Hollanda'da Üniversite Eğitimi
Geçenlerde Hollanda Büyük Elçiliğinde, Hollanda Eğitim Ofisi NESO Turkey'in bir seminerine katıldım. Konu Hollanda'da eğitim imkanları, koşulları, yapılması gerekenlerin anlatılmasının yanı sıra Tilburg Üniversitesi'nin tanıtımı yapıldı ve Hollanda’nın uluslar arası eğitim programları tanıtıldı. Almanya'dan ve İngiltere gibi diğer batı ülkelerinden farklı olarak eğitim ortamları ve modelleri anlatıldı.
Küçük bir ülke olarak aslında eğitim programı ve kurgusu Finlandiya'dan farklı olsa da, tüm ülkenin aslında bir eğitim ortamı gibi kurgulanması ortak yönleri olmasıydı.
Almanya'dan da eğitim için insanların tercih ettiği Hollanda, sadece Almanya'nın değil bütün dünya ülkelerinin teveccüh gösterdiği bir ülke konumuna gelmiş. Hollanda'nın 160'tan fazla ülkeden öğrenci alan bir ülke olarak, Üniversitelerinin de uluslar arası bir topluluğa dönüştüğünü ifade edilmiştir. Bunun öğrenciler açısından tüm dünyayı tanıma ve görüş açısının genişleten yanıyla bir fırsat olduğu değerlendirilmektedir. Hollanda’da eğitimin tercih nedeninin; diğer Avrupa ülkelerine göre daha ucuz(!) olması, eğitim dilinin İngilizce gibi bir dünya dili olması ve tüm Hollanda nüfusunun % 94'ü İngilizceyi konuşuyor olması nedeniyle iletişimin kolay olması olarak değerlendiriliyor.
Hollanda'nın eğitim sektörüne diğer ülkelerden daha sonra girmeye çalışıyor olması görece ucuzluğu getirmiş olabilirdi. İngiltere gibi ülkelerde ise bu sektör, artık ülkenin başlı başına bir gelir kalemi olarak ele alınıyor ve oldukça pahalı bir hizmet alanı olarak karşımıza çıkıyor.
Kısaca eğitim modelinden bahsedecek olursak; Hollanda’da iki temel yüksek öğretim kurumu bulunuyor. Uygulamalı bilimler Üniversitesi ( University of Applied sciences) ve Araştırma üniversiteleri ( Research Universities).
Uygulamalı bilimler Üniversiteleri (Hollandaca: hogescholen); bunlar da daha çok uygulamaya yönelik alanlarda eğitim verirler ve öğrencileri belirli meslekler ve uygulamalı araştırmalar için hazırlarlar. Hollanda'da devlet tarafından finanse edilen toplam 37 Uygulamalı Bilimler Üniversitesi bulunuyor.
Araştırma Üniversitelerin bir çoğunun mesleki bir bileşeni de olsa, bu üniversiteler daha ziyade akademik çalışmalara ve bilimsel araştırmalara yönlendiren bir eğitim sunuyorlar. Hollanda Devleti tarafından finanse edilen toplam 14 araştırma üniversitesi bulunuyor.
Her iki tür üniversiteye de yönlendirme ortaöğretim düzeyinde yapılıyor. Yılda bir akademik başarı sınavı yapılarak, yüksek akademik başarı gösterenler Araştırma Üniversitelerine, daha çok yetenek, beceri ve sanat düzeyinde başarısı tanılanan öğrenciler ise Uygulamalı Bilimler Üniversitelerine yönlendiriliyorlar. Bu üniversitelerin birbirlerine göre üstünlük yada daha altta olma gibi bir toplumsal algı da bulunmuyor. Hatta uluslar arası öğrencilerin yüksek oranda tercih ettikleri üniversite alanının Uygulamalı Bilimler Üniversitelerinin müzik alanı olduğu da ifade ediliyor.
Türkiye'den de lise sonrası Hollanda'da üniversite eğitimi almak için giden öğrencilerin sayısı geçen 2017 yılı itibariyle 1500 kişi olduğu tespit edilmiş. Ancak bunun daha da artacağı söyleniyor.
Hollanda üniversiteleri; Türkiye'deki liselerin henüz ayrıştırılmadığını, bütün diplomaların üzerinde Lise Diploması yazdığını, bu nedenle lise diplomalarının niteliksel olarak bir ayrımı ifade etmediği düşünüyorlar. O nedenle de daha çok Uygulamalı Bilimler Üniversitelerine yönlendirilmekte ve oralarda eğitim istekleri kabul edilmektedir deniliyor.
Ancak Kendini çok iyi ifade edebilmek kabul için çok büyük önem arz ediyor. Buna "motivasyon letter" adını veriyorlar. Burada kendini kanıtlaman gerekiyor. Örneğin öğrencinin yaşamı boyunca katıldığı etkinlikler, faaliyetler, aldığı başarılar, istikrarlı ve disiplinli bir şekilde sürdürdüğü sanatsal ve sportif faaliyetler burada etkili olabiliyor. Bu çalışmalarla öğrencinin gayretli çalışkan ve disiplinli olduğu kanıtlanabiliyor.
Batı iyi bir sektör oluşturmuş görünüyor. Eğitim sektörü ve bundan iyi de kazanıyor. Sadece Türkiye'den değil, gelişmiş, az gelişmiş, gelişmekte olan, Ortadoğu, Asya vs. tüm ülkelerden buralara eğitim amaçlı bir göç dalgası söz konusu. Bu göç diğer ülkelerdeki eğitimin niteliğinden kaygı duyanların oranıyla doğru orantılı olarak artıyor. Aslında bir bakıma beyin göçü de diyebileceğimiz bu durumdan batı ülkeleri memnun oluyorlar. Hatta Hollanda ülkesinde üniversite bitirip başarılı olanlara ülkesinde çalışma ve oturum izni de veriyor. Öyle ya yetişmiş elemanını geri göndermek istemiyor. Gidenler de çoğunlukla geri dönmüyorlar zaten.
Türkiye için bu göçün tersi olabilir mi diye düşünüyorum. Cevap, evet olabilir. Ama üniversitelerin, bilim üreten, dünyada üretilen bilgiyi topluma yayabilen, atıf alan, akademik kadrosu güçlü ve dünyada kabul görmüş üniversiteler olması gerekiyor.
Bu çok zor mu? Hayır değil. Ancak bunun için "motivation letter" değil belki ama "letter of intent" ortaya koymak ve bunu kanıtlamak gerekiyor. Hepsi o kadar...
Hüseyin ÖZKAN*
*Eğitim Bilimi Uzmanı, Eğitim Yöneticisi