Küresel Isınma Kurultayı sonuç bildirgesi

Türkiye'de yılda ortalama 200 kadar sel ve taşkın olayı meydana geldiği ve bu olayların ülke ekonomisinde yol açtığı kayıpların yıllık 150 milyon lira kadar olduğu bildirildi.


Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) tarafından 16 Haziran 2010 tarihinde Ankara'da düzenlenen ''Küresel Isınma Kurultayı''nın sonuç bildirgesi açıklandı.

Küresel Isınma Kurultayı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Doğanay Tolunay tarafından hazırlanan sonuç bildirgesinde, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin ekolojik, ekonomik ve politik bir sorun olduğu kaydedildi.

Bildirgede, iklim değişikliğine bağlı olarak yaşanan afetlerin (seller, kuraklıklar, sıcak hava dalgaları, orman yangınları, fırtınalar) büyük ekonomik kayıplara yol açtığı belirtirken, örneğin 1990-1999 yılları arasında yaşanan afetlerin ve ekstrem hava olaylarının maliyetinin 629 milyar dolar olarak hesaplandığı vurgulandı.

İstanbul'da, Eylül 2009'da meydana gelen sel felaketinin maliyetinin 400 milyon lira olarak tahmin edildiği belirtilen bildirgede, genel olarak ise Türkiye'de her yıl, ortalama 200 kadar sel ve taşkın olayı meydana geldiği ve bu olayların ülke ekonomisinde yol açtığı kayıpların yıllık 150 milyon lira kadar olduğu bildirildi.

Bildirgede, küresel ısınmanın ekonomik bir sorun olduğunun diğer bir göstergesinin de küresel ısınmaya karşı alınabilecek önlemlerin ülkelere getireceği yüksek maliyetler inanışının yaygınlığı olduğu ifade edilirken, şöyle denildi:

''Ama 2008'deki küresel ekonomik krizde 2 trilyon dolarlık uluslararası kurtarma paketi hiç tartışılmadan aktarılmıştır. Benzer şekilde Yunanistan'ın yaşadığı ekonomik krizde de 110 milyar avroluk yardım, bir çırpıda oluşturulmuştur. 2008 yılı verilerine göre dünya gayri safi milli hasılasının 61 trilyon dolar olduğu düşünüldüğünde, 3 ile 20 trilyon dolar civarında bir ekonomik kayıp dünyayı beklemektedir. IMF'nin rakamlarına göre de 2008'deki küresel ekonomik kriz dünyanın toplam gayri safi milli hasılasının 3,3 trilyon dolar azalmasına yol açmıştır. Ülkeler, küresel ekonomik krizden çıkmak için kaynak bulurken ve uzlaşırken, yaklaşık olarak aynı oranda ekonomik kayba yol açacak olan küresel ısınmaya önlem almak için ise ayak diretmektedir.''

-İKLİM POLİTİKALARI OLUŞTURULMALI-

Küresel ısınma ile mücadele için iklim politikaları oluşturulması gerektiği belirtilen bildirgede, Türkiye'nin ise bir iklim politikasının olmadığı kaydedildi.

Bildirgede, konuyla ilgili olarak Türkiye'yi bekleyen risklerin neler olduğunun saptanması, iklim değişikliğine karşı hassas bölgelerin belirlenmesi, toplumun ve tarım, turizm, ulaşım, inşaat, sanayi gibi sektörlerin iklim değişikliğinden nasıl etkileneceğinin ortaya konulması, oluşacak risklerin ve sorunların çözümü için stratejiler geliştirilmesi gerektiği bildirildi.

Türkiye'yi iklim değişikliği ile ilgili olarak bekleyen en önemli tehlikenin kuraklık olduğu ifade edilen bildirgede, kuraklık zararlarının sigorta kapsamına alınması gerektiğine işaret edildi.

Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadele ve uyum ile ilgili uluslararası fonlardan daha fazla faydalanmasının sağlanması gerektiğine de değinilen bildirgede, ayrıca toplumun her kesiminin küresel ısınma ve iklim değişikliği konusunda bilinçlendirilmesi, ulaştırma, atık yönetimi gibi konularda sera azı salınımlarının azaltılması konusunda da adımlar atılması gerektiği kaydedildi.

Bildirgede, ''Sonuç olarak, küresel ısınma ve iklim değişikliği, artık sadece gelecek kuşakların bir sorunu olmaktan çıkmış ve bizleri de etkiler hale gelmiştir. Küresel ısınma olgusu, afetlerden sonra sığınılacak bir bahane olmamalıdır. İklim değişikliği ile mücadele ve uyum için bir an önce harekete geçilmeli, geleceğimiz ekonomik çıkarlara kurban edilmemelidir'' denildi.
Zaman

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

KAMU PERSONELİ Haberleri