Danıştay 12. Dairesi, kan örneklerini değiştiren adli tıp uzmanı ile ilgili ilginç bir karara imza attı. Daire, kan örneklerini değiştiren ve bu nedenle memuriyetten çıkarma cezası alan uzmanın cezasını, çok buldu. Daire'nin kararıyla ilgili ayrıntılar şöyle:
Adli Tıp Kurumu'nda görevli uzman, alkollü araç kullandığı gerekçesiyle kendisinden alınan kan örneğini değiştirdi.
Şikayet üzerine hakkında soruşturma başlatılan uzmana, memuriyetten çıkarma cezası verildi. Konu idare mahkemesine taşındı.
İdare mahkemesince, 'alınan kan örneğinin bulunduğu tüpün ertesi sabah davacı tarafından boşaltılarak yerine başkasına ait kan örneğinin konulması ve olay gecesi düzenlenen ve davacının geceleyin imzalamaktan kaçındığı tutanağın sabahleyin gerçekleştirilen bu eylem sonrası imzalandığının sabit olması karşısında, davacının subuta eren bu eylemi nedeniyle Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Danıştay 12. Dairesi ise, davacıya daha önce aynı konuda kınama cezası verildiği gerekçesiyle kararın bozulmasını hükmetti. Daire kararında özetle şu görüşlere yer verdi:
"....Bu durumda, davacıya verilen kınama cezasının . Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca yok sayılarak yerine farklı bir ceza tayininin hukuken mümkün bulunmaması karşısında, davacının kınama cezasıyla cezalandırılması üzerine zamanaşımı süresi içerisinde aynı eylem nedeniyle yeniden farklı bir cezayla cezalandırılmasına yönelik olarak 27.3.2006 günlü . Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir...."
Kararın ayrıntıları ise şöyle:
12. Daire 2008/1919 E. , 2008/3714 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No: 2008/1919
Karar No: 2008/3714
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı): .
Karşı Taraf: .
İsteğin Özet: . İdare Mahkemesince verilen . günlü, E: ., K: . sayılı kararın dilekçede yazılı nedenlerle temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Temyizi istenen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, ileri sürülen nedenlerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesine uymadığı, bu nedenle istemin reddi gerekeceği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: .
Düşüncesi: Davacıya, dava konusu disiplin cezasına konu teşkil eden eylemi nedeniyle verilen kınama cezasının kesinleşmesi üzerine aynı eylem nedeniyle ikinci bir ceza olan Devlet Memurluğundan çıkarma cezası verilmesinin disiplin hukuku ilkeleriyle bağdaşmadığı, bu nedenle aksi yöndeki kararın bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı: .
Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onikinci Dairesince 2577 sayılı Yasanın 17/2 maddesi uyarınca davacının duruşma istemi reddedilerek ve ayrıca dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması istemi hakkında karar verilmeyerek işin gereği düşünüldü:
Dava, Adli Tıp Kurumu . Grup Başkanlığında sağlık hizmetleri sınıfı uzman kadrosunda görev yapmakta iken emekliye ayrılan davacının, 657 sayılı Yasanın 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin . günlü ve . sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
. İdare Mahkemesinin . günlü, E: ., K: . sayılı kararıyla; davacının 2.6.2004 tarihinde alkollü araç kullandığının trafik denetleme ekiplerince tespiti üzerine olay gecesi düzenlenen rapora itiraz etmesi sonucu Adli Tıp Kurumu . Şube Müdürlüğüne sevk edildiği, aynı zamanda davacının görev yaptığı kurum olan
Adli Tıp Kurumu . Şube Müdürlüğünce davacıdan alınan kan örneğinin bulunduğu tüpün ertesi sabah davacı tarafından boşaltılarak yerine başkasına ait kan örneğinin konulması ve olay gecesi düzenlenen ve davacının geceleyin imzalamaktan kaçındığı tutanağın sabahleyin gerçekleştirilen bu eylem sonrası imzalandığının sabit olması karşısında, davacının subuta eren bu eylemi nedeniyle Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Davacı, aynı eylem nedeniyle kınama cezasıyla cezalandırıldığını öne sürmekte ve kararın temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 sayılı Yasa'nın 135. maddesinde; disiplin amirleri tarafından verilen uyarma ve kınama cezalarına karşı itirazın varsa bir üst disiplin amirine, yoksa disiplin kurullarına yapılabileceği, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve Devlet memurluğundan çıkarma cezalarına karşı idari yargı yoluna başvurulabileceği, 136.maddesinde, süresi içinde itiraz edilmeyen disiplin cezalarının kesinleşeceği, itiraz edilmeyen kararlar ile itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu, bu kararlar aleyhine idari yargı yoluna başvurulamayacağı belirtilmiştir.
