CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz yeniden yurtta barış dünyada barış politikasına döneceğiz. Bölgemize huzuru getireceğiz. Herkesle kucaklaşacağız." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "128 milyar dolar nereye gitti?" sorusunu sorduklarında, "Bu soru sorulur mu?" denildiğini söyledi.
Vatandaşın hakkını savunmanın siyasetçinin görevi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Şehit yakınlarına ve gazilere verilecek paranın üzerine çöktüler, bu mudur adalet? Hırsızlık değil de bu nedir? Buna bir isim bulsunlar." diye konuştu.
Vatandaşın birisinin, "Bir AK Parti milletvekili beni dolandırdı" diye savcıya dilekçe verdiğini, hemen gözaltına alınıp hapse atıldığını savunan Kılıçdaroğlu, "Şu hale bakın. Sonra da diyorlar ki bu ülkede adalet var. Hangi adalet?" ifadesini kullandı.
Herkesin vergi verdiğini, devleti yönetenlerin de şirketleri varsa bunların kurumlar vergisi ödemesi gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ekmek alırken vergi veriyor vatandaş, sen Man Adası'ndan milyon dolarları getirirken vergi vermiyorsun. Bu mudur adalet? Çocuğuna sakız, çikolata alırken, minibüse, otobüse binerken vergi veriyorsun ama devleti yönetenler ve ailesi Man Adası'ndan milyon dolarları getirirler, bir kuruş dahi vergi ödemezler. Bu mudur adalet?" dedi.
- "Biz bunlar için mi yürüdük?"
Kılıçdaroğlu, son 19 yılda en az 220 milyar liralık ihaleyi beş kişinin aldığını iddia ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu kadar dümeni çeviren insanlar 220 milyar liralık ihale verdiklerinde oradan nasiplenmezler mi, para almamışlar mıdır? Türkiye lağım kokmuyor mu? Her tarafta rezaletler, rüşvetler nasıl döndüğü söylenmiyor mu? 220 milyar lira. Bir devleti yeniden inşa edersiniz. Beş kişiye veriyorsunuz sadece. Bu mudur adalet? Daha acı olanı, bunlardan birisi milletin anasına küfretmişti. Adam küfrettikçe aldığı ihale arttı. Akıl alacak şey değil. Onların ne kadar vergi ödediğini de kimse bilmiyor. Asgari ücretli ne kadar vergi veriyor belli, bu haramzadelerin ne kadar vergi verdiği belli değil. Ayrıca bu haramzadelere dolar üzerinden garanti veriliyor. Her birisi Türkiye'de kazandıkları dolarları yurt dışına götürüyorlar, oradaki banka hesaplarında paraları. Bu mudur adalet? Biz bunlar için mi yürüdük? Bu haksızlıkları onaylamak için mi yürüdük? On binler, milyonlar buna isyan etmedi mi?"
- "Nerede bu tank?"
Kılıçdaroğlu, 20 milyar dolar değerinde olduğunu iddia ettiği Sakarya'daki Tank Palet Fabrikası'nın bir kuruş bile almadan Katar ordusuna peşkeş çekildiğini öne sürerek, "Tank yapılacaktı 2018'de. Nerede bu tank? Şimdi diyecekler ki bu soruyu sormak da yasak." diye konuştu.
Savunma Sanayi Müsteşarının Bodrum'da yaptığı tatilin masrafını kimin karşıladığını soran Kılıçdaroğlu, "O otel el değiştirdi. El değiştirirken ne oldu? Otele tankla geldiler. Mafyanın emrinde bir tank, düşünebiliyor musunuz? Nerede oluyor bu? 21. yüzyılın Türkiye'sinde oluyor. Bir otele tank girecek, sahibini tehdit edecek, 'Seni öldüreceğiz' diyecek ve otele çökecekler. Bu beyefendi de o otelde olacak. AK Parti'li ve MHP'li kardeşlerime sesleniyorum: Sizin vicdanınız, adalet duygunuz, inancınız buna evet diyor mu? Hepimizin oturup bir muhasebe yapması lazım." değerlendirmesini yaptı.
İstanbul yerel seçiminin YSK aracılığıyla iptal edildiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, "Onların hiçbirisi, biri hariç hakim değil. Eğer siz hakimliği sarayın uşaklığıyla paralel hale getiriyorsanız sizden hakim olmaz. Zaten siz hakim değilsiniz. Onlar da tazminat davaları açmışlar, ağababaları gibi. Sanıyorlar ki Kılıçdaroğlu hiç konuşmayacak, paradan korkacak. Sizden kim korkar? Adaleti savunan bir insan hiçbir şeyden korkmaz, bir tek Allah'tan korkarız." ifadelerini kullandı.
Türkiye'de tutuklu yargılanan ABD'li rahip Andrew Craig Brunson'un bir telefonla serbest bırakıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Siz Cumhuriyet tarihinde böyle bir rezalet gördünüz mü, görmediniz mi? Bunun adalet neresinde? Biz yeniden yurtta barış dünyada barış politikasına döneceğiz. Bölgemize barışı getireceğiz. Terörü bitireceğiz. Bölgemize huzuru getireceğiz. Herkesle kucaklaşacağız. Hiçbir ayrım yapmayacağız vatandaşlarımızın arasında. İnancı, yaşam tarzı, kimliği ne olursa olsun herkesi baş tacı yapacağız. İki temel kırmızı çizgimiz var: Bayrağımız ve vatanımız. Bayrağımız ve vatanımız konusunda sorunu olmayan herkesle kucaklaşmaya hazırız, hiçbir tereddüdümüz yok." dedi.
