Son günlerde Liselerde sınıf geçme sisteminin değiştirilmesine ilişkin bakanlıkta çalışma yapıldığı konuşulmaktadır.
Bu konuda genel hatlarıyla bir değerlendirmeyi daha önce yapmıştık.
Bu değerlendirmede vurguladığımız ve eleştirdiğimiz hülle ile sınıf geçmeye yol açan Akşam Lisesine Nakil uygulamasına son verilmiş olması gerçekten sevindirici. Bunu da “Bakan Dinçer, lisede hülleyi bitirdi” başlığıyla bakanı alkışlayarak yayımlamıştık.
Sınıf geçmede düzenleme yapılırken ince eleyip sık dokumak lazım. Doğruyu bulmaya çalışmak lazım. Amaç sadece öğrenci nasıl sınıf geçirilir sorusunun cevabı değil öğrencilerin daha donanımlı olabilmesi için neler yapılabilir sorusunun gerçekçi ve bilimsel cevabı olmalıdır?
Burada en önemli sorunlardan bir tanesi hiçbir amacı olmayan, aile baskısıyla yada zaman geçirmek için okula gelen ile gerçekten bir şeyleri başarmanın mücadelesini verenlerin aynı sınıfta yer alması sorunudur.
Bugün Fen, Sosyal Bilimler ve Anadolu Liselerinde bu sorun çokça ortaya çıkmıyor fakat Genel Lise ve Meslek Liselerinde sorun had safhada. Sınıfta seviye farkı olan öğrenciler mevcut. Öğretmen alt seviyeden başlasa üst seviyedeki, üst seviyeden başlasa alttaki mağdur olacak ikilemiyle karşı karşıya kalırken bir de öğretmen müfredata kendini sıkıştırınca içinden çıkılmaz bir durum ortaya çıkıyor.
Bizim toplumumuzun zoru görmeden başarıyı yakalayamadığını unutmamamız lazım. Yani kolaya alıştırmamak şart.
Gerçekçi başarı için öğrenilerek başarıyı yakalamak gerekir. Bunun için sistemde var olan her tür argümandan yararlanmakta fayda vardır.
Sayın bakan “Okullar Hayat Olsun” derken aslında bu durumu da değerlendirebilir. Öğrencinin başarısız derslerden sorumlu geçme sistemi devam edebilir. Fakat sorumlu geçilen derslerin öğrenilmesi için de bir dizi önlemler almak lazım.
Okullarımızda Akşam eğitimleri yada Genel Liselerde de Açıköğretim dersleri başlatılmalıdır.
İster Açık Öğretim Lisesine kanalize edelim istenirse Akşam Devlet Liseleri (ADL) açalım. Biz Açık öğretime kanalize edilen sistem üzerinden hareket edecek olursak;
- Öğrenci sorumlu dahi geçememişse yani sınıf tekrarına kalmışsa, Açık Öğretim Lisesine kaydırılabilir. Böylece bir yıl Açık Öğretimde okuyan öğrenci burada sınıfını geçtikten sonra tekrar okuluna dönebilmelidir.
- Açık öğretime kaydırılan öğrenci için tam da bakanın söylediği gibi hafta sonu ve akşamları mesleki açık öğretimde meslek derslerinde olduğu gibi buralarda kültür dersleri ve genel liselerde de kültür dersleri düzenlenmelidir.
- Buna rağmen ikinci kez sınıfta kalan öğrenci öğrenimine Açık öğretimde devam etmelidir.
Bu tabii ki bir öneridir ve bir çok yararı vardır.
- Okullaşma oranında düşüş olmayacaktır.
- Öğrenciye açık öğretim de bir şans verilmiş olacaktır.
- Açık öğretime kaydırılan öğrencilerin ders almaları sağlanmış olacaktır.
- Örgün öğretimden açık öğretime kaydırılan öğrenci aslında bir bakıma akşam öğretimine kaydırılmış olacaktır.
- Böylece her yıl yüz binlerce sınıf tekrarı öğrenci için okullarımız akşamları eğitim verebilecektir.
- Bu öğrenciler için derslik ihtiyacı olmayacak normal öğretimdeki sınıf mevcutları bir nebze rahatlayacaktır.
- Açık öğretim dersleri tabii iki öğrenci potansiyeline göre bazı okullarda açılabileceği gibi her okulda da açılabilecektir.
- Öğretmenlerimizin daha çok derse girmeleri belki ilave ücret almaları sağlanmış olacaktır.
- Böylece öğrencinin bir üst sınıfa geçmek için değişik alternatifi olmuş olacaktır.
- Hatta sınıfı sorumlu geçen öğrencilerin sorumlu oldukları dersleri buradan takip etmeleri ve bu öğrencilerle sınava girerek derslerini tamamlamaları da mümkün olabilecektir.
Akşam Devlet Liselerinde yapılacak derslerin normal öğretimde var olan ders saatine eşit olması da zorunlu olmayabilir.
Buradaki öğrenciler bir yıllık eğitimden sonra gelmiş olacaklarından 9.sınıfta gördükleri bazı derslerden muaf edilebilirler. Örneğin Resim/Müzik, Beden Eğitimi ile kendi çabalarıyla başarmaları mümkün olan Sağlık Bilgisi, Din Kültürü Ahlak Bilgisi gibi… Yada bu öğrenciler sadece başarısız oldukları derslere devam edebilirler. Böylece daha az ders yükü söz konusu olacaktır.
Bu durumda akşamları yapılacak derslerin çok geç saatlere uzaması da önlenmiş olacak, ders için açık olan okulda “Okullar Hayat Bulsun” projesi de uygulanabilecektir.
Bunun maliyet analizini yapacak olursak her yıl sınıf tekrarı yapan öğrenci sayıları ve bakanın yanıltıldığına ilişkin ele aldığımız bir yazıdaki durumdan hareket edelim.
O yazıda;
|
Ele almıştık.
Yani o yıl sınıf tekrar eden öğrenci sayısı 344bin idi. Bu sayı her yıl hemen hemen aynıdır. Bu sayı azımsanacak bir sayı değildir. Bu öğrencilerin sistemde tutularak değişik bir alternatif yaratılmasının gerçekten sağlıklı bir yöntem olacağını söylemek için biraz düşünmek ve konuyu tartışmak gerekir.
Bir örneklendirme yapacak olursak; bu yıl bildiğim bir okulda 9.sınıfı tekrar eden öğrenci sayısı 45, 10.sınıfta tekrar eden öğrenci sayısı ise 15’tir. Bu okulda bu sistem uygulanmış olsa idi Akşam Devlet Lisesinde en az 2 şube 9.sınıf, 1 şube de 10.sınıf açılabilecekti. Böylece bu okulda bu yıl 9.sınıflarda 40 civarı olan sınıf mevcutları 30’lara ineceği gibi her sınıfta 7-8 tane sınıf tekrarı öğrencinin bulunması önlenmiş olacaktı.
Böylece Eğitim öğretim sürecinin daha sağlıklı işleyeceği açıktır.
Saygılarımla…
Maksut BALMUK
Eğitim Yöneticisi