Hepatit alanında çalışan tüm paydaşların katıldığı 11 Aralık 2010 tarihinde Istanbul'da yapılan çalıştay sonucunda hazırlanan “Hepatit B Türkiye Yol Haritası” sağlık alanındaki karar mercilerine hastalığın Türkiye'deki durumu hakkında bilgi vermek üzere hazırlandı. Bu rapor ayrıca, Türkiye'de hepatit B kaynaklı sosyoekonomik yükün önümüzdeki yıllarda azaltılmasını sağlamak amacıyla dikkate alınması gereken bir dizi öneriyi içeriyor.
Türkiye'de yaklaşık 3 milyon kişi Hepatit B virüsü ile enfekte olmuş durumda. Türk Karaciğer Araştırmaları Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurdan Tözün konuyla ilgili çalışmaları “Ülkemizde hepatit B ile ilişkili mevcut durumu eksiksiz ve doğru veriler ile değerlendirmek ve bu enfeksiyonla mücadelenin hedeflerini saptamak amacıyla bir yol haritası oluşturmayı planladık. Bu çalışmayı yaparken stratejik planımız, mevcut durumu ve uygulamaları gözden geçirdikten sonra alınması gereken önlemleri ve uygulamaları konu ile ilgili uzmanların görüşleri doğrultusunda standart bir zemine oturtmak ve hepatit B yol haritasının ana hatlarını çizmeye çalışmaktır. İnanıyoruz ki bu konuda tüm kurum, kuruluşlar ve kamuoyunun bilgilendirilmesi ve işbirliği esastır” şeklinde açıklıyor.
Tütünden sonra en yaygın rastlanan kanser nedenlerinden biri olan Hepatit B, AIDS etkeni HIV'den yaklaşık 100 kat daha bulaşıcı özelliğe sahip. Hastalık tedavi edilmediğinde yüzde 15 – 40 oranında siroz, karaciğer yetmezliği ya da karaciğer kanserine neden oluyor. Hepatit B aşısı aşılama programlarına dahil edilmiş olmasına rağmen ülkemizde milyonlarca kişi aşısız ve hastalığa karşı savunmasızken, bu sorun AB ülkelerinde de üzerine gidilmesi ve önlemler alınması gerekli bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınıyor.
Hepatit B için önleme, tanı ve tedavi standartlarını ülke genelinde yaygınlaştırmak için “Yol Haritası” oluşturmak ve bu konuda bir çağrı başlatmak niyetiyle hazırlanan raporda altı çizilen öneriler aşağıdaki şekilde.
· Hepatit B'nin önemli bir sağlık problemi olduğu kabul edilmeli ve bu hastalığın önlenmesi, kontrolü ve yönetimini sağlayacak tutarlı bir strateji geliştirilmelidir ve bu strateji ülke genelinde uygulanmalıdır.
· Çocuk aşı takviminde yer alan hepatit B aşısı ile aşılanma oranlarının arttırılmasına çalışılmalı, özellikle risk grupları öncelikli olmak üzere erişkin yaş gruplarındaki aşılamalar teşvik edilmelidir.
· Hem akut hem de kronik hepatit B olgularının bildirim ve kayıt sisteminin düzenli çalışması sağlanmalı; böylece hastalığın yarattığı yükün tam olarak gözler önüne serilmesi ve en çok ihtiyaç duyulan noktalarda etkin politikalar yaratılması sağlanmalı ve hastalığın denetlenmesi mümkün kılınmalıdır.
· Ölümlerin önlenmesinde önemli rolü olduğu ve hastalığın daha fazla yayılmasını önlemeye yardımcı olduğu için, tedaviye erişim iyileştirilmelidir.
· Hastaların tedavisi için standartlara uyulmalı, takipler hastanın inisiyatifine bırakılmaksızın yapılmalıdır. Bu konuda belki “verem savaş” benzeri bir strateji uygulayarak hastaların tedavisini aksatmaması ve tedaviye ulaşma olanakları sağlanmalıdır.
habervaktim