- "Aylık geliri asgari ücretin üçte birinden az olan 7 milyon 769 bin 346 kişi var"
Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'de 10 milyonu aşkın işsizin bulunduğunu dile getirerek, "19 yıl devleti yöneteceksin, milyarca lira parayı kullanacaksın, yatırımlar dolayısıyla normalde herkesin iş sahibi olması gerekirken üretime dönük yatırım yapmayacaksın, 10 milyonun üzerinde işsiz yaratacaksın. Bu mudur adalet?" diye konuştu.
Aylık geliri asgari ücretin üçte birinden az olan 7 milyon 769 bin 346 kişinin bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, pandemi döneminde çiftçiye, esnafa 10 milyar lira hibe yapıldığını, beş müteahhide bu süre içinde 21 milyar lira verildiğini öne sürdü.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, "Bir siyasetçiye her ay 10 bin dolar rüşvet gittiğini, para gittiğini biliyorum." dediğini, kendisi de dahil bütün CHP'li milletvekillerinin TBMM Başkanlığına bu konuda bir dilekçe verdiğini anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"27 Mayıs 2021'de İçişleri Bakanı'na TBMM Başkanı yazı yazdı. Kim bu siyasetçi? Aradan 15 günden fazla zaman geçti 'tık' yok. AK Parti'li ve MHP'li kardeşlerime seslenmek isterim, siz hiç merak etmiyor musunuz her ay 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçiyi, bu kul hakkı yiyen siyasetçiyi, bu edepsiz, sahtekar adamı. Biz mi merak edeceğiz sadece? Bu kişi AK Parti'nin kilit noktasında, gazeteler her gün yazıyor. Hiç demiyor musunuz bir devlet böyle yönetilmez. Rüşvet alan, veren belli ama beyefendi diyor ki ben elçiyim. Kimin elçisisin sen? Rüşveti ortaya çıkarmak devletin namusudur. İçişleri Bakanı diyorsa ki burada rüşvet var, 10 bin dolar her ay gidiyor, bunu ortaya çıkarmak devletin namusudur. Devletin namusunu yerle yeksan ettiniz.
Erdoğan bu soruyu hiç sormuyor. Niye sormuyorsun? Atadığın adamı çağır bir sor; kim bu sahtekar adam, her ay 10 bin dolar para alan adam. Sonra bazı açıklamalar geldi, 'Her ay değil, biz çok daha büyük paralar veriyoruz.' diye. Şu devletteki çürümeye ve kirlenmeye bakın. Erdoğan, rüşveti alanı çok iyi biliyor, adım gibi biliyorum. Eğer onu ortaya çıkarıp görevine son vermezse rüşvet çarkının bir parçasıdır. Açıklama yapıyor Erdoğan, 'Suç örgütleri mensupları üzerinden tartışmaları yapmayız.' diyor. Açıklamayı yapan suç örgütü lideri değil ki, bu ülkenin İçişleri Bakanı. Ben İçişleri Bakanı'nı soruyorum, sen suç örgütünden bahsediyorsun. 'Zaten İçişleri Bakanı da suç örgütlerinden birisidir.' diyorsa mesele yok o zaman, doğruyu söylüyor o zaman."
- "Devleti yönetme makamı haksızlıkları telafi etme makamıdır"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Millet aç, perişan" dediklerinde, "Neymiş millet açmış buyurun siz doyurun" denildiğini ifade ederek, "Bizim doyurmamız için senin oradan çekilmen lazım, oradan ayrılman lazım, izzetüikbal ile ayrılman lazım. Devleti yönetme makamı haksızlıkları telafi etme makamıdır. Zaten seni doyurmak bir sorun. Türkiye'nin temel sorunu seni ve beslemelerini doyurmak. Doyuramıyoruz. Milyarları, dolarları veriyoruz, doymuyorsunuz. Biz sizi doyurmak için değil halkı doyurmak için, vatandaşı doyurmak için, çocukların yatağa aç girmemesi için iktidar olmak istiyoruz." sözlerini sarf etti.
İktidara geldiklerinde 7 milyon 769 bin 346 kişinin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde 1192 lira 50 kuruştan da az gelir sahibi olması utancına son vereceklerini iddia eden Kılıçdaroğlu, "İktidar olduğumuzda göreceksiniz, bu ülkede ampul sönecek, patlayacak; güneş doğacak, millet rahat edecek, millet rahatlıkla bize 'paramı nereye harcadınız' diye soracak. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir düzeni sağlayacağız." dedi.
Kılıçdaroğlu, aile destekleri sigortasını getireceklerini, harama el uzatanların devlet katından alınıp sokağa bırakılacağını, hesap sorulacağını, milletin parasını millete vereceklerini belirtti.
Soma'daki maden kazasında hayatını kaybeden 301 madenci için davanın yeniden görüldüğünü anlatan Kılıçdaroğlu, "301 madenci için verilen kararı kabul etmedi iktidar. Yargıtaya müdahale ettiler. Yerine 3 yeni hakim tayin ettiler ve yeniden toplandılar, eski verdikleri kararın tersini verdiler. 301 madencinin kanı yerdedir. Yargıya müdahale edip 301 kişi için lehe çıkan kararı tersyüz edip farklı bir karar çıkarmak adalet midir?" diye sordu.