Danıştayca da kabul edildiği üzere, ilgili yasal düzenlemeler çerçevesinde kesinleşen disiplin cezaları, disiplin cezalarını veren idari merciler yönünden bağlayıcı ve kesin nitelikte olup, idari mercilerin vermiş oldukları disiplin cezalarını geri almaları, verdikleri disiplin cezası yerine başka bir disiplin cezası verme yoluna gitmeleri kural olarak olanaksızdır. Kamu hizmetinin belli bir düzen içerisinde yürütülmesi için gerekli önlemlerden olan disiplin cezası, niteliği gereği öteki idari işlemlerden farklı olup, disiplin cezası vermeye yetkili organlar, bu organların oluşumu, çalışma usulü, karar oluşturulması, bu kararlara itiraz ve bütün bu sürenin her aşaması için öngörülen süre koşulları ile disiplin cezası işlemi sıkı şekil şartına bağlı olarak uygulanabilmektedir. Bu özellik disiplin cezasının yeni bir idari işlemle ortadan kaldırılmasına engeldir.Ceza ancak bir yargı kararı yahut yasama tasarrufu ile iptal edilebilir veya ancak disiplin cezasının ağırlığına göre belli süreler geçtikten sonra sicil dosyasından silinmesi atamaya yetkili amirden istenebilir.
Olayda ise, davacının davaya konu Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına neden olan eylemi nedeniyle düzenlenen . günlü soruşturma raporuyla davacıya, 657 sayılı Yasa'nın 125/D-f maddesi uyarınca kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının teklif edildiği, aynı eylem nedeniyle davacının 14.7.2004 tarihinde ikinci disiplin amiri tarafından 657 sayılı Yasa'nın 125/B-d maddesi uyarınca kınama cezasıyla cezalandırıldığı, bu cezanın 28.7.2004 tarihinde kesinleştiği, ancak kınama cezasının kesinleştiği tarihten sonra . günlü işlemle dosyanın Yüksek Disiplin Kuruluna sevkedilerek Kurulca alınan . günlü kararla; davacının üzerine atılı eylemi nedeniyle 657 sayılı Yasa'nın 125/E-g maddesi uyarınca Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Bu durumda, davacıya verilen kınama cezasının . Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca yok sayılarak yerine farklı bir ceza tayininin hukuken mümkün bulunmaması karşısında, davacının kınama cezasıyla cezalandırılması üzerine zamanaşımı süresi içerisinde aynı eylem nedeniyle yeniden farklı bir cezayla cezalandırılmasına yönelik olarak 27.3.2006 günlü . Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla Devlet memurluğundan çıkarma cezasıyla cezalandırılmasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüyle . Mahkemesinin . günlü, E: ., K: . sayılı kararın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1/b fıkrası uyarınca bozulmasına, aynı maddenin 3622 sayılı Yasa ile değişik 3. fıkrası gereğince ve yukarıda belirtilen nedenler gözetilmek suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, kullanılmayan .YTL yürütmenin durdurulması harcı ile . YTL. tutarındaki artan posta giderinin isteği halinde davacıya iadesine, 16.6.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi.