Türkiye'de bu amir, yönetici ve pısırık bürokratlarla FETÖ ile mücadele edilemez. Mücadele için emir değil cesaret ve inisiyatif lazım. Aylardır, tüm kurumların FETÖ'ye karşı mücadele etmeleri gereği ısrarla vurgulandı. Şimdi bu mücadeleyi bu korkak bürokratlar mı yapacak?
***
FETÖ önce hukuktaki hâkim ve savcıları kullanarak herkese tazminat/hakaret davaları açarak kendini korumaya çalıştı. Gülenist Hareket sahip olduğu üyelerini MEB'te aktifsen adıyla toplayarak teşkilatlandırıp okullarda ve yurtlarda öğrencilere hükümet aleyhine propaganda yaptı. Birçok üniversitenin rektörlüğünü ele geçirerek hızlı doktoralarla üniversitelere eleman yerleştirdi. YÖK'ü etkisizleştirdi. Polis kolejleri ve Akademisini ele geçirerek soruları kendi elemanlarına verip tüm emniyette yukarıdan aşağıya teşkilatlandı. Orduda yıllardır sürdürdüğü hızlı eleman devşirme politikasını 2008'den sonra açıkça yaptı. Balyoz vb. dava ile kendi komutasını kurdu. TUBİTAK başta olmak üzere önemli kurumları resmen tarla gibi kullandı. Parasal gelir elde etti. İtiraf etmeliyiz ki milletçe mal gibi seyrettik.
Gülenizm güçlü konumunu da kullanarak tüm işadamı ve esnafı haraca bağlayarak adı konmamış bir vergi sistemi kurdu. An itibariyle bile himmet organizasyonları faal.
AK Parti, FETÖ tehdidinin farkına vardığında çoktan yol alınmıştı. O kadar çok devlete sızmışlardı ki mücadele etmekte geç kalındı. FETÖ ile mücadele edilirken Gülenistler TUBİTAK veya Polis Akademisi den atılanları ellerindeki üniversitelere işe yerleştirdi.
Üniversiteler FETÖ'nün sığınma ve saklanma merkezleri haline geldi. FETÖ'yü destekleyen rektörler görev yapmaya devam etti.
Önceki gün yapılan toplantıda YÖK'ün FETÖ'ye karşı alacağı kararlar çok önemliydi. YÖK’ün rektör, dekan, bölüm başkanlarını görevden alma sürecini başlatmasını bekliyorduk. Şimdi o beklentilerin kuvveden fiile çıkmadığını esefle müşahede ediyoruz.
FETÖ'nün asıl organizatörleri Yükseköğretimde olmasına rağmen burada sanki unutuldu ve hala da bir gelişme yok. Üniversiteler FETÖ'cü dekan veya rektörler tarafından yönetilmeye devam ediyor. Cumhurbaşkanının FETÖ ile mücadele feryadına rağmen üst düzey bürokratların hiçbirisi kendi memuruna işlem yapmadı. Yani hala tehdit altındayız.
Herkes birbirinin yüzüne bakarak benim işim değil diyerek FETÖ mücadelesini boş bıraktı. Bu darbe geçmiş sayılır. Ama başka kalkışmaların olmayacağına kim garanti verebilir?
Darbe ile mücadelede hızlı davranılmalı ve her kurum üzerine düşeni vakit geçirmeden yapmalıdır.
Herkes evinin önünü süpürmeli…