Genel Başkan İsmail Koncuk, Genel seçim sonuçlarının kamuda oluşacak yeni döneme etkilerini değerlendirdi;
“8 Haziran’da yeni bir güne uyandık. Allah milletimize ve tüm çalışanlara hayırlı uğurlu etsin. Seçim sonuçlarını herkes çok iyi değerlendirmek zorundadır. 7 Haziran seçim sonuçları, haksızlığa, hukuksuzluğa, ötekileştirmeye, yandaşlara birinci sınıf insan muamelesi yapılırken, diğer insanların ayrımcılığa tabi tutulmasına, genç işsizliğe, adil olmayan gelir dağılımına, tüm kurum ve kuruluşlarda yaşanan yönetici kıyımına, oluşturulan korku devletine, memur ve emeklinin yok sayılmasına karşı gösterilen bir tepkidir.
Çok söyledik, çok eylem yaptık ancak, siyasi iktidar meydanı, kamuda palazlandırdığı paralel bir sendikaya ve egoizmi tavan yapmış, yalnızca kendileri için yaşayanlara bırakmıştır. Başta MEB olmak üzere, Sağlık Bakanlığı ve tüm kurum ve kuruluşlarda, adeta terör estirenler, İktidarın yaşadığı hezimette büyük rol almışlardır. Mesleğe yeni başlayan, stajyer memur ve öğretmenleri dahi tehdit eden, onları mesleğe başladıkları ilk günden cendereye sokan, stajyerliğimiz kalkmaz, endişesine sevk eden, malum güruh artık zapturapt altına alınmak zorundadır.
Yıllarca, şerefle yöneticilik yapmış, on binlerce insanın alın terini çalanlar ne bekliyorlardı? Bu insanların susup kaderine boyun bükmesini mi? Elbette susmadılar, elbette sineye çekmediler ve gerekeni yaptılar. Hakları teslim edilmediği sürece, bu dava bitmeyecektir.
Herkese mavi boncuk dağıtıp, memur ve emekliye gelince sus pus olan, bin dereden su getiren Maliye Bakanı, yetersiz öğretmen ataması, 400 bini bulan işsiz İİBF’liler, milyonlarca genç işsiz elbette milli gelirden payını isteyecektir. Bakanların, İktidar Partisinin ve-erinin çocukları, yakınları sınavsız devlet memuru olurken, bunlar aldıkları 70-80-90 puanla dahi işsiz gezmeye mahkûm edilmişlerdir.
Yaşanan yolsuzlukların üzerine gitmek yerine, sümen altı edilmesinin, hakim ve savcılara yönelik baskıların, insanların hukuktan umudunu kesme noktasına getirilmesinin suçlusu, sorumlusu kimlerdir?
Bütün bu ve benzeri sebepler seçim sonuçlarına doğrudan etki etmiştir. Herkesi kucaklamak yerine, kendi yandaşlarını türetenler, besleyenler hak ettikleri sonucu almıştır. Seçim sonuçlarının çok daha kötü olmamasının sebepleri bellidir. Bu sonuçlar dahi, yapılan haksızlıkların boyutları ile müsemma değildir, ancak görebilenler bakımından büyük bir derstir.
Bugünden sonra yapılması gerekenler, yaşanacaklar bellidir.
1-Kamuda yandaş koruma devri sona ermiştir. Hangi mevki ve makamda olursa olsun, herkes, artık görevlerini yasal sınırlar çerçevesinde yerine getirecek, baskı, korku yöntemleri bir yöntem olmaktan çıkacaktır.
2-Kamuda İktidarın sayısal üstünlüğü ile çıkarılan, başta ucube teşkilat kanunları olmak üzere, tüm kanunlar yeniden gözden geçirilecek, başta yönetici atama olmak üzere, görevde yükselme kriterleri yazılı sınava bağlı olarak yapılacak, mülakat, performans gibi sübjektif uygulamalar kaldırılacaktır.
3-Geçmişte haksız yere, mülakat vb. haksız, hukuksuz yöntemlerle, görevden alınan tüm yöneticilere, hakları teslim edilecek, bu yöneticiler ve şube müdürleri ile ilgili verilmiş yargı kararları uygulanacaktır.
4-Öğretmenlere yönelik olarak çıkarılan, gerçekte zulümden başka bir şey olmayan stajyerlik programı değiştirilecek, performans, mülakat gibi saçma yöntemler kaldırılacaktır.
5- Aile birliğini bozan, ailenin kutsiyetine saygı duymaksızın hazırlanan Çerçeve Yönetmelik tamamen kaldırılacaktır.
6- Kamuda 4/C,4/B ve vekil gibi kadro dışı uygulamalar kaldırılmalıdır.
Türkiye Kamu Sen yukarda sayılan ve sayılmayan tüm problemlerin düzeltilmesi için gereken mücadeleyi hep vermiştir. Seçimlerde oluşan sayısal durum, AKP’nin tek başına kanun çıkarma yetkisini ortadan kaldırmıştır. Diğer siyasi partilerin ise, yukarda saydığım birçok problemi çözme konusunda seçim meydanlarında verdiği sözler herkesin malumudur. Bu sebeplerle, Türkiye Kamu Sen hukuki tabanı olmayan tüm mevzuatın düzeltilmesi için, yeni hükümetin oluşması sonrasında, gerekli çalışmaları en hızlı şekilde yapacaktır.” şeklinde konuştu.