Tokat’ta 2017 yılında hizmete açılan İmam Hatip Lisesine Kurtuluş Savaşı esnasında Mustafa Kemal Atatürk’e ölüm fetvasını çıkaran Şeyhülislam Mustafa Sabri’nin adının verilmesi birçok tepkiye neden olurken, kamuoyunda okulun ismine tepkilerin artması üzerine, Siirt’in Baykan ilçesinde teröristler tarafından şehit düşen 29 yaşındaki Jandarma Astsubay Üstçavuş Yakup Akdağ’ın ismi verildi.
Yaşanan bu gelişmeleri değerlendiren Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen İsmail Koncuk, “Daha birkaç gün önce yedisinden yetmiş yedisine tüm ülke olarak andığımız ve bıraktığı eserleri ve fikirleri ile bir kez daha gurur duyduğumuz Atatürk ile sorunu olan, Türk milletinin bu topraklarda verdiği var olma savaşına çomak sokmaya çalışarak adeta işgal ve işgalcilere kucak açan bir zata bugün övgüler dizilmesi ülkemiz adına utanç verici bir durumdur” dedi.
Genel Başkan İsmail Koncuk açıklamasında şu satırlara yer verdi;
“Bugün Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının sayısız bedeller ödeyerek bizlere armağan ettiği demokratik, Cumhuriyetimizin sayesinde bu topraklarda hür ve bağımsız olarak, yaşamaktayız.
Çevremizdeki ülkelerde yaşanan savaşlar ve katliamlar evlerinden yurtlarında olan milyonlar hesaba katıldığında, düşman postalları altında çiğnenen mukaddes yurdumuzu işgalden kurtaran ve yok olmak üzere olan bir milleti yeniden ayağa kaldıran atalarımızın ne kadar büyük anlamlı bir zafer kazandığını daha iyi anlayabiliriz.
Hal böyle iken, fakr-u Zaruret içinde harap ve bitap düşmüş bir milleti tarih sahnesinde var edebilmek üzere bütün mevki makam ve saltanatı elinin tersi ile iterek Anadolu yollarına düşüp, işgale, soykırıma, emperyalizme karşı huruç harekatıyla Kurtuluş Savaşımızı başlatan Mustafa Kemal Atatürk için ölüm fetvası imzalayan bir şahsın adının sonradan vazgeçilse dahi, bizzat Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir okula verilişinin düşünülmesi milletimizi derinden yaralamıştır.
Daha birkaç gün önce yedisinden yetmiş yedisine tüm ülke olarak andığımız ve bıraktığı eserleri ve fikirleri ile bir kez daha gurur duyduğumuz Atatürk ile sorunu olan, Türk milletinin bu topraklarda verdiği var olma savaşına çomak sokmaya çalışarak adeta işgal ve işgalcilere kucak açan bir zata bugün övgüler dizilmesi ülkemiz adına utanç verici bir durumdur.
Bundan daha elim ve daha vahim olarak sendikacı kisvesi altında bu anlayışa destek olanların varlığı, ülkemiz de işgalci, mandacı, Sevr sevdalısı hainlerin hiç bitmeyeceğini göstermektedir.
Gelen tepkilerin ardından geri adım atılarak okula Güneydoğu’da şehit olan bir kardeşimizin adının verilmesi olumlu bir gelişme olsa da, içeriden ve dışarıdan açıkça kuşatıldığımız şu günlerde, bu topraklar, düşmandan temizlenmek için canını ortaya koyanlar için ölüm fetvası verenleri savunan mandacı bir zihniyet; ülkemizin içinde bulunduğu ihanet tehlikesini bir kez daha ortaya koymuştur.
Allah korusun, bir gün yurdumuz yeniden açık bir savaşın içine girerse, yeniden bir işgal durumuyla karşı karşıya kalırsa, bizler yollara düşüp yeni bir kurtuluş hareketi başlatmaya hazırız. Ne var ki, içimizdeki bazı nesebi gayri sahihlerin, yine düşman saflarında yer alacağı aşikardır.
Bu bakımdan her ne kadar Kurtuluş Savaşımızın karşısında saf tutmuş bu zatın isminin bir okula verilmesinden vazgeçilmiş olsa da, bu işgalci zihniyet ile mücadele etmek ve bu işin sorumlularından hesap sormak, gelecekte bu topraklarda huzur ve güven içinde yaşayabilmemiz adına bir zorunluluktur.”