CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Her ülke şu veya bu şekilde borç alır ama aldığınız borcu nerede kullanıyorsunuz? Asıl önemli olan bu. Borçla fabrika yapıp, üretim yapıp, kar elde edip, katma değer yaratıp, ihracat yapıyorsanız elbette borç alırsınız ama hiçbir Cumhuriyet hükümetinin ödemediği 151 milyar dolar faizi ödeyeceksin, sonra 'dış güçler' diyeceksin." dedi.
Kılıçdaroğlu, Kral FM'de katıldığı "Mehmet'in Gezegeni" programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
"Bekle bizi İstanbul" şarkısıyla başlayan programda, şarkının sorulduğu Kılıçdaroğlu, "24 Haziran'da biz de 'bekle bizi Türkiye' diyeceğiz. 24'ünde inşallah iyi bir sonuç elde edilecek. 25'inde Türkiye umarım daha güzel bir sabaha uyanmış olur." karşılığını verdi.
"Seçimlerde, Millet İttifakı çoğunluğu alırsa, Muharrem İnce cumhurbaşkanı seçilirse Türkiye'de ne değişecek?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, çok şeyin değişeceğini, ülkeye huzurun, barışın, adaletin geleceğini, gelir dağılımının daha dengeli olacağını, üretimin gerçekleşeceğini, düşüncelerin, medyanın özgürleşeceğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, Orta Doğu'ya barışı getireceklerini, Türkiye'de terör sorununu ortadan kaldıracaklarını ifade etti.
"25'i sabahı acil yapılması gerekenler neler?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, İnce'nin "ilk 48 saat içinde OHAL'i kaldıracağını" söylediğini hatırlattı.
OHAL'in kaldırılmasıyla herkesin can ve mal güvenliğinin sağlanacağını, bu kapsamda yabancı sermayenin Türkiye'ye geleceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, Merkez Bankasına hedefler koyacaklarını ancak herhangi bir siyasi müdahalede bulunmayacaklarını dile getirdi.
"Doların artmasını neye bağlıyorsunuz? Sayın Cumhurbaşkanı 'Dış müdahale, Türkiye düşmanları' diyor. Hiç hakkı yok mu bu konuda?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Gidip de İngiltere'den dolar lobisinden borç isteyen kim? Niye istiyorsun? İsteme. Hem istiyorsun. Hem şikayet ediyorsun. İsteme o zaman. Merkez Bankası faiz yükseltti, bir sefer yetmedi, bir daha yükseltti yetmedi. Karşıdaki kişilere, yani elinde dolar tutan kişilere kızıyoruz. Diyoruz ki 'Niye müdahale ediyorsun?' Adamın müdahale ettiği falan yok. Adam diyor ki 'Sen benden borç para istiyorsun, benim şartlarım var. Faizi yükseltirsen veririm.' Yani sen yakayı tefeciye kaptırmışsan, kabahat tefecide değil, yakayı kaptıranda. Sorun budur. Dolar artmıyor, dolar dünyanın her tarafında aynı dolar. Türk Lirası değer kaybediyor. Şunun için değer kaybediyor, Türk Lirası'na olan güven sarsılmış vaziyette. Çünkü deniyor ki 'Merkez Bankasına siyasi müdahale yapılıyor. Dolayısıyla paramızı, dolarımızı Türkiye'ye götürürsek güvenliği olmaz bunun. O zaman ben bu riski niye üstleneyim?' Üstlenmemek için 'Faizi yükselt, sana o zaman dolar getiririm.' diyor. Olay budur."
Kılıçdaroğlu, son 16 yılda yurt dışına 151 milyar dolar faiz ödendiğine dikkati çekti.
- "CHP sessiz kalmış olabilir"
Her ülkenin borç alabileceğine işaret eden Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"Her ülke şu veya bu şekilde borç alır ama aldığınız borcu nerede kullanıyorsunuz? Asıl önemli olan bu. Borçla fabrika yapıp, üretim yapıp, kar elde edip, katma değer yaratıp, ihracat yapıyorsanız elbette borç alırsınız ama hiçbir Cumhuriyet hükümetinin ödemediği 151 milyar dolar faizi ödeyeceksin, sonra 'dış güçler' diyeceksin. Bütün bu dolarlar nasıl gelip gidiyor? Herhalde banka havalesiyle geliyordur, çantayla gelmez bunlar. Demek ki dış güçler varsa ve bu oyunu oynuyorlarsa, bu para banka üzerinden gelip gidiyor. Bu bankalar bizim bankalarımız değil mi? Dış güçlere niye müdahale etmiyor Erdoğan? Elinden tutan mı var? Kardeşim, sen benim ekonomimle oynuyorsun deyip paraya, dolarına tedbir koy o zaman. Oynayamazsın de o zaman. Şikayet mi edeceksiniz, ağlayacak mısınız? Yoksa sorun mu çözeceksiniz. Devleti yöneten kişilerin şikayet etmeye hakları yoktur."
