Nuri Elibol
Allahü tealanın yardımı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın siyasi liderliği ve milletimizin ortaya koyduğu destansı mukavemet karşısında ülkemiz uçurumun kenarından döndü. Geçici olarak da olsa büyük bir badireyi şimdilik atlattık. Müslüman aynı delikten iki defa sokulmaz. Bu ülkeyi ve milleti ebediyen darbe teşebbüslerinden korumak ve devletin tüm kılcal damarlarına sızarak neredeyse devleti ele geçirmek üzere olan paralel devlet yapılanmasını kökünden kazıyarak devleti millete iade etmek için başta yargı ve adalet kurumları olmak üzere hükümet-devlet ve güvenlik istihbarat birimleri seferber olmuş durumda. Amaç gayet net: Tüm devlet kurumlarından ve stratejik özel sektör kurumlarından 17-25 Aralık darbe girişimini-MİT tırları olayını gördükten sonra hala FETÖ yapılanmasından kopmayan, hala bu yapıyla bağını devam ettiren ve 15 Temmuz darbe girişimine direkt veya dolaylı destek veren kim varsa bunları siyaset dahil o kurumlardan söküp atmak, suç işleyenleri de cezalandırmak. O yapının kanunsuz ve haksız yollarla elde ettiği mal-mülk-makam ve mevki ne varsa ellerinden alıp millete geri vermek.
Bir taraftan bu temizlik yapılırken, diğer taraftan da devletin birçok kurumunu, özellikle de elinde güç-silah ve istihbarat imkanı bulunduran kurumlarını hem sistemsel, hem de kurumsal olarak darbe girişimi yapamayacak şekilde yeniden kurmak, sistemi sivil iradeye ram olacak şekilde yeniden tesis etmek. Bu iki faaliyet de şu anda at başı sürdürülüyor. Darbe girişiminin etkisiyle alınan kararlarda-yapılan düzenlemelerde hata yapma ihtimali var. Ama hükümetin kompleksi yok. Hataları düzelteceklerini söylüyorlar. Öte yandan yine darbe girişiminin sıcaklığı ve artçılarının olma ihtimalinin oluşturduğu aşırı tedbirci yaklaşımla sayıları azınlıkta da olsa asıl suçluların yanında araya karışmış masum insanlar da olabilir. Ama soruşturmalar ilerledikçe, konu mahkemeler tarafından detaylandırıldıkça o masum insanlar ayıklanacaktır. İlk 2-3 ayda suçsuz yere tutuklu kalanlar olabilir. 60-70 bin dosyayı incelemek kolay değil. Devletin bünyesine kanser hücresi gibi yerleşen, siyasi partileri ve ekonomi ile ilgili kurumları saran bu uru temizlemek kolay değil. Hukuk devleti kuralları içinde-adalet içinde kalarak, suçlularla masum insanları ayırarak, bir tek masumu bile mağdur etmeden bu soruşturmayı tamamlamak zor ama gerekli bir iş.
Bu soruşturmayı yürütenler bazı kıstaslara bakarak ilk kararları veriyorlar. Sayın Başbakan'ın "17-25 Aralık miladımız" sözü bu kıstasların ana esasını oluşturuyor. Nedir bu kıstaslar diye bir araştırma yaptık. İşte sonuçları:
1- 17-25 Aralık darbe girişimleri ve MİT tırlarının durdurulması olaylarından sonra FETÖ yayın organlarından olan Zaman gazetesi, Bugün gazetesi aboneliğini devam ettirenler veya yeni abone olanlar.
2- Yine bu tarihlerden sonra örgütün niyeti ortaya çıkmasına rağmen, tüm ikaz ve yardımlara rağmen, çocuklarını FETÖ'ye ait okullarda-dershanelerde ve etüt merkezlerinde okutanlar.
3- 50 bin kişilik özel FETÖ iletişim ağına dahil olanlar. FETÖ'cülerin kurduğu özel bir iletişim ağı var. O ağ üzerinden 50 bin kişi irtibat kurmuş.
4- 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra FETÖ'ye ait finans kurumlarında hesap bulunduranlar, özellikle de FETÖ çağrısı ile bankaya yeni para yatıranlar.
5- FETÖ tarafından kurulan Aktif-Sen gibi sendikalarda 17-25 Aralık'tan sonra üyeliğini ısrarla devam ettirenler.
6- Yine FETÖ'ye ait olan Memurlar Vakfı, YÖNETDER'e üyeliğini devam ettirenler.
7- Telefon dinlemelerine takılanlar.
8- 17-25 Aralık darbe girişimi ve MİT tırları olaylarından sonra FETÖ mensuplarının yurt içi ve yurt dışında yaptıkları toplantılara, özel organizasyonlarına, ev toplantılarına katılanlar.
9- 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra teröristbaşını Pensilvanya'da ziyaret edenler.
10- Darbe girişimine katılanların ve destek verenlerin ifadelerinde ismi geçenler.
11- FETÖ'ye müzahir TUSKON gibi, İŞAD gibi iş dünyası derneklerinden-vakıflarından-sendikalarından 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra ısrarla ayrılmayanlar.
12- Yine FETÖ tarafından kurulup işletilen Yazarlar Vakfı-Abant Platformu ve FETÖ'ye ait üniversitelerin-okulların yönetici-mütevelli heyeti ve üyeliğinden 17-25 Aralık'tan sonra ayrılmayanlar.
FETÖ'cülerle ilgili soruşturmayı yürüten birimler üç aşağı beş yukarı bu 12 kıstas ile ilgili araştırma yapıyor. "Kurunun yanında yaş da yanmasın" diye titiz bir çalışma yapılıyor. Soruşturmada görevli yetkililer sadece ihbarlara bakarak iş yapmıyorlar. Kılı kırk yarıyorlar. Tüm bu titizlenmelere rağmen iş yükü ve FETÖ üyelerinin takiyeciliği-çok iyi gizlenmeleri-ustaca yalan söyleyebilmeleri nedeniyle hatalar yapabileceklerini ama bu hataların birkaç ay içinde telefi edileceğini söylüyorlar.
17-25 Aralık darbe girişimlerinde bu yapının ne yapmaya çalıştığı-amacı ve iplerinin kimlerin elinde olduğu ortaya çıktı. Haydi diyelim ki insanlar saftı; göremediler, fark edemediler. Cumhurbaşkanı'nın Başbakan'ın, MHP liderinin ben dahil birçok yazar çizerin bu ahlaksızlar ile ilgili ikazlarını atladınız-pas geçtiniz. Peki MİT tırları olayı da mı sizi uyandırmaya yetmedi? Onu da atladıysanız ya sizin beyniniz yok ya da robotsunuz. 17-25 Aralık ve MİT tırları olayını rağmen bu yapı ile irtibatını ikazlar yapıldığı halde ısrarla devam ettirenlere şüpheyle bakmamız gayet doğaldır.
Buradan soruşturmaya emek veren güvenlik güçlerine, soruşturma ve sorgulama birimlerine, değerli savcılarımıza sesleniyorum: 15 Temmuz'un üzerinden bir ay geçti. Bu millet darbe bildirisini TRT'de yayınlattıran ve darbenin yönetim kadrosu olan Yurtta Sulh Konseyi'nin başkanının ve üyelerinin kimler olduğunu merak ediyor, bilmek istiyor. Bu darbeyi 3-5 yaver ve emir subayı ile birkaç tane tuğgeneral planlamadı herhalde!..
Türkiye