Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, kuruldukları tarihten bu yana geçen 24 yıllık özlük ve özgürlük mücadelesinde milletin ve değerlerinin yanında yer aldıklarını belirterek, “Sendika olarak, milletin değerleriyle kavga edenlerin karşısında olduk. Bugün, Eğitim-Bir-Sen olarak 400 bini aşkın üyeye ulaştıysak, bu duruşumuzun sayesinde oldu. Bizim büyümemiz niceliğin yanı sıra nitelikli ve değerli bir büyümedir. Şimdiye kadarki çaba ve çalışmalarımızın, mücadelemizin karşılığını aldık, almaya devam ediyoruz” dedi.
Bilecik Şubesi il divan toplantısında konuşan Hasan Yalçın Yayla, hedeflerinin sadece bugünü kurtarmak olmadığını, yarına, geleceğe ilişkin de çalışmalar yürüttüklerini kaydederek, şunları söyledi:
“Bundan 24 yıl önce, Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan’a, ‘niye böyle bir sendika kurulduğu’ sorulduğunda iki şey ifade ediyor. Birincisi, ne kadar vesayet odakları varsa her birini tek tek deşifre etmek için sivil bir hareket başlatmak, sivil bir sendikal yol çizmek. İkincisi ise, kendisi gibi düşünmese dahi haksızlığa uğrayan mazlumun, mağdurun hakkını sonuna kadar dile getirmek ve haklarını kazanmaları için mücadele etmek. Biz sendikacılığa daha başlarken, siz bu işi bilemezsiniz, bu sizin işiniz değil derlerdi. Ama gördük ki, gelinen süreçte bu işi en iyi yapan, hak mücadelesini bizden daha iyi yapan başka bir oluşum yok. Çünkü bugüne kadar kurulan sivil toplum örgütleri sadece vesayet odakları olmaktan başka bir şey yapmadılar.”
Bugünlere dik duruşumuzla geldik
Günümüzde Memur-Sen, Eğitim-Bir-Sen gibi sivil inisiyatiflere, medeniyet değerlerimizle kavga etmeyen, kadim coğrafyamızdan çıkan sivil toplum örgütlerine ihtiyaç bulunduğu ifade eden Yayla, “Buradan Kurucu Genel Başkanımız merhum Mehmet Akif İnan’a, bu davada rahmeti rahmana kavuşan teşkilatımızın değerli mensuplarına Allah’tan rahmet diliyorum. Bu arkadaşlarımızın çabası olmasaydı, bugün biz Eğitim-Bir-Sen olarak 400 binlere, Memur-Sen olarak 1 milyon üyeye ulaşamazdık. Çok önemli ve sıkıntılı süreçler geçirdik. Bu süreçler, aynı zamanda Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde de önemli adımlar getirmiştir. 27 Mayıslar, 12 Eylüller, 28 Şubatlar, 17-25 Aralık darbe süreçleri bizim gibi güçlü sivil toplum örgütlerinin gerekliliğini bir kez daha ortaya koymuştur. Memur-Sen, Eğitim-Bir-Sen bu darbe süreçlerinin her birinde milletin yanında, milletin değerleriyle kavga edenlerin karşısında olmuştur. İşte biz bugünlere, Eğitim-Bir-Sen olarak 400 bini aşkın üyeye ulaştıysak, Memur-Sen olarak 1 milyon üyeye gün sayıyorsak, bu duruşumuzun sayesinde geldik. Biz darbe dönemlerinde dik durmasaydık, omurgamız olmasaydı bugünlere gelemezdik. Öyle ise bizim büyümemiz sadece nicelikle ilgili değil, nitelikli bir büyüme, değerli bir büyümedir” şeklinde konuştu.
Sendikal alana yeni bir soluk getirdik
Büyümelerinin altında yatan nedenin, kirlenmiş, amacının dışında faaliyetler yürütülen sendikal alana yeni bir soluk getirmeleri, eğitim çalışanları için, haklarını korumak ve geliştirmek, onlar adına kazanımlar elde etmek olduğunu vurgulayan Yayla, “Genel yetkili sendika unvanını aldıktan sonraki dönem incelendiğinde, eğitime, eğitim çalışanlarına ilişkin yaptığımız çalışmalar görülecektir. Katsayı adaletsizliğinin sona erdirilmesi, Kur’an kurslarına yaş sınırı getiren düzenlemenin kaldırılması, eğitim ve çalışma hayatının önündeki engellerin, başörtüsü yasağının kaldırılması, kesintisiz eğitim dayatmasının giderilmesi, fişleme aracına dönüştürülen Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, yüzlerce kazanım… Bütün bunlar kitapçıklar halinde teşkilatımıza ulaştırılmıştır. Böyle önemli çalışmalara imza atan bir sivil toplum kuruluşunun büyümesi, üye sayısının 400 bini geçmesi kadar doğal bir şey olabilir mi. Bütün bunlara rağmen, eğitim çalışanları adına herhangi bir kazanım temin edemeyenlerin, her 15 Mayıs öncesi yaptıkları gibi, yine bize iftira atmaya, çeşitli manipülasyonlara başvurduklarına, kazanımlarımıza gölge düşürmeye çalıştıklarına şahit oluyoruz. Biz bunlara takılmadan, doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam ediyoruz. Tek derdimiz, temsil ettiğimiz eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin sorunlarını çözmek, onlar için yeni kazanımlar sağlamak, ülkemizin yararına olan projeler üretmek, mazlumun ve mağdurun sesini duyurmak, onlara yardım eli uzatmaktır. Bunları şimdiye kadar bihakkın yerine getirdik, bu yöndeki çabalarımız ve çalışmalarımız bundan sonra da devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Selöz: Milli Eğitim’de üye sayımızı bin 300’e çıkardık
Eğitim-Bir-Sen Bilecik Şube Başkanı Ahmet Selöz ise, görevi devraldıkları 2012 yılında 800 üyelerinin bulunduğunu dile getirerek, “2013’te 855 üye ile mutabakat imzalamıştık. 2014 yılında 999 üyemiz oldu. 2015’te bin 104 üye ile her şeye, herkese, fırtınalara, krizlere, ihanetlere rağmen yükselişimiz devam etti. Bu yıl Milli Eğitim’de bin 300 üye ile diğer sendikaların toplamının neredeyse iki katına imza atacağız. Bilecik Şeyh Edebali Üniversitemizde her türlü entrika, baskı ve uygulamalara rağmen çelikleşmiş üyelerimizle yola devam ediyoruz” diye konuştu.
Konuşmaların ardından, Ahmet Selöz, Hasan Yalçın Yayla’ya, üzerinde Osmanlı arması olan bir tablo hediye etti.