İlker Başbuğ'un 'FETÖ'nün siyasi ayağı'na ilişkin 2009 Haziran'ında gece yarısı Meclis'ten geçirilen ve askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasını getiren düzenlemeye işaret etmesi üzerine başlayan polemik sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir tane boruyu göstermek suretiyle milleti aldatamazsın" diyerek milletvekillerine 'dava açın' çağrısı yaparken, bazı yakın köşe yazarları da 'yeni bir darbe hazırlığı yapıldığı' iddialarını işlemeye başladı.
Başbuğ'un avukatları İlkay Sezer ve Hilal Demirelli, yazılı bir açıklama yaparak, müvekillerinin adının 'hayali komplolara' bulaştırılmamasını istedi.
Gazete Duvar'ın haberine göre avutlar, Başbuğ adına şu açıklamayı yaptı:
"Son günlerde müvekkilimiz Sayın İlker Başbuğ'un adının hayali bazı senaryolarla gündeme getirildiğini görmekteyiz. Başbuğ'un 25 Ocak 2010 tarihinde Genelkurmay Başkanı olarak ifade ettiği 'Demokrasilerde en önemli olan husus, iktidarların seçimlerle, demokratik yöntemlerle el değiştirmesidir' sözleri onun demokrasiye olan inancını net olarak ortaya koymaktadır.
'Başbuğ'un adını hayali komplolara karıştıranlara karşı yasal haklarımız saklı'
Genelkurmay Başkanlığı görevine başladığı ilk günden itibaren FETÖ'nün hedefi olmuş Sayın İlker Başbuğ, 15 Temmuz darbe girişimini lanetlemiş ve darbenin iç yüzünü ortaya koyan ilk kitaplardan birini yazmış kişidir. Bugünlerde müvekkilimizin adının da karıştırıldığı hayali senaryolar, FETÖ'nün geçmişte ürettiği komploları ve bu komplolara zemin hazırlamak için yapılan kamuoyu oluşturma süreçlerini hatırlatmaktadır.
Hayali komplolara müvekkilimizin adını karıştıranlar, müvekkilimizin 28 Ocak 2020 tarihinde bir televizyon programındaki 26 Haziran 2009 tarihinde yapılan yasa değişikliğine ilişkin açıklamalarının zamanlamasına dikkati çekmektedirler. Müvekkilimiz, söz konusu yasa değişikliğine ilişkin görüşlerini ilk defa bu programda açıklamamıştır. Yargıtay 16. Ceza Dairesinde 07 Ekim 2015 tarihli temyiz duruşmasında 'Olaylar, yasa değişikliğinin zamanlaması, yasa değişikliklerinden nasıl ve kimlerin faydalandığı, bu yasa değişikliklerinin cemaat (FETÖ) tarafından istenildiğini göstermektedir' şeklinde ifade etmiştir. Ayrıca, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında kurulan Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nda 03 Kasım 2016 günü yaptığı konuşmanın kapanışında 'Yasa değişikliği karşı tarafa (FETÖ) büyük bir cesaret vermiştir, elimizi de bağlamıştır' şeklinde 26 Haziran 2009 günü yapılan yasa değişikliğine ilişkin görüşünü ifade etmiştir.
Müvekkilimizin televizyon programında bu konuya ilişkin soruya vermiş olduğu yanıt, aslında bu konuya ilişkin görüşlerinin tekrarından ibarettir. Netice olarak, verilen cevaba ilişkin üretilen komploların ne kadar akıl dışı olduğu görülmektedir. İç siyasi tartışmaların dışında olmayı arzulayan müvekkilimizin daha önce de defalarca ifade ettiği gibi, bir siyasi beklentisi yoktur. Müvekkilimiz için her şeyden önce vatan topraklarımızın ve milletimizin birlik, bütünlüğünün korunması gelmektedir. Bu nedenle de müvekkilimiz, gerekli gördüğü durumlarda, doğru bildiği hususları ifade etmektedir. Müvekkilimiz Sayın Başbuğ'un adını hayali komplolara karıştıranlara karşı yasal haklarımızın saklı olduğu kamuoyuna saygıyla duyurulur."