CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kılıçdaroğlu, 2016-2017 eğitim-öğretim döneminde 1 milyon 897 bin 524 çocuğun okula gidemediğini savunarak, "Bunlar bizim çocuklarımız değil mi? Bunların okumaya hakları yok mu? Neden devlet bunlara sahip çıkmıyor? Çünkü kendi çocuklarına sahip çıkıyorlar Ankara'daki beyler. Onlar kazansın, onlar okusun istiyorlar. 'Vatandaşın çocuğu hiç önemli değil' diyorlar. Vatandaş bunun hesabını sandıkta sona soracak." diye konuştu.
"Kadına şiddeti önleyeceğine, benimle uğraşıyorsun"
İktidarın zaman zaman konuları çarpıttığını ve mal bulmuş mağribi gibi saldırdığını ileri süren Kılıçdaroğlu, kadına yönelik şiddetle ilgili sözlerine gelen eleştirilere değindi.
İstanbul Beylikdüzü'nde belediye tarafından sosyal tesis haline getirilen bir mekanda yaptığı konuşmada, yoksulluğun ağır maliyetine dikkati çektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ekonomideki çarpıklık da kadına yönelik şiddetin bir unsurudur diye söyledim. Evin beyi aylardır, işsizse, geliri yoksa, çocuklarına harçlık veremiyorsa evine büyük bir sinirle geliyor, ufak bir tartışmada hıncını eşinden alıyor dedim. Vay efendim 'sen kadına şiddeti savundun'. Ben kadına şiddeti savunmadım. Savunmayacağım, savunmuyorum. Kadınlara kalkan her el, insanlığa kalkmıştır."
Kılıçdaroğlu'nun iddiaları
Yurt dışına para transferine yönelik iddialarına ilişkin, "Şimdi geliyoruz kutuyu açmaya." ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, getirdiği bir kutuyu kürsüde açtı.
Çorum'da 17 Kasım'da yaptığı konuşmada ve 21 Kasım'daki Grup Toplantısı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a "Çocuklarının, dünürünün, eniştenin, kardeşinin, eski özel kalem müdürünün vergi cennetlerinde kurulan bir şirkete milyonlarca dolar gönderdiklerini biliyor musun? Yerli ve milliysen cevabını vereceksin." dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Aradan süre geçti tık yok. Bana soruyorlar ben de merak ediyorum, niye tık yok? Ya 'Haberim yok' diyeceksin veya 'Var' diyeceksin. Sonra birgün gazetelerde 'Kılıçdaroğlu'na dava açtık 1,5 milyon lira.' Vah vah vah ne kadar korktum, hiç bilemezsiniz. Dava açsan ne olur açmasan ne olur. Sen benim soruma otur adam gibi cevap ver." ifadesini kullandı.
"Herhalde beyefendi beni dinliyordur. Önce baştan bir tavsiyem olsun sevgili Erdoğan'a, doktor yanında olsun." diyen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın her tarafta "Suriyelilere 30 milyar dolar para harcadık." dediğini hatırlattı.
Suriyelilerin çoğunun dilencilik yaptığını, açlıktan ölenlerin bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Sordum, sen gidip Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda '30 milyar dolar para verdim.' diyorsan, bunu açıkla. 30 milyar doları nereye harcadın? Ben bilmiyorum, bakanlar, 550 milletvekili, sivil toplum örgütleri bilmiyor. Nereye gitti bu 30 milyar dolar? Bunun cevabı henüz verilmiş değil. Sevgili Erdoğan, gözlerinden öperek bir soru daha soruyorum; 30 milyar doları ne zaman, nerede, kimin için harcadın? Cevabını alacağız." diye konuştu.
