Ahmet ÜNLÜ'nün köşe yazısı;
Kamu yönetiminde acil çözüm bekleyen 13 sorunlu alan
Bu köşede zaman zaman kamu yönetiminde görülen hastalıkları ve çözüm önerilerini yazdığımızı hatırlayacaklardır. Yazılanların işe yaramadığını asla düşünmedim. Zira uzun yıllar sonra da olsa birçok önerinin hayata geçtiğini görmenin burukluğunu yaşadım. Bu yazımızda maddeler halinde kamu yönetiminde acilen yapılması gerekenleri sıralamaya çalışacağız.
1- Sözlü sınavlar ya ıslah edilmeli ya da kaldırılmalıdır
Kamu yönetiminde sözlü sınavlar acilen masaya yatırılmalıdır. Hem giriş sınavlarında hem de yükselmelerde uygulanan sözlü sınavlar gerçek amacından sapmıştır. Ya sınava girenlerin içine sinecek objektif kurallar konularak bu iş ya şeffaf bir şekilde yapılmalı ya da kaldırılmalıdır. Aksi takdirde iktidarın kendi eliyle iktidar havuzunu boşalttığının bilinmesi gerekir.
2- KPSS tekrar merkeze alınmalı ve kura ile kamuya eleman alımı sonlandırılmalıdır
KPSS'nin kamuya eleman seçiminde etkisini yitirmesi memur yada işçi adaylarını ümitsizliğe sevk etmektedir. Gençlerde adalet duygusunun kaybolması son derece tehlikelidir.
3- Kamuda çift maaşa artık son verilmelidir
Bugünlerin revaçtaki konusu kamu görevlilerinin özellikle de belediye başkanlarının birden fazla yerden maaş almasıdır. Artık bu konu kabak tadı vermeye başlamıştır.
4- Kamuda çalışan herkesin istisnasız emekli maaşı kesilmelidir
5335 sayılı Kanun'un 30'uncu maddesi ciddi bir ıslaha ihtiyaç duymaktadır. Hem eşit işe eşit maaş deyip hem de aynı işi yapanlardan birisine ilaveten emekli maaşı vermek adil bir uygulama değildir. Bu konu milletvekillerinin adeta mihenk taşıdır. Şu ana kadar her konuda kanun teklifi veren vekillerin topa girmedikleri tek konu budur. Şu an Meclis'te görev yapan çok sayıda vekil hem emekli maaşı hem de milletvekili maaşı almaktadır.
5- Üst düzey bürokratlara lojman kiralamasına son verilmelidir
Şu an kamuda birçok bürokrat kurumlarının lojmanı olmadığı için ya da önerilen lojmanı beğenmediği için kiralık lojmanda oturmaktadır. En lüks lojmanda da otursa ödeyeceği lojman kirası 464,6 TL'dir. Yani kamu kurumu 6 bin TL'lik lojman kiralasa dahi bürokratın ödeyeceği tutar 464,6 TL'dir.
6- Temsil harcamaları kontrol altına alınmalıdır
Temsil harcamaları kamuda kanayan bir yara haline gelmiştir. Öyle kamu kurumları var ki kullandıkları temsil harcamaları dudak uçuklatmaktadır. Birçok bürokratın kullandığı temsil harcaması bakanların temsil harcamasından daha fazladır. İnanmayan kamu kurumlarının bütçe kalemlerine bakabilir. (Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu'nun eki cetvellerde birçok kamu kurumunun temsil harcamaları yer almaktadır)
7- Belediyelerin disiplin kurulları yeniden düzenlenmelidir
Disiplin Kurulları ve Disiplin Amirleri Hakkında Yönetmelik gözden geçirilerek belediye disiplin kurulu ile yüksek disiplin kurulunun yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Özellikle PKK sempatizanı belediye başkanlarının başkanlık yaptığı belediyelerde sonucu tahmin etmek hiç de zor değildir.
8- Liyakatsiz atamalar veya işportacı yöneticiler masaya yatırılmalıdır
Kamudaki en temel sorunlardan birisi de liyakatsiz atamalardır. Kamu yönetiminde liyakatin yerini işportacı yönetici tarzının aldığını bu köşede yazıp duruyoruz. Günümüzün devlet yapısını kemiren bu hastalığı Koçi Bey yıllar önce dile getirmiştir. Liyakat, yönetimin vazgeçme lüksünün olamayacağı en temel ilkesidir. Bu nedenle bu konu acilen çözüme kavuşturulmalıdır. Aksi takdirde hem devlet aygıtı hem de iktidar ciddi zararlar görür.
