Öğretmenlik yapmamış olanlar Milli Eğitim Uzmanı olacak
Milli Eğitim Bakanlığı’nda Ömer DİNÇER’in göreve gelmesi ile bakanlık merkez teşkilatında bulunan eğitimciler zaman içinde tasfiye edilmiş yerlerine eski kaymakamlar, iktisatçılar, işletmeciler, siyasal mezunları, hukukçular, vb. gelmiştir ve gelmeye devam etmektedir. Milli Eğitim Bakanlığı yakın bir zamanda eğitimcilerin kendilerine yer bulamadığı bir bakanlık olma yolunda ilerlemektedir.
Bakanlığın merkez teşkilatındaki bürokratların neredeyse tamamının eğitim sektörünün dışından gelmesi ve üzerine 4+4+4 sisteminin getirilmesi sorunları da beraberinde getirmiştir. Bu sorunlara tecrübesiz merkez teşkilatı yöneticilerinin çözüm üretememesi ise taşradaki eğitimcilere büyük sıkıntılar yaşatmaktadır. Öğretmenleri ve okul yöneticilerini sürekli küçümseyen, suçlayan ve itibarsızlaştıran uygulamaların ardından Milli Eğitim Uzman Yardımcılığı sınavına mevcut öğretmenlerin girememesi de bakanlıktaki sıkıntıların daha da artacağı anlamına gelmektedir.
Bakanlık tarafından alınacağı duyurulan 100 milli eğitim uzman yardımcısından 50’si İibf / Siyasal Bilgiler / İktisat Ve İşletme, istatistik ve hukuk fakültesi mezunları arasından seçilecektir. Diğer 50’si eğitim fakültesi mezunları arasından seçilecek ancak KPSS şartı arandığından bu kişiler hiç öğretmenlik yapmadan karşımıza Milli Eğitim Uzmanı unvanıyla çıkacaklardır. (Diğer bakanlıklarda zaman zaman uzman yardımcılığı sınavı açmaktalar ancak mezuniyet şartı çalışma alanları ile ilgili olmaktadır, farklı alanlardan mezun olanlar sınava bile alınmamaktadır. Örneğin: Diyanet İşleri Başkanlığı uzman yardımcılığı sınavına giriş şartı “En az lisans düzeyinde dört yıllık dini yüksek öğrenim” görmüş olmaktır. )
Ancak konu Milli Eğitim Bakanlığı olunca eğitimcilerin söz hakkı bulunmamaktadır. Ayrıca KPSS sınav şartı aranması nedeniyle, halen görevde olan öğretmenlerin başvurularının engellenmesi de büyük bir haksızlıktır.
Eğitim sistemi bir ülkenin geleceğini şekillendiren en önemli etkenlerdendir. Bu nedenle ihmal edilmemesi gerekmektedir. Ancak mevcut duruma baktığımızda önem sırasının sonlarında yer almaktadır. Çok geç olmadan bu duruma çözüm üretilmeli, eğitimi eğitimciler yönetmelidir.
Aksi takdirde gelecek nesillere bunun hesabı verilemeyecektir.
Saygılarımla…
Sencer KAYA
Eğitim Yöneticisi