Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Mithat Sevin, adı sivil, beyni üniformalı yapıların, özlük ve özgürlük mücadelesinin adresi olan Eğitim-Bir-Sen’i karalamaya çalıştıklarını belirterek, “Sendikamızı karalayarak durdurmaya ve hak bildiği yolda yürümekten sizin de, ağababalarınızın da gücü yetmez, yetmeyecektir. Emek tarlasında izi olmayanların sendikal zeminde söyleyecek sözü olamaz” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Muğla Şubesi’nin istişare toplantısında ve İzmir 2 No’lu Şube’nin olağanüstü kongresinde konuşan Mithat Sevin, eğitim çalışanları için yasal platformlarda özlük ve mesleki kazanımları adına mücadele ederken, dış mihraklar, istihbarat örgütleri, kökü dışarıda kendisi içeride olan piyonları, terör örgütleri, darbe yandaşları gibi her türlü millete ve millet egemenliğine savaş açmış, musallat olmuş şer odakları ve figüranlarının asırlardır ülkemiz üzerinde oynadıkları karanlık ve kirli oyunlarını bozma adına milli iradenin ve milletin değerlerinin yanında yer aldıklarını söyledi.
Eğitimde köklü değişikliklerin yapılması zorunludur
Demokratik, hukuk devleti anlayışının tam anlamıyla yerleştiği, aç hürlerin ve tok esirlerin ülkesi yerine karnı tok sırtı pek, özgürlüklerin doya doya yaşandığı, sosyal ve sendikal hakların vücut bulduğu büyük Türkiye idealinden sapmadan çalışmalarına devam ettiklerini ifade eden Sevin, “Çalışma hayatının lokomotifi, eğitim alanının geleceği ve ümidi olan bir kadroyuz. Eğitim ve çalışma hayatının geleceği, birlikte ortaya koyacağımız performansla doğrudan ilgilidir. Ülkeyi imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz, ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz ülkeyi tahrip eder. Nesli ihya etme iddiasıyla ‘Altın Nesil’i yetiştirmek üzere ortaya çıkan FETÖ’nün neslimizi düşürdüğü hâl ortadadır. 342 şehit, binlerce gazi, binlerce cana mal olan terör olayları, Gezi ayaklanması bunun neticesidir. Bu eğitim sistemi ile ‘Asım’ın nesli’ni de, milli bir nesil de yetiştirmek imkânsızdır. Bu nedenle, eğitim sisteminde köklü değişikliklerin yapılması zorunludur. Bunun için, milli eğitim müfredatının değiştirilmesi, ders kitaplarının yeniden yazılması, öğretmenlik mesleği ve mesleğin statüsü gibi çalışmaların yapılmasına ihtiyaç vardır. Eğitim-Bir-Sen olarak, bu konularda üzerimize düşeni yapmaya gayret ediyoruz” şeklinde konuştu.
Daha çok yetimin yüzünü güldürmeliyiz
“Bir yetim gülüyorsa, başına şefkat eli değdiği içindir. Bir yetim gülüyorsa, bütün bir toplum gülüyor demektir” diyen Sevin, şöyle devam etti: “İHH ile paydaş olduğumuz ‘Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var’ projesine her üyemizin sahip çıkmasını ve destek olmasını bekliyor ve istiyoruz.”
Kılık-kıyafet yönetmeliğindeki yasaklar kaldırılmalıdır
Darbe ürünü kılık-kıyafet yönetmeliğinde erkek kamu görevlileriyle ilgili sınırlamaların hâlâ kaldırılmadığına dikkat çeken Sevin, “Mayıs sıcağının hatırının öğretmenin hatırından daha fazla sayıldığı sistem, öğretmene kıymet vermeyen bir sistemdir. Atölye dersinde öğretmeni kravata mahkûm eden anlayış, derslerin doğasına aykırı, eğitimin verimliliğinin önüne şekilciliği geçiren bir anlayıştır. Yaklaşık dört yıldır devam ettirdiğimiz eylemlilik sürecinde hiçbir olumsuzluk yaşanmamışken, bunu görmezden gelmek işi savsaklamak; eski Türkiye mantığıyla yöneticilik yapan bazı vali ve kaymakamlara eğitimcileri arkadaşlarının ve öğrencilerinin gözünün önde azarlatmak, okul ziyaretlerinde okulun eksiklikleri ve eğitimin niteliği yerine kıyafet avcılığına yönlendirmektir. Bu açıdan, kılık-kıyafet yönetmeliğine uymayanlar değil, çağ dışı yönetmeliği uygulamaya çalışanlar sorunludur” ifadelerini kullandı.
