Sizde dil öğrenmekte sıkıntı mı çekiyorsunuz? Tüm dünyada konuşulan İngilizce’yi anlıyor ama konuşamıyor musunuz? Dil kurslarına gidip, kitaplara onlarca lira para verip hala ilerleyemediğinizi mi düşünüyorsunuz? Belki de henüz doğru yöntemlerle karşılaşmadınız. Bu yazımızda İngilizce öğrenmenin etkili yollarından bahsedeceğiz. Fakat unutmamak gerekir ki, bu yöntemler birkaç gün yapılıp bırakıldığında değil düzenli aralıklarla yapıldığında işe yarayacaktır. Önce kendimize sormamız gereken bazı sorular var. Neden senelerce okulda İngilizce ders görmemize rağmen, kurslara gitmemize rağmen ilerleyemiyoruz? İngilizce, kursa gitmeden öğrenilir mi? İngilizce, gramer bilmeden öğrenilir mi? Neden bazı insanlar daha hızlı dil öğrenir?
Neden Yabancı Dil Öğrenmede Zorluk Çekiyoruz?
Türkiye gerçeklerinden biri olan eğitim sistemindeki bazı aksaklık ya da yanlış yöntemlerden dolayı insanlar dil öğrenmeye, karşı büyük bir önyargıyla bakıyor. Bu önyargının sebebi hayatımıza dâhil olmayan bir dili, sanki sadece okulda vermemiz gereken bir sınav ya da okul başarımızı etkileyecek bir sorumluluk olarak görmektir. Çünkü bize dil öğretimi sadece kitaplar üzerinden, yorucu ezberlerle, gramer formülleriyle aktarılmaya çalışılıyor. Oysaki Türkçe dilini esas alırsak, dilimizi sadece dil kurallarını uygularken, ya da metinleri, kelimeleri ezberlerken mi kullanıyoruz?
Televizyonda bir dizi izlediğimizde, radyoda bir müzik dinlediğimizde ya da bir romanı gazeteyi okuduğumuzda, arkadaşlarımızla, ailemizle konuştuğumuzda da Türkçe dilini kullanıyoruz. Yani dil bizim için sadece Edebiyat, Dil Anlatım derslerindeki haliyle değil en doğal ve canlı haliyle hayatımızdadır. Peki, o zaman neden yabancı dil öğrenirken de sadece derslerdeki gibi kelime ezberi ve gramer detayları ile çerçevemizi daraltıyoruz? Yapmamız gereken şey temel olarak o yabancı dili hayatımıza dâhil etmek olacaktır. Her insan yabancı dil öğrenebilir. Yeter ki doğru teknikler ile ilerlesin.
En yaygın kullanılan dil olarak İngilizce’ yi ele alalım. Yapılan araştırmalara göre Türkiye, İngilizce Dil Endeksi’ nde 60 ülke içinde 41. sıradadır. Öğrencilerimizin yüzde 95’ i İngilizce ders görüyor. Bu kadar üzerinde durmamıza rağmen neden yetersiziz? Üçüncü dünya ülkeleri olarak bildiğimiz ülkelerde bile İngilizce seviyeleri daha yüksekte. Bunun sebebi ise yabancı ülkelerde dil öğretiminin dört aşamada gerçekleştirilmesi; konuşma, okuma, anlama ve yazma. Ama biz en basit örnekle; İngilizce hikâye ya da dergi okumaya yeterince önem vermiyoruz.
Yabancı Dil Öğrenmek İçin Neler Yapılabilir?
Çizgi Filmleri, Yabancı Dizileri, Filmleri Altyazısız İzleyin.
