KPSS kazanı kaynamaya devam ediyor!

İptal edildi. Yenisi yapıldı. Ama hâlâ KPSS'yle ilgili iddiaların ardı arkası kesilmiyor

Yeni sınav sonuçları herkesi şoke etti. 120 soruluk sınavda, 18 net daha fazla çıkarmalarına rağmen puanı düşenler var. Daha da önemlisi, iptal edilen bir önceki sınavla doğru ve yanlış sayıları bire bir aynı gelenler de bulunuyor. En ilginç olanı ise A kitapçığında sistematik bir yanlışlık olduğuna yönelik iddialar. Ama nedense ne ÖSYM ve YÖK ne de MEB bu iddiaların hiçbirine cevap vermiyor. Üstüne üstlük bir de şifreleme getirerek sınavın şeffaflığını ortadan kaldırmaları ve hangi branşta kimin kaçıncı sırada olduğunun açıklanmaması, adayları kahretmeye yetiyor da artıyor...
Eskiden olsa kesinlikle abartıyorsunuz derdik. Ama son yaşananlardan sonra, artık YÖK, ÖSYM ve MEB'e yönelik iddialarda aynı tavrı koyamıyoruz. Çünkü, ortaya atılan her iddianın arkasından bir dizi suistimaller geliyor.
ÖSYM'nin yeni yönetimi, her ne kadar tüm güvenlik önlemleri alındı yönünde açıklamalar yapsa da, henüz inandırıcılığını kabul ettirebilmiş değil. Bunu gerçekleştirmenin yolu ise şeffaflıktan geçiyor. Ama görünen o ki, onların da buna hiç niyeti yok...

Cevap bekleyen sorular
6 Aralık'ta yapılacak atamalar öncesinde YÖK, ÖSYM ve MEB'in, adayları ciddi anlamda endişelendiren aşağıdaki konularda en kısa zamanda açıklama yapmaları gerekiyor. Yoksa atamalar olup bitse de şaibelerin sonu hiç gelmeyecek. İşte o kritik sorular:
- Puanlama nasıl yapıldı? Netler artarken puanlar niye düştü? 60 bin adayın sınava girmemesi adayları nasıl etkiledi?
- Geçen yılın sınavı ile bu yılın sınavı arasında katılımın düşüklüğü nedeniyle ortalama ve standart sapmalarda oynama oldu mu, bu durum adayları nasıl etkiledi? Ortada bir haksızlık söz konusu değil mi?
- Yanlış ya da hatalı olduğu akademik olarak da tespit edilen sorulardan iptal edilen oldu mu? İptal edilmediyse neden edilmedi?
- Doğru ve yanlış sayıları bir önceki sınavla aynı gelen adaylar var. Aynı şekilde boş soru bıraktıkları halde tüm soruları cevaplanmış gelenler de bulunuyor. Bir karışıklık söz konusu olabilir mi?
- Standart sapma ve ortalamaları farklı iki ayrı sınav sonuçlarının aynı atama döneminde kullanılması ne kadar adil? Örneğin, Türkçeden 2009 KPSS'de 80 net yapan atanırken, 2010 KPSS'de 90 net yapanın atanamaması ne kadar hakkaniyetli?..
- Kasım sonu itibariyle askerlik tecili bitenler için ne yapılacak? Kendilerinden kaynaklanmayan bu gecikmenin faturası onlara mı çıkarılacak? Onlar için ne düşünülüyor?
- Aynı şekilde erteleme nedeniyle son iki ay içinde yaş sınırını dolduranlar için nasıl bir düzenleme düşünülüyor? Onlar da aralık atamasına başvurabilecekler mi?
- YÖK ve ÖSYM son KPSS'de neden şifreleme yoluna gitti? Kopyacıları korumak için mi? Daha önceki sınavda soruların tümünü yapanların şimdi kaç puan aldıklarını neden saklıyor?
- YÖK, ÖSYM ve MEB, branşlara göre puan sıralamasını neden açıklamıyor? Hangi branşta, hangi puan diliminde kaç aday var, neden kamuoyuyla paylaşılmıyor?
- Eğitim Bilimleri'nde kopya var da aynı sınavın Genel Kültür ve Genel Yetenek bölümlerinde kopya yok mu?

Öğretmen atamaları
Bu arada 6 Aralık'ta yapılacak öğretmen atamaları ve sonrasında merak edilen pek çok soru var. İşte onlardan bazıları:
- Taban puanlar ve kontenjanlar değişecek mi?
- Boşalan sözleşmeli kadrolara sözleşmeli alımı yapılacak mı?
- Gelecek yıl için belirlenen 55 bin kadroya bir defada mı atama yapılacak? Yoksa parça parça mı?
- Bir sonraki atama dönemi şubatta mı yoksa ağustosta mı?
- Gelecek yılın KPSS'sinde içerik değişecek mi? Branşlara yönelik sorular yer alacak mı?
- Sözleşmeli öğretmenlerin kadroya alınmaları ne zaman gerçekleşecek?
- Adil kadro dağılımı gerçekleşecek mi? Önümüzdeki 5 yıllık öğretmen alımı politikası ne?

Kazanan kim?
YÖK, ÖSYM ve MEB, dolayısıyla devlet, hiçbir dönemde bu kadar yıpranmamıştı. Öyle ya da böyle kendi ya da yakınları sınava giren on milyonlarca vatandaşımız var. Sınav dediğiniz zaman tüyleri diken diken oluyor. Moralleri de altüst olmuş durumda. Varlarını yoklarını dershanelere, hazırlık kitaplarına yatırdılar ama nafile. Bu yüzden de hayata küsmüş durumdalar.
Onları yeniden hayata döndürme görevi ise onları bu hale getirenlere düşüyor.
Özetin özeti: Eğitim hiç bu kadar sahipsiz kalmamıştı!..

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri