Milli Eğitim Bakanlığı yeni ortaöğretim yönetmeliğinde liseliye evlilik vizesi tartışma yarattı
Kıvanç EL / VATAN ANKARA
Düzenlemeyi yorumlayan uzmanlar “Bu düzenleme erken evliliği teşvik eder” değerlendirmesi yaparken, “Evlenen kızların okuldan uzaklaştırılması doğru mu?” sorusunu da gündeme getirdi...
Milli Eğitim Bakanlığı yeni ortaöğretim yönetmeliğinde lise sistemini sil baştan düzenlerken, liseliye evlilik vizesi tartışma yarattı. Yönetmelik taslağındaki düzenleme, pek çok eğitim uzmanının tepkisini çekerken, Türkiye’nin sosyolojik gerçekleri dikkate alınarak “zorunlu eğitime sosyolojik ayar” olarak yorumlayanlar da oldu. Çocuk Vakfı Raporu’na göre 15-19 yaşındaki 6 milyonu bulan çağ nüfusunun 460 bininin evli olması, yönetmelik taslağındaki düzenlemenin çok yönlü olarak değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koydu.
Milli Eğitim Bakanlığı yetkilileri VATAN’ın “Lisede evliliğe vize” haberinin ardından yaptıkları değerlendirmede, “18 yaşından önce evlilik yasal olarak zaten yasak. Ancak erken evliliklerle mücadele edilmesi gerektiğini biz de savunuyoruz. 4+4+4 modelinde 12 yıl zorunlu eğitim ile amaçlanan da zaten erken lise çağındaki evliliklerle mücadele edilerek kız çocuklarının okula çekilmesiydi. Bu durumdayken kız çocuğu evlendi diye yine eğitim dışına çıkarılmamalı. Zaten erken evlilikle mücadeleyi devlet veriyor. Yapılan düzenlemenin tartışılmasını istiyoruz” görüşünü savundu.
UZMANLAR NE DEDİ?
‘Uzaklaştırılmamalı ama teşvik edilmemeli’
Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Binnur Yeşilyaprak ise, yapılan düzenlemeyi “evliliğe teşvik” olarak algıladığını vurgulayarak, “Erken evlilik toplumsal sağlık açısından uygun değil” dedi. Erken evliliği “sağlıklı yaşam becerileri” açısından uygun bulmadığını ifade eden Yeşilyaprak, “Dünyadaki ergenlik çağı uzuyor, daha ileri yaşlarda olgunlaşma, ergenlik başlıyor. ‘Ertelenen gençlik’ diye bir tabir var. Gençlerin temel yaşama becerilerini kazanmadan, kimlik oluşturdukları bir çağda, lisede yapacakları evlilik sağlıklı olmayacaktır. Toplumsal sağlık açısından uygun olmayacaktır” dedi. Yeşilyaprak bu görüşlerinin yanı sıra önemli bir noktaya da dikkat çekerek, şu değerlendirmeyi yaptı: “Ancak erken evlilik nedeniyle kız çocuklarının da okul dışına atılması çözüm değil. Erken evliliklerin olmaması, geciktirilmesi için çaba harcanması gerekir. Evlendirilmemeleri teşvik edilmeli. Ama çocuklar evlendiği zaman eğitim sistemi dışına çıkarılıp kaderleri ile baş başa bırakmak ne kadar doğru olabilir?. Hataları ile baş başa bırakılmamalılar. Ancak ben bu düzenlemeyi çocukların evlenmelerini teşvik olarak yorumluyorum, algılıyorum. Toplumda gençlere sahip çıkmak gerekir. Erken evlilik yasal olarak, cezai olarak engellenmelidir. Tüm mekanizmalar eksiksiz harekete geçirilmelidir.
‘Erken evliliğin yaptırımı olmalı’
Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Gülle de 18 yaşını doldurmamışların “çocuk” olduğunu ve bu çocukların kesinlikle evlendirilmemesi gerektiğini ifade etti. Gülle, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kemik yapısı gereği, ailenin bilincinin eksik olması nedeniyle çocuk evlilikleri yasaklanmıştır. Yapılan bu düzenleme kadının 3 çocuk yaparak eve kapatılması, eve döndürülmesi anlamına geliyor. Türkiye’de ‘evlen sonra okursun’ düşüncesi hakim olan bir kesim var. Böyle kabul ediliyor. Bununla mücadele edilirken bu düzenlemenin yapılması ‘Evlen, bak hem de okursun’ düşüncesine yol açacak. Kadınların ikinci plana atılmasının resmen atılmış bir adımıdır. İki adım daha geri gidiyoruz. Çocuklar örgün eğitimde tutulmalı ve evlenmelerinin önü de kapatılmalıdır. Türkiye’de son dönemde ensest ilişkilerdeki artış ile çocuk evliliklerin artması arasında bir bağ var. Erken evlilik ensesti doğurur. Bu sistemle ensest artışı da olacaktır. Mutlaka erken evliliğin yaptırımı olmalı. Cezai sistem kurulmalıdır.”