"2002'de yargı, ordu, medya, iş dünyası Erdoğan'a karşı çıkmışlardı. Bunlar yapılırken CHP sessiz kaldı desek yanlış mı olur?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, kim olursa olsun vesayeti kabul etmediğinin altını çizdi.
"CHP, 28 Şubat'ta ne yaptı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Ben, o zaman genel başkan değildim. CHP olarak o zaman belki sessiz kalmış olabilir ama bakın, bir partiyi nasıl yargılayacaksınız? Bugün geldiğimiz noktada eğer biz gerçekten de bu ülkenin geleceği ve demokrasi açısından mücadele ediyorsak, hep beraber yapalım ama 'Demokrasi yok.' diye gelip, demokrasiyi tümüyle bitiren bir anlayışı da reddetmemiz lazım." yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin bu konuda hata yapmış olabileceğini ancak bugün genel başkan olarak Türkiye'de demokrasinin tam olmasını istediği söyledi.
- "İnönü müdahale etti"
"28 Şubat'ta CHP'nin genel başkanı olsaydınız tavrınız ne olurdu?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Karşı çıkardım. Biz, o zaman iktidar değildik, muhalefettik, o şiddetle karşı çıkardık. 28 Şubat sürecine de ordunun vesayetine de karşı çıkardık." diye yanıtladı.
Kılıçdaroğlu, yargının o dönemde, "Erdoğan'ın iktidara gelmemesi için" bir gayretinin olduğunun hatırlatılmasına karşılık, Erdoğan'a siyaset yolunu CHP'nin açtığını kaydetti.
"Erdoğan, 'Adnan Menderes'i CHP zihniyeti astı.' diyor. Menderes idam edilmeden önce, İsmet İnönü müdahale etseydi sonuç alınabilir miydi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Müdahale etti. Cemal Gürsel'e mektup gönderdi. O dönem üç partinin genel başkanı bir araya gelip ortak basın toplantısı yaptılar." dedi.
"İsmet İnönü'ye rağmen mi asıldı? Garip bir durum yok mu sizce?" sorusuna karşılık Kılıçdaroğlu, garip bir durumun olduğunu söyledi.
- "Menderes'in çocuklarının anıları var"
Erdoğan'ın "kulaktan dolma bilgilerle açıklamalar" yaptığını, bunun kendisine yakışmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"Menderes'in çocuklarının anıları yayınlandı, o kitaplarda yazıyor. Eşinin, İnönü'ye gidişi, nasıl karşılandığı, nasıl mücadele edildiği, Cemal Gürsel'e mektup yazıldığı, üç partinin genel başkanının bir araya geldiği... Bunlar tamamen çok özür dilerim ama palavradan başka bir şey değil. Erdoğan çok sık yalan söyleme hastalığına yakalanmış vaziyette. Arkadaş, otur tarih kitabını oku. Hadi İnönü'nün anılarına kızıyorsun. Kızabilirsiniz İnönü'ye itirazım yok ona ama kardeşim açarsınız, Menderes'in çocuklarının anıları var, oradan okursunuz. O konuda İnönü'nün neler yaptıklarını orada görürsünüz."
"CHP ne zaman elitlerin partisi oldu, halktan uzaklaştı? Ne oldu?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "CHP'nin halkın partisi olduğunu, taşeron işçiliği, asgari ücretlinin, orman köylüsünün derdini, emekliye iki maaş ikramiye verilmesini kendilerinin dile getirdiğini" söyledi.
"Parti seçmenlerinde, 'Benim oyumla onun oyu bir olabilir mi?' gibi bir bakış açısı var mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Öyle bir şey olmadı, onu bir sanatçı söyledi. Bir sanatçı söyledi diye 'Bunu CHP söyledi' diyip, kamuoyuna yansıtıyorlar. Yok efendim. Herkesin oyu eşittir." yanıtını verdi.