Mazlumların tutan eli, haykıran sesi olduk
Bütün çalışmalarında yüklendikleri sorumluluğun bilinciyle hareket ettiklerini, milletimizin ve bütün dünya mazlumlarının yanında olduklarını kaydeden Sevin, “Ekmek, emek mücadelemizi özgürlük mücadelemize katarken, bir taraftan da yerkürenin her yerinde Siyonist ve emperyalistlerin zulmüne maruz kalmış tüm kardeşlerimizin, dünya mazlumlarının ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde tutan eli, haykıran güçlü sesi olduk. Ülkemizin birliği, dirliği ve kardeşliği için, çalışanlarımız ve dünya mazlumları için üzerimize hangi görev, hangi sorumluluk düşüyorsa bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Bizim farkımız, ülkemizdeki sorunlara duyarlı olmanın yanında makro ölçekte dünyanın tamamına küresel bir gözle bakabilmektir. Nasıl ki Van depremi, Soma ve Ermenek maden faciaları, bizi kalbimizin en derin yerinden vurmuşsa; Filistin’de akan kan da, Arakan’da yakılan insanlık da, Mısır’daki gözyaşı da, Doğu Türkistan’daki, Afganistan’daki, Kobani’deki ve Suriye’deki zulüm ve katliam da bizi sinemizden vurmuştur, vurmaya da devam etmektedir” diye konuştu.
Aydınlık bir gelecek hepimize bağlıdır
Her şeye rağmen gelecekten umutlu olduklarını ve bunun da sorumluluklarını, çalışma azimlerini artırdığını vurgulayan Mithat Sevin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Evet, gelecek aydınlıklarla dolu, ancak bilmeliyiz ki bu aydınlık bize, hepimize bağlıdır. Bizlerin, hepimizin dün, bugün, yarın neler yaptığımıza, yapacaklarımıza ve sorumluluklarımızın gereğini ne derece yerine getirip getiremeyeceğimize bağlı. Bu aydınlık, ne kadar rasyonel ve bilinçli çalıştığımıza, ne kadar ter akıttığımıza ve doğru tercihler yaptığımıza, düşüncelerimize, isteklerimize, yargılamalarımıza, amaçlarımıza ve tüm bunlar üzerindeki isabet ve kararlılığımıza bağlıdır. Unutmayalım ki, gitmediğimiz, gidemediğimiz yer bizim değildir. Her yere gitmek, herkese ulaşmak, her eğitim çalışanına dokunmak zorundayız. Bu yalın gerçek, her birimiz adına çok önemlidir. Bu yüzden asla ihmal edilemeyecek tarihi sorumluluğumuzun olduğu gerçekliğinden hareketle, her birinizin çok iyi bildiği bu hakikati tekrar hatırlatmak istiyorum: Eylem olmadı mı vizyon bir rüyadır. Vizyon olmadan eylem vakit geçirmektir. Eyleme sahip bir vizyon ise dünyayı değiştirmektedir.”
Yetki, hak ettiği yerdedir
Adı sivil, beyni üniformalı yapıların kamu görevlileri adına hiçbir kazanım elde etmedikleri gibi, özlük ve özgürlük mücadelesinin adresi olan Eğitim-Bir-Sen’i karalamaya çalıştıklarını belirterek, “Sendikamızı karalayarak durdurmaya ve hak bildiği davada yürümekten sizin de, ağababalarınızın da gücü yetmez, yetmeyecektir. Emek tarlasında izi olmayanların sendikal zeminde söyleyecek sözü de, gücü de yoktur. Yetki, hak ettiği yerde, yani genelde Memur Sen, özelde de Eğitim Bir Sen’dedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, adil, özgür, barışçıl ve inançlara saygılı ‘yeni bir dünya’nın kurulabilmesi için küreselleşen sorunların çözümünde paydaş olarak sorumlu sendikacılık yaptık, yapmaya da devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Uçak: Özlük ve özgürlük mücadelesine devam ediyoruz
Eğitim-Bir-Sen Muğla Şube Başkanı Önder Uçak, ekmek için, hak, hukuk ve özgürlükler için mücadele ettiklerini söyledi.
İzmir 2 No’lu Şube’de Recep Yiğit başkanlığa tekrar seçildi
Eğitim-Bir-Sen İzmir 2 No’lu Şube olağanüstü kongresini yaptı. 110 delegeden 76’sının oyunu alan Recep Yiğit başkanlığa tekrar seçildi.
Bir teşekkür konuşması yapan Recep Yiğit, “Kongremizin kaybedeni yoktur. Hep birlikte kucaklaşarak yolumuza devam edeceğiz” dedi.