Sendikalar incelemeye aldı
Eğitim-İş Sendikası yönetmelik taslağını incelemeye aldıklarını açıkladı. Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk da evlilik düzenlemesinin geri çekilmesini ve yeniden ele alınmasını MEB’e önereceklerini söyledi. Koncuk, erken mezuniyet, ders sürelerinin düşürülmesi gibi yenilikleri doğru bulduklarını ifade etti. Evlilik ile ilgili düzenlemenin ise doğru olmadığını kaydeden Koncuk, bakanlığa bu konuyu yeniden ele alma çağrısı yaptı ve hazırlayacakları görüşte buna da yer vereceklerini söyledi. Koncuk, taslağı kendilerine gönderen bakanlığın 1 hafta süre verdiğini de ifade ederek, “Kapsamlı 240 maddelik düzenlemeyle ilgili 1 haftada görüş isteniyor. Bu olacak bir şey değil” dedi. Eğitim-Sen eski Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de, “Lisede evlilik konusunda katı kurallar vardı. 18 yaşını doldurmamış çocukların evlendirilmesine karşı çıkıyoruz. Ancak, çocuk okurken lisede evlilik hayata sürülüyor. Burada ‘niye evlendiriyorsunuz’ sorusu sorulmalı. Bu düzenleme ile ‘ergin’ gelinler çoğalır” dedi.
Ergin şartı
Medeni Kanun’a göre evlilik yaşı 18. Kanunda, evlenmek için ‘ergin olma’ şartı getiriliyor. Kanunda “15 yaşını dolduran küçük, isteği ve velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılınabilir” düzenlemesi yer alıyor. Ailenin kararı ile “ergin” kılınıp evlenebiliyorlar.
Evlilik yüzünden ilişiği kesilince dava açtı
Lisede evlilik konusu daha önce mahkemelik olmuştu. Ailesinin onayıyla evlendirilen 10 Ekim 2006’da evlenen kız öğrencinin evliliği, ÖSS için yaptığı başvuru sırasında ortaya çıktı. Evlendiği ve okula bilgi vermediği tespit edilen kız öğrencinin okulla ilişiği 29 Mart 2007’de kesildi. Bunun üzerine tasdikname verilen kız öğrenci Danıştay’a başvurarak evli olanların liseye kayıt yaptırmasını ve lisede öğrenciyken evlenmesini yasaklayan yönetmelik hükmüne karşı dava açtı. Öğrenci, yönetmelikteki “Öğrenci iken evlenenlerin okulla ilişikleri kesilir” hükmünün Anayasa’nın öngördüğü öğrenim hakkını hukuka aykırı olarak kısıtladığı iddiasıyla iptalini istedi.
Danıştay reddetti
Danıştay, kız öğrencinin okuldan atılmasına gerekçe oluşturan, Lise ve Ortaokullar Yönetmeliği’nin “Öğrenci iken evlenenlerin okulla ilişikleri kesilir” şeklindeki maddesinin iptal istemini reddetti. Kararda, söz konusu mevzuata göre, eğitimin çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre devletin gözetim ve denetimi altında yapılması gerektiği vurgulandı. Kararda, “Yönetmeliğin bu maddesinin amacı, örgün ortaöğretim kurumlarında okuyan çeşitli yaş grubundaki öğrenciler arasında sosyal ve kültürel yönlerden birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır. Her ne kadar davacı tarafından yönetmeliğin bu hükmünün eğitim ve öğretim hakkını sınırladığı ileri sürülmüşse de bu durumdaki öğrencilerin açıköğretim lisesinde öğrenimlerine devam etme olanakları bulunduğundan, davacının bu iddiasına itibar edilmemiştir” değerlendirmesi yer aldı. Danıştay kararında ayrıca “Yönetmeliğin bu maddesinin amacı, örgün ortaöğretim kurumlarında okuyan çeşitli yaş grubundaki öğrenciler arasında sosyal ve kültürel yönlerden birlik ve beraberliğin sağlanmasıdır” ifadesi yer aldı.
460 bin çocuk evli
TÜİK verilerine göre Türkiye’de lise çağına denk gelen 15-19 yaş arasında yaklaşık 6.2 milyon vatandaş bulunuyor. MEB verilerine göre liselerde 4.756.286 öğrenci eğitim alıyor. Liselere devam etmeyen öğrenci sayısı ise yaklaşık 1 milyon olarak hesaplanıyor. Zorunlu eğitim sistemi ile tüm öğrencilere lise zorunlu olacağından tüm çağ nüfusunun eğitime dahil edilmesi hedefleniyor. 15-19 çağ nüfusunun evliliğine ilişkin çeşitli veriler bulunuyor:
- Türkiye’de Çocuk Vakfı’nın rakamlarına göre 15-19 yaş grubundaki evli çocuk sayısı 463 bin.
- TBMM Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun “Erken Yaşta Evlilik” Raporuna göre de 15-19 yaş çağ nüfusunun yüzde 9,6’sı evli.
- Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nün 2008 yılında hazırladığı “Nüfus ve Sağlık Araştırması”na göre de çağ nüfüsunun yüzde 15’i evli.
- Türkiye’de evlenen kadınların yüzde 23.4’ünü, erkeklerin de yüzde 2.7’sini 15-19 yaş grubu oluşturuyor