Liseler Ne İşe Yarar?

LİSELER NE İŞE YARAR?

Bir sistemin etkililiğini ve verimliliğini değerlendirip geliştirmek,   her yöneticiden beklenen temel görevlerden biridir. Bu çerçeveden bakıldığında ülkemizde liselerin temel işlevi nedir? Liseler ne tür bir eğitim vermektedir? Verilen bu eğitimin tarafların gelişimine bir katkısı olmakta mıdır? Liselerin dört yıl olmasına gerek var mı? Bu kurumlarda çalışan öğretmen ve yöneticilerin mesleki doyum düzeyi nedir? Kaç öğrenci liselerden açık liseye geçiş yapmıştır? Kaç öğrenci ne kadar devamsızlık yapmış ve rapor kullanmıştır? Tüm bu soruların olumlu cevaplarını ben bulmakta zorlanıyorum. Peki, sistemi geliştirmek ya da değiştirmek mümkün değil mi? Bu sorun karar vericileri rahatsız etmiyor mu? Sistemin tüm unsurlarıyla gözden geçirilmesi için daha ne bekleniyor?

 

Liseler ülkemizde bir tek işleve sahip görünüyor; üniversiteye girebilmek için bir ön koşul olan diplomayı vermek. En iyi diye nitelenen liseler bile “test” çözmekle meşgul görünüyor. Merak eden bu okullardaki laboratuvarlara baksınlar ne sıklıkla kullanılıyor. Sistemi etkisi altına alan “testokrasi” üniversiteleri de olumsuz yönde etkiliyor. Tek öğrenci seçme ölçütü test sonuçları olunca üniversitelerde bu sistemin etkisiz bir aktörü oluyor. Hiçbir üniversitede 21. yüzyıl becerileri olarak adlandırılan ve ortaöğretim sistemimizde kredilendirilmeyen, proje yapma, ekip çalışması, sosyal sorumluluk, sanat ve sportif aktiviteler, iletişim ve kendini ifade becerisi, problem çözme becerisi gibi hususları öğrenci seçiminde bir ölçüt olarak almıyor. Dolayısıyla sınavlarda başarılı olanlar aslında bir anlamda 21. yüzyılda çok da başarılı olamayacak geçmiş yüzyılın öğretim mantığı ile yetişmiş, hayat boyu öğrenme olgusunu anlamlandırayamayan bir kuşak olarak karşımıza çıkıyor.

Bu haliyle liseler eğitim sisteminin tamamını olumsuz etkileyen en temel faktör olarak karşımıza çıkıyor. 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile ortaöğretim genel müdürlüklerinin sayısı azaltıldı. Bu olumlu bir adım olmakla birlikte okul çeşitliliği devam etmektedir. Eskiden esnafların örgütlenmesini andıran bir okul çeşitliliği devam etmektedir. Eskiden ayakkabıcılar, bakırcılar, gümüşçüler, demirciler, nalburlar, vb. farklı farklı çarşılarda mesleklerini icra ederlerdi. Şimdi ise Alış Veriş Merkezleri (AVM) devri yaşanıyor. Yani başarısız kılınan aslında tam da günümüzün okulu olan Çok Programlı Liseler (ÇPL), bir lise içerisinde çok farklı bölümleri açabiliriz. Bu yolla gereksiz mesleki eğitim genel eğitim ayırımını da ortadan kaldırabiliriz. Meslek her çocuğumuza lazım ve günümüzde mesleklerin alt yapısı iyice ortaklaştı. ÇPL’lere her türlü imkanı da sağlamak mümkün. Bu okullara yüzme havuzu, iyi bir kütüphane, spor ve sanat salonları, kulüp odaları yapmak da pekala çok daha ucuza mal olacak bir faaliyet. Hele nüfusu 20-30 bin olan yerler düşünüldüğünde bir tek donanımlı ÇPL’nin ekonomik ve insan gücü tasarrufu inkâr edilemez. Öğrencileri, birbirini anlayan ortak bir sosyal zeminde yetiştirmesi de önemli bir diğer boyut olarak değerlendirilmelidir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

EĞİTİM Haberleri