CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bütün kanun hükmündeki kararnameleri yerle bir edeceğiz. Bütün üniversite hocalarını görevlerine iade edeceğiz. Hiç kimse endişe etmesin." dedi.
Kılıçdaroğlu, Halk TV'de Uğur Dündar ile Halk Arenası programında soruları yanıtladı.
Gerçekleştirdiği "Adalet Yürüyüşü"ne değinen Kılıçdaroğlu, 435 kilometrenin her santimini bilinçle ve kararlılıkla yürüdüğü için çok mutlu olduğunu anlatarak, "Demokrasi tarihimize katkı yaptığıma inanıyorum. Adaletin, hakkın ve hukukun ne kadar değerli olduğunu, bunların olmadığı bir ülkede insanların mutsuz olacağını, Türkiye'de olmayan adalet duygusunun yeniden tesis etmek için bir mücadele verilmesi gerektiğini ifade etmiştim." değerlendirmesini yaptı.
Kılıçdaroğlu, siste, yağmurda, sıcakta, asfaltta, her yerde bu ülkenin insanları için yürüdüğünü belirterek, "Benim bireysel olarak hiçbir sorunum yok ama bu ülkenin geleceği için kararlılıkla yürümek zorundayız." ifadesini kullandı.
"Hala bu ülkede adalet yok" diyen Kılıçdaroğlu, "Adalet sağlanıncaya kadar biz mücadelemizi sürdüreceğiz. Maltepe'de o gün konuştuk. Geldik ve bir duvarın önündeyiz diye. Şimdi o duvarı 24 Haziran'da darmadağın etme ve yıkma zamanı." dedi.
Adaletsizlikten bıktıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"10 binlerce çocuk bu ülkede sabah aç karnına okula gidiyor. Baba çocuğuna harçlık veremeyecek durumda. Bu mudur adalet? Bu mudur sosyal devlet? Adaleti arayamıyorsunuz. Görevinize son vermişler, bir kanun hükmünde kararnameyle yüzlerce üniversite hocasını kapı önüne koydular. Açlığa mahkum ettiler. Yurt dışı çıkış yasağı getirdiler. Sadece ona değil, eşine de yasak getirdiler. Sivil ölüme 10 binlerce kişiyi mahkum ettiler. Mağdur ailelerin sayısı 1 milyonu aştı. Adaleti sağlamak zorundayız. Ahlakı ve adaleti sağlamak zorundayız. Bu mücadele bireysel bir mücadele değildir. Kolektif bir mücadeledir, hepimizin mücadelesidir. Adaleti sağladığımız zaman bu ülkede huzur içinde yaşamış oluruz."
Man Adası iddiaları nedeniyle hakkında 3 mahkemeye dava açıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "3 mahkemenin hakimini değiştirdiler. 3 mahkemeye yandaş hakim atadılar. 3 mahkeme beni tazminata mahkum etti. Yahu sizin feriştahınız gelse, kiminiz gelirse gelsin, hangi davayı açarsa açsınlar bir adım geri adım atarsam gerçekten de şerefsizim. Bir milim geri adım atmayacağım. Ben gücümü halktan ve adalet duygusundan alıyorum." diye konuştu.
- "Kanun hükmündeki kararnameleri yerle bir edeceğiz"
Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü Gazetesi sahibi Burak Akbay'a ilişkin Uğur Dündar'ın sözleri üzerine, "Sözcü gazetesi bağımsız bir gazete. Sahibi de onurlu bir kişi. Asla FETÖ organizasyonuyla yan yana gelmesi düşünülemez bile. 24 Haziran'dan sonra alnının akıyla Türkiye'ye gelecektir. Ailesiyle bulaşacaktır. Bütün kanun hükmündeki kararnameleri yerle bir edeceğiz. Bütün üniversite hocalarını görevlerine iade edeceğiz. Hiç kimse endişe etmesin. Bir kişi hariç, onu görevine iade edemeyeceğiz. Sayın İbrahim Kabaoğlu, o, milletvekili olacak." dedi.
FETÖ ile mücadele edilmediğini savunan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Paran varsa dışarı çıkıyorsun. Dayın varsa dışarı çıkıyorsun. Kayınpeder varsa zaten dışarıdasın. Garibanlar, parası olmayanlar içeride. Erin, askeri öğrencinin ne günahı var? Hala içerideler, müebbetle yargılanıyorlar. FETÖ borsası kurdular. FETÖ'nün siyasi ayağı ortaya çıkmadan FETÖ ile mücadele edilmez. Siyasi ayağını biz inşallah Allah'ın izniyle çıkaracağız. FETÖ'nün bir numaralı siyasi ayağı sarayda oturan zattır."
