İstanbul Üniversitesi'ni halka açacağız

'Bütün kesimleri kucaklayacağım.' diyerek rektörlük yarışına girdi. Göreve başladığı gün kendisine oy vermeyen öğretim üyelerini rektör yardımcısı olarak atadı. İstanbul Üniversitesi'ne rektör seçilen Prof. Dr. Yunus Söylet göreve hızlı başladı.

"Bizim kavga dövüşle kaybedecek zamanımız yok." diyen Rektör Söylet, İstanbul Üniversitesi'nin gündeme artık bilimsel çalışmalarla geleceğini söyledi. Zaman'ın sorularını cevaplandıran Rektör Söylet, hedeflerini, dünyanın en iyi 100 üniversitesi arasına girmek olarak belirtiyor. Bunun için bilimsel araştırmalar teşvik edilecek. Toplumun taleplerine uygun yeni bölümler açılacak. Teknokent projesine ağırlık verilecek. Bütün bunlar yapılırken öğrencilerin yanı sıra halkla da yakın diyalog kurulacak. Yasaklarla gündemden düşmeyen ve 'kale' gibi görülen üniversite kampüsü halka açılacak. Prof. Dr. Söylet, "Bu kampüse herkesin girme hakkı var. Önemli kurumların başındaki insanlar kendi ideolojileri doğrultusunda davranamaz." dedi. Rektör Söylet, bu çerçevede üniversitedeki güvenlik sistemini de değiştireceklerini söyledi.

İdeolojik amaçlarla yönetilen kurumların eskiyip köhneleştiğinin farkında olduklarını belirten Söylet; "Bizim karşıtlıkla, kavga ve dövüşle kaybedecek zamanımız yok. Bilim üretmekle mükellefiz." düşüncesinde. Başörtüsü tartışmalarına da değinen Söylet, konuyla ilgili özgürlükçü bir tavır sergiliyor: "Bu konudaki yargı kararı ortada. Karar, öğrenim görme konusunda bir sınırlama getiriyor. Biz buna uyacağız tabii ki. Sosyal mekânlarımızda başörtüsü yasağı zaten Mesut Hoca döneminde de yoktu. Ancak kampüse yahut sosyal tesislere girişle ilgili bir yargı kararı bulunmuyor. Bu kampüse herkesin girme hakkı var. Önemli kurumların başındaki insanlar kendi ideolojileri doğrultusunda davranamaz."

Hedefimiz, dünyadaki ilk 100 üniversite arasına girmek

İstanbul Üniversitesi'nin sorunlarını; "Bilimsel araştırmanın ve idari personelimizin azlığı, hizmet içi eğitim noksanlığı, topluma yönelik hizmetlerde tıp fakültelerinin yetersizliği, üniversitede tek bir lojmanın olmaması, Anadolu'da rutin olan misafirhanelerin bizde hayal olması, sosyal tesislerin son derece az, zor ulaşılır olması." şeklinde özetleyen Söylet, bu sorunların öncelikli çözüm sırasında olduğuna dikkat çekiyor. Söylet, akademik çalışmaları artırmak için komisyonlar kurduklarını belirtiyor. Hedeflerinin dünya üniversiteleri arasında ilk 100'e girmek olduğunu kaydeden yeni rektör, güçlü bir akademik kadro ve insan kaynağının bu hedef için kendilerine ümit verdiğini söylüyor.

Tarihten kopmadan yenilikleri gerçekleştirme peşinde olduklarını ifade eden Söylet Hoca, döneminde birçok reformun yapılacağının ipuçlarını veriyor. Üniversitenin bölünmesine, akademik yayın gücünü kaybetmemek için karşı olduğunu vurgulayan Söylet, çok sayıda yeni bölüm açılacağını belirtiyor. Söylet'in bu konudaki düşünceleri şöyle: "Çağdaş üniversitelerden toplumun beklentisi yeni bilgi alanları açıp bu konuda tecrübeli isimlerle çalışmak. İki tıp fakültesi hastanesinin de yönetiminden memnun değilim. Hızlı bir şekilde yeniden yapılanmaya gidilecek. Akademik yönetimle hastane işletme yönetimini 1-1,5 ay gibi bir süre içinde birbirinden ayıracağız."

İlk projesi 'Teknokent'

İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet'in çok önem verdiği Teknokent projesi, bilimsel çalışmalar için merkez olacak. Sanayi-üniversite işbirliğine özellikle önem veren Rektör Söylet, kurmayı planladığı Molekül Tıp Araştırma Enstitüsü ile DNA teknolojisi, klonlama ve kök hücre uygulama alanlarında tanı ve tedavileri gerçekleştirmeyi düşünüyor.

Süslü rektörlük odamda değil,

arkadaşlarımın yanında mutluyum

Prof. Dr. Söylet, beklenenin aksine tebrikleri makamında kabul etmek yerine fakültelere giderek öğretim üyeleriyle buluşmayı tercih etmişti. Mutluluğu, süslü rektörlük odasında değil akademisyen arkadaşlarının yanında bulduğunu söyleyen Söylet, Türkiye'nin en büyük ve en köklü üniversitesi olmasına karşın üniversitedeki akademisyenlerin huzurlu olamadığına dikkat çekiyor. Yunus Söylet, üniversitenin en temel sorunlarından birinin aidiyet ve motivasyon olduğuna işaret ederek, "Bu konuda sorun olmasaydı, insanlar kendilerini farklı marjinal gruplar ve örgütler içinde görmek istemezdi. Biz hep birlikte özgür üniversite için çaba sarf edip bunu içselleştirirsek, tahmin ediyorum gizli örgütlere üye olmak gibi bir arzu duymayız." diyor.

Rektörlük makamının görev ve yetkilerini çok bulduğunu kaydeden yeni rektör, kanunlar izin vermediği için bunları devredememekten yakınıyor: "Her gün anlamadığım birçok dosya geliyor önüme. Ancak imzalıyoruz. Rektörün görevi sadece eğitim ve bilimle ilgili yönetim olmalı aslında."
zaman

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri