Herkes sussun İstanbul konuşuyor!

İstanbul bugün resmen Avrupa Kültür Başkenti oluyor. 2006 yılının kasım ayında İstanbul 2010 Kültür başkenti ilan edilmişti.

Türkiye'nin uluslararası arenada adını duyurması ve imajını güçlendirmesi açısından büyük bir fırsattı. Bu tarihten yaklaşık bir yıl sonra İstanbul'u, Avrupa Kültür başkenti olarak hazırlamak, 2010 yılında yapılacak etkinlikleri planlamak ve yönetmek, kamu kurum ve kuruluşlarının bu amaçla yapacakları çalışmalarda koordinasyonu sağlamak amacıyla İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı kuruldu.

Ajans gelen projeleri karara bağlayan merci oldu. Ajansın Genel Sekreteri Yılmaz Kurt iki yıllık sürede 2 bin 300'den fazla projenin kendilerine geldiğini 497'sinin kabul edildiğini söyledi. Kurt, medyada yolsuzluk iddialarının sıklıkla gündeme gelmesinde yaklaşık 2 bin kişilik memnuniyetsiz kitlenin de payının olduğunu düşünüyor. "Kamuoyunda öyle bir hava estirildi ki burada milyonlar uçuyor ve kapanın elinde kalıyor gibi. Kesinlikle böyle bir şey yok. Ajansın harcadığı miktar 70-80 milyon TL." Bütçede gözüken paraların yüzde 70'inin tarihi eserlerin restorasyonu için kullanıldığını belirten Kurt, "Yola çıkarken amacımız sahip olduğu tarihi ve kültürel değerler ve kültür sanat potansiyeli ile İstanbul'un Avrupa'da bir marka bir şehir olmasına katkı sağlamaktı. İkinci hedefimiz ise İstanbulluluk bilincinin geliştirilmesiydi." ifadelerinde bulundu.

2010 Ajansı hangi hedeflerle yola çıkmıştı, bugün gelinen noktada bu hedefe ne kadar yaklaştı?

Sahip olduğu tarihi ve kültürel değerler ve kültür sanat potansiyeli ile İstanbul'un Avrupa'da bir marka bir şehir olmasına katkı sağlamaktı amaç. Bu amaç doğrultusunda adımlar atıldı. Tabii bunların sonuçlarını bugünden yarına görmek çok kolay değil. Zaman isteyen işler bunlar. Bu süreçte yabancı basının İstanbul'a ilgisi büyük oldu. Avrupa'nın, Amerika'nın en saygın gazetelerinde İstanbul 2010 yılında kültür sanat turizm destinasyonu olarak gidilmesi gereken yerlerin başında gösteriliyor.

Ayrıca yurtdışı için reklam kampanyaları yapılıyor mu?

Reklam kampanyamızı yurtiçi-yurtdışı olarak ikiye ayırdık. Yurtdışında belli mecralarda İstanbul'u tanıtan reklamlara ve sloganlara yer verdik. Bir de dergi, gazete ve televizyonlarda bugüne kadar İstanbul'la ilgili yapılmayan bir kampanya yürüttük. Bununla ilgili özel fotoğraf çalışması yapıldı. Tarihi yarımadayı gösteren fotoğraf Madrid'den Paris'e, Venedik'ten Roma'ya birçok şehir meydanında açık alanlara giydirildi. İlham veren şehir sloganı kullanıldı. Şu anda dergilerde, gazetelerde bu şekilde ilanlar çıkıyor. Yakında da dünyanın belli kanallarında reklam filmi gösterilecek.

Ajansın bütçesi sık sık medyada gündeme geldi. Ne kadar bütçe ayrılmıştı, ne kadarı kullanıldı?

2 bin 300'den fazla proje geldi. Bunun da bütçesi 3 milyar TL'yi aşan bir rakam. Bütçe meselesine gelirsek; bu konu çok speküle edildi. Bizi yordu, üzdü. Yanlış çağrışımlara yol açtı. Ajansın milyar dolarlık bir bütçesi olduğu yazılıp söylendi. Kesinlikle böyle bir şey yok. 2009 bütçesi olarak 805 milyon TL öngörülmüş. Ama bize gelen para 200 milyon TL. Bu yılki bütçemiz de 305 milyon TL. 2008 yılı bütçe rakamı 285 milyon olarak düşünülmüş. Ama 78 milyon TL gelmiş, bunun 40 milyonu harcanmış. 2009 bütçesindeki miktarın yüzde 70'i, bu yılki miktarın da yüzde 60'ı tarihi ve kültürel yapıların restorasyonu için ayrıldı. Ayrıca UNESCO tarafından koruma altına alınmış yapılara da kaynak ayrıldı bu bütçeden. Nemrut, Sivas Divriği Camii gibi. Bu rakamları düştüğümüzde ajansın harcadığı miktar 70-80 milyon TL. Ama kamuoyunda öyle bir hava estirildi ki burada milyonlar uçuyor ve kapanın elinde kalıyor gibi. Kesinlikle böyle bir şey yok.

Gelen projelerden kaçı kabul edildi?

2 bin 329 proje geldi. Bunlardan 497'si kabul edildi. Bu da gelen projelerin yüzde 20'sine karşılık geliyor. Yüzde sekseni kabul edilmedi. Programa dahil edilemeyenlerin kimi haklı, kimi haksız tepkileri oldu. Spekülasyonlara yol açtı.

Projelerden daha çok idari sıkıntılar ve yolsuzluk iddiaları gündeme geldi.

Projesi kabul edilmeyen 2 bine yakın insan var. Hepsi de projelerinin en iyi projeler olduklarını kabul ediyorlardı. Başka hesaplaşmalar bizim üzerimizden yapılmaya çalışıldı. Biz olabildiğince şeffafız.

2010'un heba edildiğini düşünen geniş bir kitle de var...

Biz millet olarak abartmayı seven bir kültürden geliyoruz. Bazen bir kurumla, bir yasayla birçok şeyi düzeltebileceğimiz yanılgısına düşüyoruz. İstanbul 2010'nun en büyük talihsizliklerinden biri bu. İstanbul'un birçok sorununun çözülebileceği gibi büyük bir beklenti oluştu. Bir yıllık, iki yıllık kurumla istenen kaynağı da verseniz yıllanmış sorunları çözemezsiniz.
zaman

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

EĞİTİM Haberleri