ANKARA (AA) - İslam Hukukçusu Prof. Dr. Mustafa Cevat Akşit, merhum Başbakan Adnan Menderes'in 1960 darbesinden önce Başbakanlık binasında imam hatip koruma derneklerinin temsilcilerini kabul ettiğini ve kendisinin de bu görüşmede bulunduğunu aktararak, "Koruma polisini odadan çıkardıktan sonra kapıyı kilitledi. 'Hayatım pahasına da olsa imam hatip okullarının yüksek kısımlarını açacağım' dedi ağlayarak." ifadesini kullandı.
27 Mayıs 1960 öncesi dönemde İstanbul İmam Hatip Okulu'nda öğrenci olan Akşit, darbe öncesi ve sonrası yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
O dönem İstanbul'un Fatih ilçesindeki Çivicizade Ümmü Gülsüm Camisi'nde müezzinlik yaptığını hatırlatan Akşit, okulunu bitirmesinin ardından imam olduğunu söyledi.
Akşit, yüksek İslam enstitüsü ve hukuk fakültesi mezunu olduğunu ifade ederek, "Hukuk talebesiydim ihtilalin olduğu zamanlarda. Derslerde, 'Siz ne duruyorsunuz burada. Gitsenize, katılsanıza bu yürüyüşlere' diyen hocalarımız vardı. Bunlar sonra milliyetçi kesildi, parti başkanı oldu. Bunlardan birisi Turhan Feyzioğlu. Sonra parti kurdu biliyorsunuz. Başka hocalar da var. Hepsi o zaman karşıydı Menderes hükümetine." diye konuştu.
Eski Demokrat Parti Grup Başkanvekili Baha Akşit'in yeğeni olduğunu belirten Akşit, amcası Akşit'in merhum Menderes'i sokak hareketlerinden dolayı darbenin yapılabileceği için uyardığını belirtti.
Amcası Akşit'in, Menderes'e "istifa edelim" dediğini aktaran Akşit, "Menderes, 'Baha, ben bu memleket için gece gündüz uyumuyorum, çırpınıyorum. Ben, bu memlekete kötülük yapmadım ki niye bırakayım?' demiş." ifadelerini kullandı.
"Menderes hüngür hüngür ağladı"
Akşit, Merhum Menderes'in 1960 darbesinden önce Başbakanlık binasında imam hatip koruma derneklerinin temsilcilerini kabul ettiğini ve kendisinin de bu görüşmede bulunduğunu söyledi.
Menderes'in, koruma polisini odadan çıkardıktan sonra kapıyı kilitlediğini anlatan Akşit, şöyle devam etti:
"Menderes, üniversitelerde, devlet dairelerinde masonik, komünizan faaliyetleri anlattı. 'Biz İslam ile bütünleşmişiz. İmansız, ahlaksız ayakta duramayız. Bu, bizim kişiliğimiz, benliğimiz ama ben dine önem veremiyorum. Ne zaman dine önem verecek olsam arkadaşlarım, bu laikliğe aykırıdır diye beni desteklemiyorlar. Ben yalnızım. Benim müsteşarım maşrık-ı azam.' dedi. Maşrık-ı azam masonların başı demek. 'Hayatım pahasına da olsa imam hatip okullarının yüksek kısımlarını açacağım' dedi ağlayarak."
Türk halkının "ordu-millet" bir karaktere sahip olduğunu ifade eden Akşit, "Başımızdakine çok bağlıyızdır biz. Tayyip Bey (Recep Tayyip Erdoğan) 'Sokağa çıkın' dedi, herkes çıktı. Tankın altına yattı. Rahmetli Menderes'i astıkları zaman devlet adamlarımız 'Sakın ha' filan dedi. Hatta Cemal Gürsel 'Tank süreriz üzerinize' dedi. O zaman öyle tam tersine 'Yakarız, bombalarız' dedi." değerlendirmesinde bulundu.
"Kaçak bindiğim vapurla yargılamaları izlemeye gittim"
Yassıada'daki yargılamalara siyasilerin akrabaları alınmadığı halde Dolmabahçe'den vapura kaçak binerek yargılamaları izlemeye gittiğini anlatan Akşit, amcası Baha Akşit'in de idamla yargılandığını fakat beraat ettiğini dile getirdi.
Merhum Menderes ve diğer yargılananları yakından gördüğünü belirten Akşit, "Orada üçüncü sıraya oturdum. Bir geldiler ki adamlar işkence etmişler, uykusuzlar, neler yapmışlar. Menderes bir geldi, o güçlü adam, elbisesi omuzundan düşmüş. O kadar küçülmüş adam. Bir deri bir kemik kalmış. O kadar zayıflamış. İçim kıyıldı." dedi.
Akşit, Yassıada Mahkeme Başkanı Salim Başol'un mahkemede Menderes'i azarladığını belirterek, Yassıada'da Bizans döneminden kalma çamur ve böceklerin bulunduğu çukura amcası Akşit'in bir sefer, merhum Menderes'in ise her gün sokulduğunu söyledi.
"Asıldığı zaman bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı"
Amcası Akşit'in merhum Menderes'in, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamına şahit olduğunu belirten Akşit, "Biliyorsunuz Menderes asılırken havada bulut yok. Tam asıldığı zaman bir yağmur yağdı. Bardaktan boşanır gibi. 'Bunu gözümle gördüm Mustafa' dedi." ifadelerini kullandı.
Akşit, Kurmay Albay Alparslan Türkeş'in 27 Mayıs 1960'ta radyoda ordunun bildirisini okuduğunu anımsatarek, şunları kaydetti:
"Cuma günü bildiriyi dinledik, hutbe okudum. Gencim ya ilerisini düşünmüyorum. Bir hutbe okudum, neler söyledim ihtilalcilere. Hiç kimse şikayet etmedi. Zalimliğini de zulmünü de koymadım. Ulu'l-emre (idareci) karşı isyan etmenin doğru olmadığını, düzeni sağlayan, namusu koruyan, mal, can emniyetini sağlayan bir ulu'l-emre karşı isyan edilemeyeceğini ve İslam'da bunun kural olduğunu söyledik. Bir zamanlar namaz kılmak bile sakıncalı, yasaktı ama bu hükümetimizin iktidara geçişinden itibaren çeşitli yerlerde imam hatip okulları açıldı. Namaz kılmak artık suç olmaktan çıktı. Hutbede bunları anlattım."