Bu günlerde bütün bu gündem Nisan ayında yapılacak İLKSAN seçimleri etrafında dönüyor. Çok iddialı ifadeler ve yanıltıcı bilgiler dolaşıyor. Bu iddialar ve yanıltıcı, korku havası estiren ifadeler doğru cevaplanmadığı sürece seçimler gerçeklerin ışığında cereyan etmeyecek ve amaç hasıl olmayacak. Bu süreçte İLKSAN üyeleri açısından gerçeklere dayanmayan, hakikati ifade etmeyen, doğrunun yanında saf tutmayan hiçbir şeyin kıymeti olmayacak. Bu süreçte doğru soruları sormak ve hakiki olanı ifade etmek büyük bir önem taşıyor. Manipülasyonla, sansasyonla ve illüzyonla hiçbir sorun çözülemez, hiçbir gerçek ilelebet perdelenemez. Şimdi bizde yaygın iddialara kendi perspektifimizden bakarak, doğruları ortaya koymaya çalışalım.
İLKSAN seçimleri sendikal bir rekabet alanı mıdır, değil midir?
Bir sendikanın İLKSAN’ı kendisine indirgemesi, başka sendikalara üye olan veya hiçbir sendikaya üye olmayan İLKSAN üyelerine büyük haksızlıktır. Bunun anlamı, burayı kendi ideolojimle yöneteceğim, kendi çevremden istihdam edeceğim, kendi logomu herkese dayatacağım, demektir. Seçimden seçime üyeyi hatırlamak sadece oy istemeye gelmek üyeye şaşı bakmak ve işi bitince unutmaktır. Doğru olan, İLKSAN üyesi tüm eğitimcilere saygı duymak, onlar adına yatırımlar yapmak, başka sandıklarda olduğu gibi kârlı seçenekler sunmaktır.
İLKSAN’ı kim yönetiyor?
İLKSAN Yönetim Kurulu 7 kişiden oluşur. Bunun 4’ü Bakanlıkça görevlendirilir, 3’ü temsilcilerden seçildiği için seçilen üyeler görevlendirilen üyeler karşısında aciz mi kalıyor ya da ortaya hiçbir vizyon koyup kalıcı proje üretmedikleri için hamaset ve ataletle arpalık mantalitesi devam ettiriliyor.
Burada bir tek gerçek var: Anastatüye göre yönetim kurulu 7 kişiden oluşuyor, üye hizmet ve kârlı projeler bekliyor. Acizliği ve bahaneyi de asla kabul etmiyor. Nasıl ki yönetim kurulu görev süresini dört altı yıla çıkarırken yekvücut hareket edebiliyorsa görevlendirilmiş ve seçilmiş ayrımı yapmıyorsa üye için de yekvücut hareket edebilir, etmelidir.
İLKSAN’ı iyi yönetmek gerekirken, korku kültürüyle idare etmek kime kazandırıyor?
İLKSAN’ın mevcut yöneticileri, İLKSAN bizim elimizden giderse kapatılacak, paralar çarçur edilecek, diye korku havası oluşturuyorlar. Burada üyeye düşen, korku aşılayan ifadelerden çok, gelecek vizyonuna odaklanmak, dün ile bugün arasında bir muhasebe yaparak iradesini ortaya koymaktır.
1996’da kayyımdan devraldığını söyleyenler o günden bugüne ne yaptılar?
1996 yılında yapılan seçimle mevcut zihniyet yönetime geldi. Tam 25 yıldır Sandığı keyfine göre yönetiyor. Bu süreçte İLKSAN hiçbir zaman kârıyla kazandırdıklarıyla, büyümesiyle anılmadı. Ya bir yolsuzluk vardı ya yarım kalan bir inşaat ya mezbelelik konumuna düşmüş bir arsa ya da parasızlıktan satılan bir arsa vardı. Paralar çarçur edildiği gibi üyenin iyi niyeti hep israf edildi.
İLKSAN, POLSAN ve OYAK kıyaslamasında gerçekler nelerdir?
2019 yıl sonu itibarıyla OYAK üyelerinin %65,4’ü (273.758 kişi) isteğe bağlı, %34,6’sı ise (144.697 kişi) zorunlu üye statüsündedir. Bu da şu anlama geliyor: OYAK üyeleri sandıklarına güveniyor ve zorunlu olmadığı hâlde orada kalmaya devam ediyor. Çünkü OYAK 2019 yılında üye birikimlerine %20,5 oranında nema sağlayabiliyor. Çünkü gerçekleştirdiği 4,9 milyar ABD Doları tutarındaki ihracatla ülkemizin ihracatının %2,7’sini tek başına gerçekleştirebiliyor.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ifadelerine göre ‘2020 yılında POLSAN toplam 305 milyon lira kar etti. POLSAN’ın değeri iki yılda yüzde 52 varlık artışıyla 2,1 milyar liraya ulaştı. POLSAN üye sayısı 100 bini geçti. POLSAN hem Türkiye için hem de emniyet teşkilatı için büyümeye devam edecek.”
İLKSAN ise üyesinden topladığı kesintiyi bankada yatırıyor, üyelerine ikraz adı altında faizle borç veriyor, 40 yılın sonunda 40 yıllık üyeye 40 bin lira ikramiyeyi reva görüyor. Bir internet sitesinin anketine göre üyelerin İLKSAN’dan memnuniyetsizlik oranı % 85’e çıkmaktadır.
İLKSAN, faizle verdiği borcu sosyal yardım olarak mı görüyor?
En büyük faaliyeti üyesine ikraz adı altında borç vermek olan İLKSAN yöneticileri, ‘bankaların kredi sicili kötü olduğu için borç vermediği üyelere bile ikraz veriyoruz demesi, bunu bir övünç haline getirmesi, ufkunun göstergesi, hizmet anlayışının tescili, batağın da resmidir.
Cabir Durak
EBS Bitlis Şube Başkanı