Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, sendikacılığın çalışanların emeğinin karşılığını alma mücadelesi olduğunu ifade ederek, yeni bir sinerjiyle çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi.
Ankara 1 No’lu Şube’nin Haymana’da yaptığı divan toplantısında konuşan Selvi, ülkemizin ve dünyanın öncelikli sorunu olan eğitimin niteliğinin artırılması çalışmasını önceleyeceklerini vurgulayarak, eğitim sisteminde bir paradigma değişimine ihtiyaç olduğunu, ders müfredatlarının yeniden yazılması için çalışma yapacaklarını kaydetti.
Eğitim-Bir-Sen olarak, sendikacılığı çalışanların emeğinin karşılığını alma ve özgürlük alanlarını genişletme mücadelesi olarak gördüklerini belirten Selvi, “Biz sendikacılığı, gelir dağılımı adaletinin yerleşmesine katkıda bulunmak olarak gördüğümüz için, özgürlük mücadelesiyle emek mücadelesinin birlikte yürütülmesi gerektiğine inanıyoruz. İnsanların özgürleşmesi ekmeğinin, alın terinin karşılığını almasına da bağlıdır” dedi.
Hakkı Yenilenlerin, Kimsesizlerin ve Mazlumların Sözcüsüyüz
5. Olağan Genel Kurul’da beyan ettikleri gibi, ‘içimize, işimize ve dışımıza yolculuk olmak üzere’ üç temel hedef belirlediklerini dile getiren Latif Selvi, eğitim çalışanlarının özlük mücadelesini güçlü bir şekilde savunmak hedefinde olduklarını, özlük ve özgürlük mücadelesini birlikte yürütmeyi sürdüreceklerini, medeniyet havzamızdaki emek örgütleri ile birliktelikler kurarak yeni bir sinerji oluşturmak için çalışacaklarını vurguladı.
Türkiye’nin ve dünyanın öncelikli sorunu olan eğitimin niteliğinin artırılması çalışmalarına ağırlık ve öncelik vereceklerinin altını çizen Selvi, eğitim sisteminde bir paradigma değişimine ihtiyaç olduğuna dikkat çekerek, ders müfredatlarının yeniden yazılması için çalışma yürüteceklerini ifade etti.
Şimdiye kadar olduğu gibi, bundan sonra da mazlumların, ezilen ve yoksulluk içinde bulunan halkların hep yanında olacaklarını kaydeden Selvi, “Seçkinlere yakın olmak ve onların gücünde, onların gölgesinde sefa sürmek için değil, hakkı yenilenlerin, kimsesizlerin, mazlumların sözcüsü olmak ve haklarını aramak için sendikacılık yapıyoruz. İmtiyazlılar, imtiyazlarını korumak için mazlumların sırtına binerken, Eğitim-Bir-Sen olarak görevimiz, imtiyazlıları mazlumların sırtından indirmektir” şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir-Sen’in davasının bir medeniyet davası olduğunu vurgulayan Latif Selvi, şunları söyledi: “Medeniyet yolculuğu her geçen gün büyüyor ve geleceğe uzanmaya hazırlanıyor. Yeniden büyük Türkiye sloganı ile ortaya konulan vizyon, bizim kadim medeniyetimizin ve güçlü geleceğimizin yeniden inşası, tarihi sorumluluğumuzu yeniden kuşanma yolculuğudur.”
Haşlak: Örgütlü Toplum, Yöneten Toplumdur
Eğitim-Bir-Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Yüksel Haşlak ise, ülkemizde ve dünyada en temel hak ve hürriyetlerin başında gelen yaşama, mülk edinme, ırz ve namusu koruma, inanma ve inandığı gibi yaşama, düşünme ve düşündüğünü özgürce ifade edebilme, gelir dağılımından adalet ölçüsünde yararlanmayla karşılıklı rızaya bağlı olarak yapılan antlaşmalardan doğan insan haklarının ihlal edildiğine şahit olduklarını belirterek, “Sendika bütün bu hak ihlallerini ortadan kaldıracak, gönül birlikteliğini güç birlikteliğine dönüştürecek, sağlıklı sivil toplum bilincinin gelişmesine, örgütlenmenin ve özürsüz demokrasi kültürünün yerleşmesine katkıda bulunacak, temel hak ve özgürlüklerin korumasını, haksızlıkların ortadan kaldırılmasını sağlayacak örgütlü kurumdur. Bireysel ve toplumsal sorunlarımızı tek başımıza çözmemiz asla mümkün değildir. Sorunların çözümü için gönül birlikteliğinin güç birlikteliğine dönüştürülmesi, yani örgütlenilmesi şarttır. Zira örgütlü toplum, yöneten; örgütsüz toplum, güdülen toplumdur. Örgütlü olmayı reddetmek, güdülmeyi kabullenmek; mazlumları, mağdurları, ezilenleri yalnız bırakmak, zalimlere prim vermektir” dedi.
Konuşmaların ardından, teşkilat eğitimi yapılarak, gelecek dönemin planlaması hakkında görüş alışverişinde bulunuldu.