Milliyet gazetesi yazarı Nihat Ali Özcan, bugünkü köşesini duygusal bir mektuba ayırdı.
Güvenlik uzmanı öğretim üyesi Dr. Nihat Ali Özcan, Nusaybin'de görev yapan güvenlik görevlisinin mektubunu yayınladı. Biz de yazarın yaptığı gibi, virgülüne dokunmadan o mektubu sizlerle baş başa bırakıyoruz:
“Az önce Nusaybin’de verilen 33’üncü şehidimizin otopsi işlemelerini tamamladık, kefenledik, dualarla tabutuna ve morga koyduk. Rengini, içine koyduğumuz şehidin kanı gibi şüheda kanından almış al bayrağa sardık. Yarın Allah nasip ederse uğurlama törenini yapıp memleketine uğurlayacağız.
Bu operasyon nedeniyle her gün şehit haberlerini alıyorsunuz. Biliyorum, çoğunuzun umurunda değil ancak, ben gene de bilin istedim...
Burada, Çanakkale’de yaşanan muharebelerin bir benzeri yaşanıyor. Hatta daha da acıklısı.
EVİN BİR ODASINDA ASKERLER, DİĞER ODASINDA TERÖRİSTLER
Aynı evin bir odasında askerler, diğer odasında teröristler. Asker, “Teslim ol lan şerefsiz” derken, terörist de “Sen teslim ol TC’nin p...”diye cevap veriyor. Hani Gazi Mustafa Kemal, Çanakkale’nin nasıl kazanıldığını anlatırken “Mevziler arası 5 metre...” diye anlatmaya başlar ya, aynen yaşanıyor şu anda.
Daha da acıklısı; bu gün yaralananlar, yarın belki de siyasi bir manevranın gereği olarak, hayata dönüş operasyonu sonrası yargılanan jandarma subayları gibi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde cezalandırıla-bileceklerini biliyorlar.
24 Temmuz 2015’ten bu güne terörle mücadele ediyoruz. Hem de kararlılıkla. Sonuna kadar gideceğiz. Tek bir barikat, tek bir terörist kalmayana kadar. Kökünü kazıyacağız.
4 TABUR ERİDİ
Her gün kararlılıkla eksilmeye devam ediyoruz.
Mesela Sur... Harekât iki taburla başlamış, bir an önce bitirilsin talimatıyla 18 tabura kadar çıkmış ve 14 taburla bitirilmiştir. Nerede 4 tabur diye sorarsanız, 67 şehit, 500’ün üzerinde yaralı... Ki bu da 4 JÖH taburunun operasyon toplamı eder. Sizi şehitliklerde ve hastanelerde bekliyorlar. Sorabiliriniz inanmıyorsanız. Gerçi ziyarete gider misiniz oralara bilmiyorum ama...
DOKUNULMAZLIK İSYANI
Ey Necip Türk Milletini yönetenler... Ey Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kıymetli vekilleri... Terörle mücadeleyi kararlılıkla yürütmek adına kaç tane yasa, kaç tane yönetmelik çıkardınız?.. Teröre alenen destek verdiği bilinen kaç vekili cezalandırdınız?..
Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak...
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak...
Bence de korkmayın. Ama artık bir parça endişelenmeye başlayıp harekete geçerseniz iyi olur. Zira her geçen gün kimi ocaklar sönüyor. Size de ateş düşebilir.
Elimden ne gelir demeyin. Bir mesaj atın mesela. Tanıdık tanımadık tüm yöneticilere...”
Mektup böyle bitiyor. Yazanın isteğini kıramadım, düşündüm ve sizlerle paylaşmak istedim."