"Beni tanımıyor, öyle anlaşılıyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Balıkesir'deki konuşmasında "Bunu ispat et" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Güzel, ispat edelim. Madem istiyor, ispat edelim. Beni tanımıyor, öyle anlaşılıyor." ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, 1 Ağustos 2011'de Man Adası Devleti'nde kurulan "Belbey Limited Şirketi"nin kuruluş senedini göstererek, 1-2 Ağustos 2011'de yönetim kurulu toplantısı yapan şirketin yönetim kurulu başkanının Sıdkı Ayan olduğunu ileri sürdü.
Bu şirketin yönetim kurulu toplantılarının tutanaklarının ellerinde olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Şirketin sermayesi 1 sterlin. Yönetim kurulu bir kişi Sıdkı Ayan." iddiasında bulundu.
Ayan'ın İstanbul'daki açık adresini veren Kılıçdaroğlu, bunların hem Türkiye hem de Man Adası Devleti'nin resmi kayıtları olduğunu savundu.
"Şirketin bütün kayıtları elimizde"
Sıdkı Ayan'ın 15 Kasım 2011'de bu şirketi Kasım Öztaş'a devrettiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, Öztaş'ın İstanbul'daki ikamet adresini açıkladı.
Erdoğan'a, "Sıdkı Ayan kimdir, tanıyor musun?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Eminim benden çok daha iyi biliyorsun kim olduğunu. Peki bu Kasım Öztaş'ı tanıyor musun? Eminim onu da çok yakından tanıyor. Bu şirketin bütün kayıtları bizim elimizde. Peki bu şirkete para gitti mi? Evet para gitti." iddiasında bulundu. Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Şimdi geliyorum para nereye, ne zaman gitti? 15 Aralık 2011 tarihinde Ziya İlgen enişte 2,5 milyon dolar Belbey şirketine para gönderiyor. 15 Aralık 2011 tarihinde Mustafa Erdoğan, kardeşi, 2,5 milyon dolar para gönderiyor. 1 sterlinlik şirkete 2,5 milyon dolar parayı niye gönderir senin kardeşin? 26 Aralık 2011 tarihi Ziya İlgen yine 1 milyon 250 bin dolar para gönderir. 26 Aralık 2011 tarihinde Mustafa Erdoğan 1 milyon 250 bin dolar para gönderir. 27 Aralık 2011'de Osman Ketenci, 'dünür' dedim ya 1 milyon 250 bin dolar gönderiyor. Mustafa Gündoğan 1 milyon 250 bin dolar; bu eski özel kalem müdürü. 28 Aralık 2011 Mustafa Gündoğan 250 bin dolar. 28 Aralık 2011 Osman Ketenci 1 milyon dolar. 29 Aralık 2011 oğlu Ahmet Burak Erdoğan 1 milyon 450 bin dolar. 4 Ocak 2012 Ahmet Burak Erdoğan, 2 milyon 300 bin dolar gönderiyor."
"Devleti yönetenler örnek olmalı"
Bütün bu paraların "swift mesajlarının" ellerinde olduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, yurt dışına para gönderilirken bu mesajların kullanıldığını öne sürdü.
"Yetiyor mu? 'Bu beni tatmin etmez' dedim. Ne lazım bana? 'Bankaların dekontu lazım, bu paraların gönderildiği dekont' dedim." şeklinde konuşan Kılıçdaroğlu, "Şimdi diyecekler ki 'Bu belgeleri falan ajan verdi, sahtedir, şudur, budur.' Bunların tamamı bankaların resmi kayıtlarıdır. Sadece Türkiye'de değil, bu parayı yurt dışına göndermişler o şirketlerin de kayıtlarında var. Hepsinde var. Hiç sağa sola kaçmaya gerek yok. Haysiyetli bir adamsan gereğini yapacaksın. Nokta." ifadesini kullandı.
Konya'da tek odalı camı kırık toprak evde kalan 40 günlük bir bebeğin zatürreden, Samsun'da 2,5 aylık Kübra'nın açlıktan öldüğünü, Van Gürpınar'da bir babanın 16 kilometrelik yolu, sırtında çocuğunun cesediyle yürüdüğünü kaydeden Kılıçdaroğlu, bunların hakkını savunmak için bu soruları yönelttiğini söyledi.