- "İntikam almak için gelmiyoruz"
"CHP'li seçmen AK Partili seçmene uzaylı gibi bakıyor algısı var." denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır efendim. Algıyı karşı taraf yaratıyor. Bizim öyle bir düşüncemiz yok." karşılığını verdi.
"Elit diyorsunuz, en elit olan benim o zaman." diyen Kılıçdaroğlu, 7 kardeşinin olduğunu, annesinin okuma, yazma bilmediğini, bir kız kardeşinin ilkokul mezunu olduğunu, ailede üniversiteye giden tek kişinin kendisi olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Hangi elitlikten bahsediyorsunuz? Biz, halkın içinden geldik. Halk nasıl yaşıyor, öyle yaşadık. Üniversiteye gelinceye kadar pardösüm bile yoktu, kara lastikle okula giderdik." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, CHP'li seçmenden hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşları kucaklamalarını istedi.
"Seçimleri kazanırsanız bir rövanş söz konusu olacak mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Asla, rövanşla yola çıkan insanların siyasetten ayrılması lazım. Bu işin kavgası olmaz. Halka hizmet için geliyorsunuz, intikam almak için değil." yanıtını verdi.
- "Başörtü sorununu ben çözdüm"
"AK Parti hiç mi iyi bir şey yapmadı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, sigara yasağı başta olmak üzere Parlamentodan oy birliğiyle çıkan şeylerin iyi olduğunu söyledi.
"Başörtüsü konusunda ne demek istersiniz? Okullarda, kamuda başörtülü kişiler var. Keşke bu sorunu CHP çözseydi." ifadesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Ben çözdüm. Yusuf Ziya Özcan YÖK Başkanıydı sorun. Üniversitede kızların başörtüsü mü sorulur? dedim. Biz, bütün kızlarımızın okumasını istiyoruz. Okumuş gelmiş, o yaştan sonra kime ne soracaksın? Sana ne kızın başörtüsünden. Kendisinin yaptığı açıklamalar vardır, 'Kılıçdaroğlu'nun yaptığı açıklamalar üzerine biz başörtüsü sorununu gündemden çıkardık.' diye. Sayın Abdullah Gül'e de sorabilirler." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bu konuda geriye gitmenin olmayacağını, bir kadının giyimiyle kuşamıyla uğraşmanın 21. yüzyılda insanlık dışı bir şey olduğunu vurguladı.
"Neden başörtüsüyle uğraşanlar sizden gibi görünüyor?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Onu bilemiyorum ama benim rahmetli annem de başörtüsü örterdi, ablam hala başörtüsü örter. Muharrem Bey'in annesi de kız kardeşi de başörtüsü örtüyor. Bu, siyasete malzeme edildi ve Türkiye başörtüsü üzerinden enerjisini kaybetti büyük ölçüde. Bu bir taktikti, siyasete malzeme oldu. Bugün siyasete malzeme olmanın tamamen dışında artık." karşılığını verdi.
- "Muharrem İnce kazanacaktır"
Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında kamuda çalışanların başlarını örtebileceğini kaydederek, "Hiçbir partinin genel başkanının imam hatipte okuyan başörtülü bir kıza burs verdiğini duymamışsınızdır ama ben burs veriyorum. Yetim bir kızım var benim Çorum'da. Niye ben burs veriyorum? Ben asla ve asla kişilerin yaşam tarzlarıyla uğraşmam, bunu siyaset konusu da yapmam. Kişilerin kimlikleriyle, inançlarıyla uğraşmam. Siyasetin alanı bu değildir." dedi.
"Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığı konusunda bir mücadele verdiniz." denilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, önlerinde 5-6 adayın olduğunu, kamuoyu yoklamalarında İnce'nin çıktığını dile getirdi.
Gül'ün cumhurbaşkanlığı dönemindeki tarafsızlığını, görevi bittikten sonra da devam ettirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, Gül'ü zaman zaman eleştirdiğini kaydetti.
"Erdoğan, 'Muharrem İnce'den kurtulmak için onu aday yaptı. Kazanamayacağını o da biliyor.' dedi. Buna cevabınız ne olacak?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Niye kazanamasın? Kazanacaktır Muharrem İnce. Ve göreceksiniz kaybeden Erdoğan olacaktır. Erdoğan, Türkiye'yi çok yordu, kutuplaştırdı. Herkes birbirinin kimliğiyle uğraşmaya başladı. Ülkede barışı bitirdiniz, kavga süreci başladı. Siyaset böyle olmamalı." yanıtını verdi.