Biz daha bebekken, konuşmayı bilmiyorken etrafımızdaki görsel ve işitsel düşünce kanallarını kullanırdık. Yani insanların doğrudan davranışlarını izlerdik. Yabancı bir dil öğrenirken de esasen yaptığımız bu olacak. Kısa film, müzikal, tiyatro, çizgi film, dizi ya da film fark etmez. Sevdiğiniz alan her ne ise onu altyazısız izlemeye kendinizi zorlayın. İlk aşamada size kelimeler ayırt edilemez birer vızıltı gibi gelecektir. Fakat zaman ilerledikçe beyniniz duyduğu seslerle eylemlerin arasında bağlantı kuracak. Böylece etkin bir dinleme gerçekleşecek. Eğer altyazılı izlerseniz beyin elbette ki kolay olanı seçecek ve seslere değil yazılara odaklanacaktır. Ayrıca altyazılı izlerken en güzel sahnelerden de geri kalabiliriz. Başlangıç için çizgi film izlemek idealdir, daha sonra filmlere geçebilirsiniz. Çocuklar için oluşturulan bu yapımlarda her şey tane tane ve görseller ise basittir.
Seviyenize Uygun Kitaplar Okuyun.
Sanırım dil öğrenmedeki en hassas noktalardan biri okumayı ihmal etmektir. Bunun sebebi Türkiye’ de kitap, dergi, gazete, çizgi dizi okuma alışkanlığının hala çok düşük seviyelerde olmasıdır. Yabancı bir dilde okuyacağınız kitaplar seviyenizin üstünde ise uzun cümleler, terim sözcükler sizi sıkabilir. Bu yüzden seviyenize uygun kolaylıktaki kitaplardan başlamalısınız. Aslında herkes ilgilendiği türü bulduktan sonra okumayı sevebilir. Bu yabancı bir dil için de geçerlidir. Romantik kitaplardan mı hoşlanıyorsunuz, tarihi romanlardan mı yoksa bilim kurgudan mı; teknoloji dergilerinden mi, moda dergilerinden mi? Önce buna karar vermelisiniz ve o yönde kitaplar okumalısınız. Bu kısımda yapılan en yaygın hata sürekli kelimelerin anlamına bakıp akışı kaçırmaktır. İlk okuma yaptığınızda bilmediğiniz kelimelere takılmayın. Genel durumu yakalamaya çalışın. Daha sonra o kelimelerin anlamlarına bakabilirsiniz.
Konuşun; Online Eğitmenlerden Faydalanın.
Biraz okuduk, biraz dinledik, notlar aldık; şimdi sıra konuşmakta. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte artık dil öğrenmek daha da kolaylaştı. Hem de bu yabancı dili, anadilindeki eğitmenler tarafından alırsanız işiniz daha da kolaylaşacaktır. En kullanışlı yabancı dil öğrenme platformlarından Preply ile bunu kolayca yapabilirsiniz. Preply web sitesine girdiğinizde karşınıza istediğiniz dilde eğitmenler çıkıyor. Özelliklerine göre eğitmeninizi seçiyorsunuz ve o öğretmen ile konuşmaya başlıyorsunuz. Bu sayede konuşmanızdaki hataları görebilirsiniz ve düzeltirsiniz. Farklı bir öğrenme türü olan kültür aşinalığını da böylece yakalayabilirsiniz. Herkesin yabancı dil öğreneceği ülkeye gitmesi mümkün değildir, ama bu sayede o ülkeden insanları Preply ile istediğiniz yere taşıyabilirsiniz. Sadece bu yazıya özel %30 indirimli ilk dersinizi almak için tıklayın. Siteye bu link ile kayıt olduktan sonra, ödeme aşamasında yüzde 30 indirimi uygula butonuna basmanız yeterli. Ayrıca ilk dersten memnun kalmaz iseniz paranızın tamamını geri iade alabilirsiniz veya istediğiniz başka bir öğretmen ile değişim talebinde bulunabilirsiniz. Preply %100 karşılıklı güven üzerine kurulu bir platform. Daha fazla vakit kaybedip, dünyaya açılmanın ilk kuralı olan İngilizce öğrenmeyi ertelemeyin.
Sesli Hikâyeler Dinleyin.