Bir yüksek yargıcın Muharrem İnce'yle ilgili tweetine ilişkin bir soruyu da Kılıçdaroğlu, "Hiç kimseye bir şey söylemiyorum ama o Danıştay'da Sayın İnce ile ilgili tweet atan kişiye hakim demiyorum. O, hakim değil. Kendisine şu çağrıyı yapıyorum. Eğer sende onur varsa, sende haysiyet varsa, onurlu ve haysiyetli bir kişiysen o görevden derhal istifa edersin. Şu ana kadar etmedi. O zaman söylüyorum sende onur, haysiyet yoktur. Sen yargı dünyasının kara bir lekesisin. O görevden istifa etmek zorundasın." diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, "Askeri okulları tekrar açacak mısınız? şeklinde soru üzerine "Millet İttifakı'nda bu ilkeler belirlendi. Yargının bağımsızlığı, demokrasi gibi temel kurallar belirlendi. Altına imzalarımızı attık. Millet İttifakı ilkelere dayanan bir ittifaktır. Ordunun siyasete karışmasını asla istemeyiz. Yenikapı mitingine gittiğimde söyledim; camiye, kışlaya, adliyeye siyaset girmesin." ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, adaletin olmadığı yerde hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin olmadığını aktararak, "Şu anda Türkiye'de yaşayan 81 milyonun can ve mal güvenliği yoktur. Çünkü bu ülkede adalet yoktur. Adalet olsaydı o kadın Danıştay'da görev yapamazdı." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Milletvekili Enis Berberoğlu'nun bir kişinin arzusu ve istediği üzerine hapiste esir konumda olduğunu ileri sürerek, "Yakında inşallah çıkacak. 25'inden sonra. O da parlamentoda görevini yapacak milletvekili olarak." diye konuştu.
- "Abdullah Gül'ün aleyhine konuşmamız isteniyor"
Cumhurbaşkanlığı adaylarının belirlenmesi sürecinde ismi "çatı aday" olarak geçen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ilgili soru üzerine de Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Bizim illa Sayın Abdullah Gül'ün aleyhine konuşmamız isteniyor. Böyle bize yönelik bir kumpas çevrilmek isteniyor. Abdullah Gül aleyhine niye konuşayım? Sayın Abdullah Gül cumhurbaşkanlığı yapmış, saygın bir kişidir, saygı duyarım, arada bir görüşürüm. Görüşürüm derken, bir veya iki kez. Cumhurbaşkanıyken de görüştüm, cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra da görüştüm. Geçmişte eleştirdim, grup başkanvekiliyken de eleştirdim şu veya bu şekilde aldığı kararlar toplumunu eleştirisine açıktır. Zaten demokrasi dediğiniz kavram da budur."
Kılıçdaroğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin nasıl aday olduğu konusunda ise "Cumhurbaşkanı adayımızı nasıl belirledik? Herkes bilir, gayet gazetelerde adaylarımızın isimleri belliydi, isimleri yazılıyordu. Oturduk, sağlıklı bir kamuoyu araştırması yaptık. Muharrem İnce'nin ismi öne çıktı. Ben de evime davet ettim, yaptığımız kamuoyu araştırmasında isminin öne çıktığını ve dolayısıyla cumhurbaşkanı adayımız olması gerektiğini söyledim. Zaten kendisi de istiyordu, cumhurbaşkanı adayı yaptık." dedi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde Abdullah Gül'ün ses çıkarmadığı eleştirilerine yönelik ise şunları söyledi:
"Orada asıl sorumlu olan Genelkurmay Başkanlığı yapanlardır. Sarı öküzü niye teslim ediyorsunuz? Siz arkadaşınızı suçsuz olduğunu bile bile neden onu yapıyorsunuz? Siz neden devletin kozmik odasını terör örgütüne birinin isteği üzerine açıyorsunuz? Bu konulara fazla girmek istemiyorum ama burama geldi. Şimdi siz kalkacaksınız arkadaşlarınızı suçsuz olduğunu bildiğiniz halde bir örgüte teslim edeceksiniz, olmaz bunlar. Devletin en gizli sırlarını birinin talebi üzerine açacaksınız, sonra kalkacaksınız bana vatan, millet edebiyatını yapacaksınız. Ben bunlara inanmam. Vatan, millet edebiyatı farklı bir şeydir, vatan uğruna gerekirse canımı veririm eyvallah. Ben devletin kozmik odasını asla açtırmazdım."
- Muharrem İnce'nin performansı
Siyasete girmeden önce İnce'yi tanıdığını belirten Kılıçdaroğlu, CHP'de başarılı bir grup başkanvekilliği yaptığını ve iyi bir performans sergileyeceğini zaten beklediğini ancak İnce'nin beklentisinden daha iyi bir performans ortaya koyduğunu anlattı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bu seçimin kaderini belirleyen en önemli etken nedir?" sorusuna ise "Adaletin yokluğu." cevabını verdi.
Sabuncubeli Tüneli ile Buca Tüneli'ni kıyaslayan Kılıçdaroğlu, "Merkezi hükümet Sabuncubeli'nin kilometresini 134 milyon liraya yapıyor. Bir de İzmir Belediyesi bir tünel yapıyor. Buca Tüneli'ni İzmir Büyükşehir Belediyesi 44 milyon liraya yapıyor." dedi.
Şanlıurfa'nın Suruç ilçesinde AK Partililere yönelik saldırıya değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Suruç'ta yaşanan olay, gerçekten acı bir olay. 4 kişi hayatını kaybetti. Olaya savcılık el koymuş vaziyette. Bir arkadaşımızı görevlendirdik. Levent Gök oraya gitti. Sayın Vali ile savcıyla konuştu. Otopsi raporlarının çıkması bekleniyor. Ondan sonra neyin ne olduğunu anlama imkanımız olacak. Yargının olaya el koyması, soruşturması en büyük arzumuz. Bunu yakından takip edeceğiz. Her vatandaşın can ve mal güvenliği son derece önemlidir. Bu tür tartışmalardan ve silahların konuştuğu bir ortamdan Türkiye'nin özenle kaçınması gerekiyor. Gergin ortamlar daha büyük olayların ortaya çıkmasına neden olabilir. Gergin ortamlardan olabildiğince kaçınmak gerekiyor. Siyaset insanlarının daha sağduyulu demeçler vermesi gerekiyor."