Kişilikli çocuk yetiştirmenin formülü!

Fatih Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Uzman Pedagog Adem Güneş, "Anne-babaların çocukluk sırrını öğrenmeden ve problem çözme yöntemi olarak ceza ve şiddet yöntemini kullanmaktan arınmadan çocuk terbiyesi olmaz" dedi.

Fatih Üniversitesi Öğretim Görevlisi, Uzman Pedagog Adem Güneş, Nesil Yayınları'ndan çıkan son kitabı, Kişilik ve Karakter Gelişiminde Çocukluk Sırrı'nda insanın kişilik ve karakter gelişim sürecini anlatıyor. Güneş, kitabında insan ruhunun hassas olduğunu ve bu hassas ruha göre bir terbiye uygulanmadığı takdirde, sorunlar yaşanacağını söyleyerek yaşanan sıkıntıların sebeplerini ve çözümlerini örneklerle açıklıyor.

Güneş, "Ülkemizde; özellikle de son yüzyılda çocuk ruhundan oldukça uzaklaşıldığını görüyoruz" diyor ve iyi niyetle yapılan davranışların sonuçlarını toplum olarak ödediğimizi belirtiyor: "Çocuğa erken yatmazsa ceza, derslerini vaktinde yaparsa mükafat veriliyor. Ellerini yıkamadığı için odaya kapatılan, ödevini yapmadığı için kapı arkasında tek ayak üstünde bekletilen çocuklarla sarılı etrafımız. Hiçbir çocuğa bu şekilde davranış kazandırılamaz. Ancak kazandırıldığı sanılır. Anne-baba çocuğun yanından ayrılınca, çocuk bu davranışları bırakır. Çocuk dünyasını hissedemeyen bir anne-baba, çocuğunu iyi bir şekilde yetiştirmek istediği halde, çoğu defa çocuğunun kişilik ve karakterini bozduğunun farkında bile değildir. Çocuk terbiyesi, çocuğu hissetmeden olmaz."

"Anne-babaların çocukluk sırrını öğrenmeden ve problem çözme yöntemi olarak ceza ve şiddet yöntemini kullanmaktan arınmadan çocuk terbiyesi olmaz" diyen Pedagog Güneş, "Bu şekilde olsa olsa, içinde farklı, dışında farklı; iki kişilikli suni bir insan çıkar ortaya!" diyerek, insan yetiştirmenin ne denli önemli olduğunu gözler önüne seriyor.

PEDAGOJİDE YENİ BİR EKOL: ANADOLU PEDAGOJİSİ
Çocukluk Sırrı'nda "Çocuk dünyasını kimin tarifi ile tanıyacağız?" diye sorulan sorunun cevabı da veriliyor. Güneş, "Bir kültürde 'hoşgörü' ile karşılanacak olan bir davranış, başka bir kültürde 'kabus' gibi algılanabilir. Bu yüzden diyoruz ki, pedagoji, kültürden bağımsız olamaz!" diyor.

Bu sebeple pedagojide yeni bir ekole de imza atan Uzman Pedagog Güneş, bu ekole Anadolu Pedagojisi diyor. Ve kitapta Batı Pedagojisi ile Anadolu Pedagojisi'nin farklılıklarını açıklıyor. İnsan ruhuna en uygun olan pedagojik yöntemlerin Anadolu Pedagojisi'nde olduğunu söylüyor: "Batı Pedagojisi'nin dünyaya baktığı pencerede yaşam, kişinin kendi başına mücadele ettiği yerdir. 'Kişinin kendinden başka gerçek dostu yoktur' diye düşünüldüğü için bütün ilişkiler sınırlıdır. Evlilikler bile 'Yarın ne olur ne olmaz' denilerek, ayrılık durumunda kişinin bekarlığı sırasında edindiği malların eski sahiplerine verilmesi prensibiyle kurulur. His dünyasını kullanmaktan kaçınan bir kişi ne evliliğinde, ne dostluklarında, ne de sosyal hayatta başarılı olur. Çevresindeki kişilere 'huzur' veremez.

Anadolu Pedagojisi'nin, insanın duyu dünyasının en üst seviyeye çıkmasını, hissedebilme yeteneğinin en yüksek derecede olmasını hedeflemesi, Batı Pedagojisi'yle arasındaki en temel farktır. Bunun tam tersi olarak, Anadolu Pedagojisi'nde bir insanın duygu dünyasını kullan(a)mıyor oluşuna, 'hastalıklı bir ruh hali' olarak bakılır. Çünkü insan, duygu dünyasını kullanabildiği kadar insandır! 'Yaşam çok acımasız' diye, bir çocuğun duyarsızlaştırılması, acılara karşı hissetme yeteneğinin kaybolması, insanlığının da kaybolması şeklinde değerlendirilir. Çünkü Anadolu Pedagojisi'nde 'insan, hissedebildiği kadar insandır.'"

ANADOLU PEDAGOJİSİ, 'KENDİN OLMA' PEDAGOJİSİDİR
Kitapta, Anadolu Pedagojisi'nin bir coğrafya pedagojisi olmadığını belirten Uzman Pedagog Güneş, "Bu pedagojinin elde ettiği sonuçlar, insan ruhunun özgürleşmesine, onun fıtrî olmasına yol açar. Bu yüzden sadece bu coğrafyada uygulanılması gereken bir pedagoji olarak algılanmamalıdır. Çocuk terbiyesinde birçok model var ki, çocuğu bir 'şekle sokmak,' 'zoraki kişilik' oluşturmak adına onunla çatışma ve bu çatışmadan karlı çıkma üzerine inşa edildiği halde, Anadolu Pedagojisi, çocuğun bir fıtratı olduğunu söyler. Bu fıtratın ortaya çıkabilmesi için onun güven içinde ve benliğine saygı duyan yetişkinlerle varolması şartını getirir" demektedir." diye konuştu

habervaktim

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri