Eğitim-Bir-Sen olarak “kasıtlı olarak verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak” fiilini işlediği gerekçesiyle aylıktan kesme cezası verilen bir üyemiz adına cezanın iptali istemiyle açtığımız davada mahkeme, fiilin kanundaki tanımının bir mazeret olmadığı takdirde zaten suç oluşturacağına göre bu eylemin kasten yapılmasındaki farkın ortaya konulması gerektiğine hükmetti.
Muayene kabul komisyonu başkanı sıfatıyla sıvı yakıt alımı ihalesi sonrası teslim edilen yakıttan usulüne uygun numune almadığı, mühür kontrolü yapmadığı iddiasıyla üyemiz hakkında 657 sayılı Kanun’un 125/C-a maddesi gereği “kasıtlı olarak verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak” fiilini işlediği gerekçesiyle verilen aylıktan kesme cezasına itiraz etmiştik.
Ankara 16. İdare Mahkemesi, kararında şu ifadelere yer verdi: “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin (a) alt bendinde ‘kasıtlı olarak verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek’ eylemine yer verilmiş ise de buradaki kastın ne olduğu açıklanmamıştır. ‘Verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek’ bir mazeret olmadığı takdirde zaten suç oluşturacağına göre bu eylemin ‘kasten’ yapılmasındaki farkın ortaya konması gerekmektedir. Kasıt unsuru ortaya konulurken olay öncesi, olay sırası ve olay sonrası davranışlar bir bütün olarak değerlendirilmelidir. Kastın varlığının tespiti için kişinin durumu (ortaya çıkan netice hakkında sorumluluk sahibi olup olmadığı, ortaya çıkan neticeyi bilebilecek durumda olup olmadığı, statüsü ve statüden kaynaklanan yükümlülükleri), olayın gelişimi (netice öncesi ve sonrası, neticenin devam ettiği süreç), davranış ve davranışının ortaya çıkış şekli (talimatla süreci yönlendirme, neticenin ortaya çıkmasına göz yumma, yapması gereken davranışları yapmama veya neticeyi ortaya çıkaran davranışta ısrar) ve ortaya çıkan neticenin (eylemin etkilerinin boyutu, neticenin ortadan kalkması için gayret gösterilip gösterilmediği, süreç içerisinde eylemin etkilerinin ağırlaşarak devam etmesi) birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Kasten bir fiili yapmak, çeşitli yargı kararlarında ‘kişilere ya da kurumlara zarar vermek ya da haksız bir yarar sağlamak, kurumların huzur ve sükûnunu bozmak kastıyla verilen emir ve görevleri zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek’ şeklinde belirlenmiştir. (…) aylıktan kesme cezası verilmesinde üzerine atılı disiplin suçunun oluşması yönünden kasıt unsurunun varlığı öngörülmüş iken, madde kapsamında yer alan fiilin kasıtlı olarak işlendiğini gösterecek nitelikte, Muayene Kabul Komisyonu Başkanı olarak görev yapan davacının kasıtlı olarak kal-yak 4 yerine kal-yak 6 teslim aldığı yönünde bir tespit yapılmadan davacı hakkında tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.”