Can Peker, Türkiye'de yargı bağımsızlığından öte yargının tarafsızlığı sorunu bulunduğunu ifade etti. Hukukun yargıdan da, devletten de üstün olduğuna vurgu yapan Can Paker, Türkiye'de hukukun bireyleri değil, devleti koruyan bir organ olduğunu ifade etti. Her iki araştırmada da görev yapan Mithat Sancar ise, "Yargı kendi kaderine terk edilecek kadar sıradan değildir." derken, en üstte Anayasa Mahkemesi'nin bulunduğu yargı hiyerarşisinin katılığını eleştirdi. Araştırmanın yürütücüleri arasında bulunan Suavi Aydın da, yargının bağımsız olmadığına dair toplumda iki farklı düşünce olduğuna vurgu yaptı. Aydın, "Hükümetin yargıyı etki altına aldığını düşünenler, Ergenekon soruşturmasını örnek gösteriyor. Devletin kurumlarının hukuku kullandığını düşünenler ise cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşanan 367 kararını ve kapatma davasını öne sürüyor." diye konuştu.
VİCDAN SAHİPLERİ 367 KARARINI SAVUNAMAZ
Panele tartışmacı olarak katılan Serap Yazıcı ise, "Hiçbir demokratik ülkede, bizim anayasamız gibi devleti yücelten başka bir anayasa yoktur." ifadesini kullandı. Yazıcı, Türkiye'nin bu yönüyle Sovyetler Birliği ve Kuzey Kore ile aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Türk yargısında taraflı kararların, tarafsız kararların üstünde olduğunu belirten Serap Yazıcı, Anayasa Mahkemesi'nin aldığı '367 kararını' hatırlattığı cümlesini şu sözlerle bitirdi: "Vicdan sahibi hiçbir hukukçunun bunu savunmaya hakkı yoktur."
Zaman