Devleti yönetenlerin vatandaşa örnek olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Vatandaşa diyeceksin ki 'Vergi ver, vermezsen üç misli kaçakçılık cezası keseceğim.' Ama kendi çocuklarını göndereceksin, akraba-i taallukatına başka adalarda şirket kurduracaksın, Türkiye'den milyonlarca dolar para göndereceksin, sonra Kayseri'de meydana çıkacaksın, 'Dolarlarınızı bozdurun, Türk Lirası değerlidir, biz yerliyiz ve milliyiz.' Sen ne yerlisin, ne millisin; sen gayri millisin." görüşünü savundu.
"Kusurum varsa söyleyin"
Türkiye'nin gayri milli bir hükümet tarafından yönetildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Bütün AK Parti'li kardeşlerime sesleniyorum; benim bir kusurum, hatam varsa söyleyin, hiçbir zaman alınmam. Ama yıllar yılı size gelip ahkam kesen, din, iman edebiyatı yapan, 'Vergi verin, dolarınızı bozdurun, altınınızı şöyle yapın' der, kendisi alır çocuklarıyla beraber yurt dışına giderler, paralar oraya gider. Ben söylediğim zaman da 'İspat etmezsen alçaksın' diyorlar. Ben ispat ettim, şimdi söyle bakayım alçak kim?
Kadın musluğu açtığında 5 çeşit vergi ödeyecek, kamyon şoförlerini dinledin mi sevgili Erdoğan? Gözünü sevdiğim Erdoğan, sen kamyon şoförlerini dinledin mi? Bak bakalım motorini nasıl yakıyorlar. Mazottan alınan vergiyi biliyor musun sen? Çiftçinin traktörüne verdiğin mazottan kaç lira KDV, kaç lira ÖTV alınıyor? Ne kadar gelir vergisi alınıyor biliyor musun sen? Ona gelince parayı alıyorsun, sırtına yıkıyorsun vergiyi, senin çocukların, enişten, dünürün parayı dışarıya götürecek, Kılıçdaroğlu ağzına bant çekecek, hiç konuşmayacak, dönüp 'Ne güzel muhalefet, hiç konuşmuyor' diyecekler. Ben bunu yapar mıyım? Yapmam. Ne için? Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır. Bunun için yapmam."
Basın mensuplarıyla henüz paylaşılmadı
"Umarım Sayın Erdoğan'ın yanında doktoru vardır. Doktoru eşliğinde beni dinliyordur. Sinirlerine hakim oluyordur." diyen Kılıçdaroğlu, "Sevgili Erdoğan, sen Türkiye'yi yönetemiyorsun. Sen Türkiye'yi felakete sürüklüyorsun. Ben senin bildiğin öyle haksızlıklar karşısında susan, 'İki tane koltuk verdik, oturur sesini keser.' diyen adam değilim. Ben bu milletin evladıyım." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Havuz medyasına da seslenmek istiyorum. En büyük kötülüğü Erdoğan'a siz yapıyorsunuz. Sizde vicdan, ahlak yok mu? Daha belgeleri görmeden 'Efendim bunlar sahte.' Niye sahte olsun? Bankadan gidiyor para kardeşim. Nereye gidiyor? Man Adası'na. Biz bunları biliyoruz. Ama ikinci soruma bir cevap gelmedi. Sevgili Erdoğan, ikinci sorumu unuttun mu? '30 milyar dolar Suriyelilere para harcadığını söylüyorsun. Bu parayı kimin için, nerede, ne zaman harcadın? Tüyü bitmemiş yetimin hakkı, hukuku var. O da adalet istiyor. 80 milyon adalet istiyor. Adalet için konuşacaksın kardeşim."
Öte yandan, Kılıçdaroğlu'nun, yurt dışına para transferleri ile ilgili bahsettiği belgeler, basın mensupları ile henüz paylaşılmadı.
Muhabir: Seval Güler, Mehmet Tosun