Sesli hikâyeler dinlemek okuma yapmanın güçlendirilmiş halidir. Profesyonel seslendirme yapan insanlar kelimeleri anlayacağınız hızda ve biçimde söylerler. Dinlenecek olan metnin yazılı halini de gözle takip etmek faydalı olacaktır. Çoğu insan öğreneceği dilde altyazılara sahip bir diziyi izlerken de aynı etkiyi yakalayacağını sanır. Bunu bir örnekle açıklayalım. İngilizce altyazılı bir İngilizce diziyi izlerken, karakterin bağırdığı hızlı konuştuğu ya da şiveli olduğu bir diyalog gerçekleşti. Bu kısımdaki kelimelerin yuvarlanmaları, vurguları kaçırılır. Ama profesyonel bir seslendirmede her cümle her kelime tane tane, net ve şivesiz verilir. Bu yüzden daha iyi kavranır.
Yabancı Dildeki Sevdiğiniz Şarkı Sözlerini Çevirin.
Şarkılar ritmik olduğu için akılda daha çok kalmalarının yanı sıra duygusal açıdan bizi etkiler. Kendimizi duygusal olarak hissettiğimiz mod ne ise o modda şarkılar dinleriz. Bu şarkıları dinlerken de isterse caz, isterse pop olsun sözlerine odaklanırız. Yabancı bir dilde dinlediğimiz sevdiğimiz şarkıların sözlerinin ne anlama geldiğini ister istemez merak ederiz. Bu yabancı sözlere ilk aşamada bir göz atıp ne dediğini anlamaya çalışın. Bu yabancı sözleri çıkarıp kendi kendinize çevirin. Daha sonra orijinal çevirilerine bakıp karşılaştırabilirsiniz. Bunun size en büyük katkısı kelimelerin nasıl telaffuz edileceğini ve kalıpları, deyim ve atasözlerini öğrenmek olacaktır. Türkçe’ de bile şarkı sözlerini anlamak bazen zor olabiliyor. Bu yüzden hemen pes etmemeye özen gösterin. Beyninizi dile maruz bıraktıkça alıştığınızı göreceksiniz.
Telefonunuzu, Bilgisayarınızı ya da Diğer Cihazlarınızı Öğreneceğiniz Yabancı Dilde Kullanın.
Ortalama olarak bir insan günde üç dört saate yakın zamanını telefonda, sosyal medyada geçiriyor. Herkesin aşina olduğu bir durum olan sosyal medya fenomenleri ise bizi ciddi anlamda etkiliyor. Telefonunuzu yabancı bir dilde kullanmak size kafa karıştırıcı gibi gelse de parmak hafızası dediğimiz olay aslında hepsini çözüyor. Yani arama yapmak istediğinizde mesaj aldığınızda uygulama menüsüyle karşılaştığınızda ne yapmanız gerektiğini zaten biliyor olacaksınız. Sadece kelimeleri o işlem ile ilişkilendirmek kalıyor geriye. Aynı şekilde Youtube’ da, İnstagram’ da, Facebook’ da vb. dolaşırken de bu durum böyledir. Bunun yanı sıra ilgili olduğunuz alandaki sosyal medya fenomenlerini de takip edebilirsiniz.
Notlar Alın.
Beyniniz sürekli yeni bir kavramla karşılaşıyor ve kısa süreli de olsa bunları öğreniyor. Öğrenmeyi kalıcı yapmanın yolu ise bunu tekrarlamakla mümkün oluyor. Bu yüzden kelime kartları hazırlayabilirsiniz, bu kelimeleri haftada birkaç defa tekrar ederseniz aklınıza yerleşecektir. Aynı şekilde kitap okurken de yeni öğrendiğiniz kelimeleri de not etmenizde fayda var. Bir defterde deyimleri, kelimeleri tutun ve o defteri hep yanınızda taşıyın. Bu sayede kalıcılık artacaktır. Gramer öğrenmek dili etkili kullanmak için bir gerekliliktir. Gramer kitaplarını hayatınıza dahil edip alıştırmalar yapmayı ihmal etmeyin.