Öğretmenin itibarı yerlerde sürünüyor demek ancak malumun ilanı olacaktır.
Tüm öğretmenler bu onur kırıcı durumun ağırlığı altında eziliyorlar.
Geçmişle kıyaslamak ise gayri kabil bir vakıa olarak karşımıza çıkıyor.
Artık öğrencinin de gözü açıldı, şimdi onlar da öğretmenlerini örnek alınacak rol model olarak görmüyorlar.
Talebe evinde anne-babasında gördüğü maddi donanımı okulda öğretmeninde görmüyor.
Babasındaki elbiseyi, annesindeki aksesuarı öğretmeninde de göremeyen çocuk, artık hocalarına pek değer vermiyor.
Bir vesileyle yanındaki cep telefonunu çıkararak gösteriş yaparken öğretmeni ise demode olmuş cep telefonunu nasıl gizlerim diye tedirginlik yaşıyor.
Öğretmen borçlu, hem de çok borçlu.
Borç yiğidin kamçısıdır demişti bir münafık yıllar önce.
Sabahattin Zaim merhum, bu söze çok kızardı ve “aman evladım aldanmayın o söze, borç yiğide boyun eğdirir” derdi.
Okuldan evine boynu bükük dönüyor öğretmenlerimiz.
Özgüveni zedelenen öğretmenlerimiz kimi zaman yanlışa da tenezzül edebiliyorlar.
***
Eğitimdeki yeni anlayış öğretmenin elini kolunu bağlıyor.
Vatandaştan gelen en ufak bir serzeniş dahi hemen işleme konuyor ve öğretmene adeta potansiyel suçlu muamelesi uygulanıyor.
Onun da bir insan olduğu duygularının, hislerinin varlığı unutuluyor.
Veli kendi çocuğunu o kadar yüceltiyor ki yanlış yaptığını, hocasına karşı hakaretamiz tavırlar sergilediği/sergileyebileceği kabullenemiyor.
Müdür odasına çağrılan, eline sarı zarf verilen ya da muhakkikle muhatap olan öğretmenin morali bozuluyor, performansı düşüyor.
Veli şikâyet ederken meselenin bu boyutunu hiç kestiremiyor, sonuçta olan, eğitime oluyor tabi ki.
***
Özellikle ücret konusunda polisin bile gerisine düşen öğretmenin maneviyatı çok bozuk.
Kalem ehlinin kılıç ehli kadar bile itibar görmemesi kahrediyor eğitimciyi.
Eğitimciler adına hükümetle masaya oturan Sayın Başkan Ahmet Gündoğdu’ya bunları hatırlatmanın tam zamanı şimdi.
Yine, istediklerimizi alamadan masadan kalkılırsa bu sefer durumu tabana anlatmak çok zor olacaktır.
Öğretmen itibarına yeniden kavuşursa sendikası da bundan payına düşeni alır.
Tam tersine itibarı olmayan öğretmenin, şatafatlı sendikası da bir hiçtir.
Aslolan öğretmendir.
Üyelerinin hakkını koruyamayan, yeni imtiyazlar elde edemeyen sendika üye üzerinde bir yüktür.
Sendika başkanlığı nüfuz ticareti yapılan bir makam olmaktan çıkmalıdır.
Ağalığının dönemi geçti.
Hedef hizmet sendikacılığı olmalıdır.
***
İtikâf öğretmene pek yakışır.
Ramazan ayının en bereketli son on gününe girmiş bulunuyoruz.
Bu son cüzün içinde bin aydan daha hayırlı Mübarek Kadir Gecesi var.
Bin ay yaklaşık bir insan ömrü demek, yani Kadir Gecesi’ni şanına yakışır şekilde geçiren bir kişi ömrünü bereketlendirmiş olarak rabbine kavuşacaktır.
Ancak Kadir Gecesi, Ramazanın şu gecesidir demek mümkün değildir, dolayısıyla onu son on günde aramak belki en makulüdür.
Bu bakımdan özellikle meslektaşlarıma itikâfa girmelerini öneririm.
Mutekif Öğretmen, pek münasip olacaktır.
Temizlenmiş ve günahlarından arınmış bir şekilde öğrencilerinin karşısına çıkmanın avantajı çoktur herhalde.