Türkiye’nin enerjisini uzun yıllar boşa heba etmesine sebep olan antidemokratik zihniyet ve uygulamaları, henüz kanun ve yönetmelik metinlerinden çıkarılamasa da sosyal hayatın içinden birer birer temizleniyor.
Yeni Akit gazetesinin haberinde Danıştay'ın bu kararı takdirle karşılandı.
Son olarak Danıştay’ın en üst kurulu olan İdari Dava Daireleri Kurulu’ndan, başörtüsü mağdurları için emsal teşkil edecek çok önemli bir karar çıktı.
Yazarımız Prof.Dr. Şefik Dursun’un eşi Behide Dursun, 2004 yılında babası emekli başkomiser Raşit Turan’dan dolayı İçişleri Bakanlığı Sosyal Tesislerine Giriş Kartı talebinde bulunmuş, bu talebi, başörtülü olduğu gerekçesiyle reddedilince, olay yargıya taşınmıştı.
DANIŞTAY, “YASAĞIN HUKUKA UYARLILIĞI YOK” DEDİ
Dosyayı ele alan Danıştay 10. Dairesi, 2007 yılında verdiği kararda İçişleri Bakanlığı’nı haklı bulmuş ve kararına “Emniyet Genel Müdürlüğü Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nin 63. maddesinin son fıkrasını” gerekçe göstermişti. Söz konusu karar üzerine Danıştay’ın en üst kurulu olan İdari Dava Daireleri Kurulu’na itiraz başvurusunda bulunan Behide Dursun’un davasına son nokta konuldu. 10. Daire’nin kararını Behide Dursun’un lehinde bozan Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu; “İçişleri Bakanlığı’nın işlemi ve yönetmeliğin ilgili maddesinin ‘hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine uyarlılığının bulunmadığına’ ve ‘ölçüsüz’ olduğuna” hükmetti. Kurul üyesi 15 hakimin kararı oybirliği ile vermesi dikkat çekti.
İÇTİHAT NİTELİĞİ TAŞIYOR
Kurul’un verdiği karar bir çeşit içtihat niteliği de taşıyor. Buna göre benzer davalarda karar merciinde bulunan hakimler, İdari Dava Daireleri Kurulu’nun vermiş olduğu bu kararı da dikkate almak durumunda olacaklar. Danıştay’ın en üst makamının verdiği bu kararın üzerine, yönetmeliklerdeki çağdışı ve yasakçı maddelerin bir an önce yetkililerce ortadan kaldırılması ve yeni mağduriyetlere sebep olunmaması talep ediliyor.
KARAR, SİYASETE DE MESAJLAR İÇERİYOR
Kamuda başörtüsü özgürlüğü için ortaya konan taleplerle ilgili konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç geçtiğimiz günlerde, “Demokratik bir anlayış içerisinde bu talepleri alırız ve bu talepler üzerinde elbette çalışma yaparız. Kamudaki başörtüsü serbestliğinin olgunlaşması lazım. Hem siyasette hem sosyal alanlarda ‘Evet olabilir’ denildiğini görmek istiyoruz” değerlendirmesinde bulunmuştu. Danıştay’ın verdiği karar bu yönüyle siyasilere de mesajlar içeriyor.
“SAÇ DİPLERİ GÖRÜLECEK ŞEKİLDE EŞARPLI FOTOĞRAF”
İçişleri Bakanlığı sosyal tesislerinden başörtülü olarak yararlanılamayacağını vaz eden, ancak Danıştay tarafından “çöp kutusuna atılan” Emniyet Genel Müdürlüğü Sosyal Tesisler Yönetmeliği’nin 63. maddesinin 2. fıkrası şöyle: “Başvurularda verilecek fotoğraflar kişinin son haliyle çekilmiş, bayan ve erkekler başı açık, sakalsız ve resmi evrakta kullanılacak nitelikte olacaktır. Personelin anne-babaları tarafından, yaşları ileri olmak kaydıyla erkekler hafif sakallı, bayanlar çene altından bağlanmış, saç dipleri görülecek şekilde eşarplı fotoğraf verilebilir.”
SÖZDE BAĞIMSIZ BAKAN İMZASIYLA YASAKLANMIŞ
Yönetmeliğin bu maddesi, 3 Kasım 2002 seçimlerinden iki gün sonra, henüz hükümetin kurulmadığı bir esnada sözde bağımsız İçişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş’in imzasıyla yönetmeliğe girmiş.
ÖZÜR DİLENDİ VE KARTI VERİLDİ
Bu arada İçişleri Bakanlığı’nın, sosyal tesislerden yararlanabilmek üzere giriş kartı talebinde bulunan Behide Dursun’dan, ‘verdikleri sıkıntıdan dolayı özür dilediği öğrenildi. Behide Dursun’a hakkı olan giriş kartı tanzim edilerek teslim edildi.
YENİ AKİT