Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, insanca bir hayat için adil paylaşımın elzem olduğunu belirterek, “Sendika olarak, mağdur edilen, hakları ellerinden alınan eğitim çalışanlarının sorunlarını çözmek için mücadele ediyor, kazanım temin etmek için çalışıyoruz. Her kesimin ve herkesin insanca bir yaşama kavuşabilmesi için çabamız kararlılıkla devam etmektedir” dedi.
Kastamonu Şubesi tarafından düzenlenen il divan toplantısında konuşan Latif Selvi, sendikacılığı, emeğin, alın terinin karşılığının alınması, çalışanların haklarının savunulması mücadelesinin verildiği ve sözünü yükseltmek isteyenlerin bir çalışma alanı olarak nitelendirerek, “Emek ve özgürlük mücadelesi yan yana devam etmelidir. Eğitim-Bir-Sen olarak, kurulduğumuzdan bu yana özlük ve özgürlük mücadelesini birlikte yürütmenin gerekliliğine inandık ve bu anlayış doğrultusunda sendikal çalışmalarımızı gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
İnsanca bir hayat için çabalıyoruz
“Yeryüzünde bütün insanlara yetecek kadar nimet var. İnsanlık bir sınavdan geçmektedir. Bu sınavı hakkaniyetli bir şekilde vermediğimiz zaman haksızlıklar ve zulümler her tarafı kaplar, biz de bunların mağduriyetini yaşarız” diyerek sözlerini sürdüren Selvi, şunları söyledi:
“Adaleti tesis edebilirsek, adil paylaşımı ve insanca yaşamı sağlayabilirsek, işte o zaman herkesin huzur içerisinde olabileceği bir dünyayı kurabiliriz. Yeryüzünde maddi anlamda ortaya çıkan krizler, adil paylaşımın olmamasındandır. İşte sendikacılık, kaynakların dağıtımı söz konusu olduğunda dezavantajlı olan kesimlerin sesi olmak, bu kesimi temsil etmek içindir. Sendika olarak, mağdur edilen, hakları ellerinden alınan eğitim çalışanlarının sorunlarını çözmek için mücadele ediyor, kazanım temin etmek için çalışıyoruz. Her kesimin ve herkesin insanca bir yaşama kavuşabilmesi için çabamız kararlılıkla devam etmektedir.”
Eğitimcilerin emeklerinin karşılığı bir an evvel ödenmelidir
Toplu sözleşmede önemli kazanımlar elde ettiklerini kaydeden Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Toplu sözleşme hükümlerinden bazılarının gereğinin yerine getirilmediğini görüyoruz. Bunlarında biri de sınav görev ücretleri konusundaki adaletsizliği ortadan kaldıran toplu sözleşme kazanımıdır. Açık öğretim lisesi/ortaokulu sınavları ve bilim sanat merkezleri öğrenci seçme sınavlarında görev alan öğretmenler, aylar geçmesine rağmen hak ettikleri ücreti hâlâ alamamışlardır. Toplu sözleşme maddeleri kamu idaresi için bağlayıcı niteliktedir. Sözleşmenin altına atılan imzanın gereğini yerine getirmek kamu idarecisinin sorumluluğundadır. Sorun sadece sınav ücretlerinden de ibaret değildir. İlköğretim kurumlarında görevli müdür yardımcılarına, ilgili mevzuatında görevleri arasında nöbet görevi zikredilmediği gerekçesiyle fiilen nöbet tutmalarına rağmen ücret ödenmemektedir. Hâlbuki ilgili mevzuat, müdür yardımcılarının görevleri hususunda ‘görev tanımlarında belirtilen veya müdür tarafından verilen görevleri’ ifa edeceklerini belirtmekte, bu kapsamda müdür yardımcılarına nöbet görevi verilip, fiilen de bu görev icra edilmektedir. Herkes sorumluluğunu yerine getirmeli, emekler heba edilmemelidir. Yetkililerden, emekle ve mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımları heba edecek, kadük bırakacak davranışlardan kaçınmalarını; eğitim çalışanlarının emeklerinin karşılığının bir an evvel ödenmesi için gayret sarf etmelerini bekliyor ve istiyoruz.”
Kimse bize çamur atmaya kalkmasın
Son günlerde sıkça gündeme gelen taciz olaylarına da değinen Selvi, ahlaksızlığın her çeşidine, kimin yaptığına bakmadan karşı olduklarını vurgulayarak, “Ölçüsü hak ve adalet olan, kimin yaptığına bakmadan her türlü ahlaksızlığa karşı durmayı ilke edinen, ülkesini, milletini, temsil ettiği kamu görevlilerinin haklarını savunan, bunun için mücadele veren, kazanımlar elde eden, mazlum ve mağdura yardım elini uzatan, daha iyi bir eğitim ve gelecek için çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşu olarak, suç işleyen ahlaksızların hiçbir kurum ve kuruluşta barındırılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bizim bu konudaki tavrımız ve duruşumuz nettir, kimse bu konuda bize çamur atmaya kalkmasın. Kişisel taciz olayları üzerinden kurumlara kara çalmak, camiaları itham etmek ahlaki değildir” ifadelerini kullandı.
15 Mayıs sendromu
Sendikaların üye sayılarının belirlendiği 15 Mayıs yaklaştıkça, eğitim çalışanları adına herhangi bir kazanım elde edemeyen, söyleyecek sözü olmayan malum sendikaların Eğitim-Bir-Sen’e dil uzatma, kara çalma çabalarına tanık olduklarını ifade eden Latif Selvi, “Eğitim çalışanlarına, ‘sizin için şu kazanımları sağladık, yeni kazanımlar için daha güçlü olmalıyız, gelin bize üye olun’ gibi bir söylemi, anlatacakları bir icraatı bulunmayanlar, 15 Mayıs’tan önce, her zaman olduğu gibi, sendikamıza akıl ve mantık dışı saldırılarda bulunmakta, iftira atmakta, her tür tezvirata başvurmaktadır. Bizim söyleyecek çok sözümüz, yapacak çok işimiz var. Onun için, çamur atmayı sendikacılık sananlara cevap vererek, zamanımızı heba etmek istemiyoruz. Eğitim çalışanları, kamu görevlileri de bunlara itibar etmemektedir. 400 bini aşkın üye sayısıyla genel yetkili sendikayız. Malum oluşum ve sendikaların tezviratına, manipülasyonlarına aldırmadan, çalışma şevkimizi, heyecanımızı, sendikal duruşumuzu ve yürüyüşümüzü bozmadan, ülkemiz, milletimiz ve kamu görevlileri için ter akıtmaya, mazlum ve mağdurun sesi olmaya devam edeceğiz. Bir söz vardır, tilki yetişemediği üzüme koruk, kedi ulaşamadığı ciğere murdar dermiş. Bunlar, sıkılmadan, yorulmadan, bıkıp usanmadan her dönem aynı şeyi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya sürerler. Onlar laf, biz icraat yapıyoruz. Her şeye rağmen yolumuza, özlük ve özgürlük mücadelemize kararlılıkla devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir-Sen Kastamonu Şube Başkanı Orhan Sancaktaroğlu ise, yaptıkları faaliyetler hakkında katılımcılara bilgi verdi.