Kazanılmış Hak

Adil Gülmez

Müdürlük bir “kazanılmış hak” mıdır?

Hayır, ne münasebet?

Müdürlük bir çeşit görevlendirmedir.

Daha ötesi fiili durumdur.

Bakanlığın okul yönetimi konusunda oluşturduğu zafiyetler kullanılarak olağan dışı şişirilmiş bir makamdır.

Siz buna müdür olan şahsın yetersizliğini kamufle etmek için kendine yakıştırdığı sıfatları eklerseniz karşınıza bir megaloman çıkacaktır.

Artık bu şişirilmiş ego ile eğitim öyle tatlı olur ki yeme de yanında yat.

Okulu için canla başla çalışan, gecesini gündüzüne katan, emrindeki insanlara merhametle yaklaşan babacan tabiatlı okul müdürlerimiz elbette var.

Eli öpülesi bu müdürleri istisna ederek koltuk sevdasında başka hiçbir derdi olmayan müdürlere bir tanım getirelim ve onlara “Hormonlu Müdürler” diyelim.

Hormonluların en büyük zararı eğitimedir.

Çünkü bu nevi müdürlerle eğitimde değişim yakalanamaz, dönüşüm gerçekleştirilemez.

Okullarda çeşitli sebeplerden husule gelen problemler çözülemez, ya tehir edilir ya da Sümen altı.

Eğitime katkı sağlayamayan, sınıfa girmeyi ateş yanan fırına girmek zanneden bu tipleri eğitim kadrolarında değerlendirmek çok büyük bir sorun oluşturmaktadır.

Onlara müdürlükten sonra sınıfı göstermek bir bakıma öğrencilere de yazık etmektir. Zira eğitim zorla olmaz. Sınıfa girmeye gönlü olmayana icbar ile ders anlattırmak ta fayda sağlamayacaktır. Ne yapılabileceğini bakanlık bürokratları düşünsün, benim vazifem değil.

Yalnız bir şeye dikkat edilmeli. Hormonlu Müdür tabirimiz sadece okul müdürleri ile ilgili değil ilçe ve il mem bünyesindeki öğretmen kaynaklı herkes için geçerlidir. Kimseye özel bir kinimiz yoktur.

***

Eğitim Bir Sen’deki arkadaşlar bilmem farkındalar mı?

Sendikaları artık tam anlamıyla bir müdürler sendikası oldu.

Kusura bakmasınlar kabahat kendilerinde.

Müdürlük payesini transfer piyasasına sürüp tedavüle sokarsan olacağı budur.

Şimdi havalarından geçilmiyor; şuna yüksek puan verdik, bunun müdürlüğünü bitirdik, tafraları yayılıyor etrafa.

Mesela eğitimciliği hiç tasvip edilmeyen insanlar gelip sendikaya girdiler mi biraz da acındırdık bir şeyler söylediler mi ona puan verilirken diğer tarafta sadece okulu için çalışan ve belirli bir kaliteyi tutturana başka sendikadan diye yeterli puan verilmiyor. İsteyene, sorana iddialarımızı örneklendirebiliriz.

Elbette sendikanın tüm işleri böyle değil. Ama yolun başında iken biz onlar gibi olmayacağız deniliyordu. Geldiğimiz noktada ilkelere uyulmadığını görüyoruz. Yazmadıklarımız anlatmaya çalıştıklarımızdan daha fazladır. Umarım bu yazdıklarımız eleştiriden ziyade uyarı diye algılanır.

Şimdi herkes; tüm okul, ilçe ve il milli eğitim müdürleri yaptıklarına bir baksınlar. Amaç ne idi, netice ne oldu. Tasfiye gerçekleşti mi, yoksa her şey eski yerinde kaim mi?

Ve Sendika, sen de kendine bir bak, aynada bir şeyler göreceksin…

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.