9- Bankamatik memurları sorunları
Hiçbir vicdanın kabul etmeyeceği durum, asgari ücretle geçimini sağlayan milyonlarca insanın yanında, iş yapmadan çok yüksek ücret alan binlerce personelin bulunmasıdır. Ancak, bu durumu kamu kesiminde sıklıkla görüyoruz. Hem de yüksek ücret alan personel grubunda işe gitmeden maaş alma sıklıkla görülmektedir.
Ayrıca bu tür personelin işe gelmesi dahi istenmemektedir. Haksızlık yapmayalım. Bir grup personel iş yapmak istediği halde yaptırılmamakta, bir gruba ise hiçbir şekilde iş yaptırılamamaktadır. Bu soruna çözüm bulunmadan yeni bir personel sistemi kurmak oldukça zordur. Kurumuna en az on yıl gelmediği halde halen yüksek maaş alan personel olduğunu söylersek abartmış olmayız. 703 sayılı KHK bu sorunu kısmen çözse de asıl sorun hala yerinde durmaktadır.
10- Hükmün açıklanmasının geride kalması
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması memur güvencesinin zirvesi haline gelmiştir. Kamu kurumlarının bu konuda ciddi sıkıntılar içerisine girdiğini belirtmemiz gerekir. Haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılması yönünde karar verilen kişilerin memuriyetlerine hiçbir şey olmamaktadır.
Ancak, ilgililer hakkında disiplin yönünden işlem yapılabilmektedir. Şayet ilgililer hakkında disiplin zamanaşımı dolmuşsa o takdirde yapılacak bir şey de yoktur. Bu konuda acilen çözüm üretilmesi gerekmekte olup, 657 sayılı Kanun'un 48/A-5'inci maddesi ile 125'inci maddesinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
11- Sınavsız personel alımına son verilmelidir
657 sayılı Kanun'un istisnai memuriyeti düzenleyen 59'uncu maddesi yeniden kaleme alınarak kamuya sınavsız eş dost alımın önüne geçilmelidir. Bu konuda maalesef kötü bir sınav verilmiştir. Özellikle belediyelerin özel kalem müdürlükleri doldur boşalt haline getirilmiştir. Sayıştay bu konuları sorgu konusu yapsa da kanuni düzenleme yerinde durduğu sürece çok fazla bir şey yapılamamaktadır.
Sanılmasın ki sınavsız personel alımı sadece 657 sayılı Kanun'un 59'uncu maddesi ile yapılmaktadır. Belediyelerdeki sözleşmeli personelle birçok kamu kurumunun işçi alımında uyguladığı yöntem adeta dudak uçuklatır cinstendir.
12- Personel mevzuatı gözden geçirilmelidir
Personelle ilgili mevzuata baktığımızda büyük çoğunluğunun 1982-1984 tarihleri arasında yürürlüğe girdiğini görürüz. Düşünün ki 21'inci yüzyılda 1980'lerin anlayışıyla personeli yönetmeye çalışıyorsunuz ve bundan da hiçbir rahatsızlığınız yok. Üzücü olan husus ise bu durumun maalesef sorgulanmasının dahi yapılmamasıdır.
Eğer kamu personel reformu yapalım ondan sonra bunları düzeltelim derseniz çok ciddi bir hata yapmış olursunuz. Zira reformun ne boyutları hakkında bilgimiz var ne de içeriği hakkında. Dolayısıyla gördüğümüz aksaklıkları biran önce düzeltmeliyiz. Kaldı ki yapacağımız birçok düzenleme reformun bir boyutunu oluşturacak ve reformu daha kolay yapmamızı sağlayacaktır.
13- Bu sorunlara "Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi" çözüm bulmak zorundadır
Bu ofis 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde yer alan görevlerinin farkına vararak kariyer fuarlarından kalan zamanlarında yukarıda sıraladığımız konulara odaklanarak kamusal hastalıklara çare aramalıdır. Öncelikle kamu kurumlarına bir yazı göndererek sınavsız ve ilansız atamaları mercek altına almalıdır. Eğer kamudaki hastalıklı alanları tespit edemezseniz getireceğiniz çözümler çok yüzeysel olacaktır. Sonuçta da kanser hastasına aspirin tedavisi uygulayan hekim durumuna düşme riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Anlatılanların biraz moral bozucu olduğunun farkındayız ama maalesef acı gerçek bu. Fuarlardan vaktiniz kalırsa bu köşede yazılanlara da bakmanızı öneririz. Bir de her fuarın kamu kurumlarına ne kadar maliyet getirdiğini sormayı da unutmayınız. Dost acı söyler vesselam.
YeniŞafak