İktidarın en iddialı projelerinden biri de dershanelerin kapatılmasıydı.
Ayak direyen bakanlar oldu, görevlerinden alındılar.
Bugün, yarın denildi, yıllarca sürdü.
Yasal değil diye iddia edildi, yeni yasalar çıkartıldı.
Anayasa Mahkemesi’ne gidildi, takan olmadı.
Ve sonunda, bir şekilde resmen kapatıldıkları ilan edildi.
Daha doğrusu, tabelaları değiştirildi.
Kimi temel lise, kimi etüt merkezi, kimi hazırlık kursu, kimi de tamamlama kursu adı altında faaliyetlerine devam etti.
Daha da vahimi, dershaneleri kapattık derken okulların neredeyse tümü, dershane haline dönüştürüldü.
Peki, bütün bu olup bitenlerden MEB’in haberi yok mu?
Eğer yoksa, vah halimize.
Var da göz yumuyorlarsa, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, devleti yönetenleri yanıltmıyorlar mı?
Çünkü onlar kapandığını sanıyorlar!..
Kayıtlar başladı!
Aşağıdaki fotoğrafı dün sabah çektim.
Sadece İstanbul’da değil Anadolu’nun her yerinde benzeri afişler görmeniz mümkün.
Bez afişteki isimleri ve logoları kapattık, çünkü bu işi yapan sadece onlar değil, neredeyse hepsi yapıyor!
Ortadaki bu çarpık durumun sorumlusu kim?
İktidarın aldığı kararları tanımayan dershaneler mi, yoksa onlara göz yuman MEB mi ya da çocuklarını ısrarla dershanelere gönderen veliler mi?
Ortada bir talep varsa, ona hizmet sunan kurumlar hep olacaktır.
Yani sınavlar olduğu sürece dershaneler de öyle ya da böyle faaliyetlerine devam edecek.
Peki o zaman, mevcut sistem niye altüst edildi?
Temel lise adı alında ucube liseler niye yaratıldı?
Daha da kötüsü, kalktı denilen dershaneler, devletin aldığı kararları hiçe sayarak faaliyetlerine nasıl devam edebiliyorlar?
Gelecek yıl için nasıl kayıt yapabiliyorlar?..
Bu koşuşturma niye?
Üniversitelerde geçen yıl 150 binin üzerinde kontenjan boş kaldı.
Anadolu liselerinin ise hiçbir özelliği kalmadı.
Peki, o zaman dershaneler için harcanan onca para ve zaman niye?..
Veliler de adaylar da bu durumu keşke daha ayrıntılı bir şekilde incelese de paralarını ve emeklerini böyle hovardaca harcamasalar.
Giriş sınavlarının ve onların bir devamı olan dershanelerin kapanmasını ya da en alt düzeye indirilmesini 30 yıldır yazıyoruz.
Niye?
Çünkü:
- Eğitim sistemimizin kimyasını bozuyorlar.
- Parası olana avantaj sağlıyorlar.
- Araç olmaktan çıkıp amaç haline geldiler.
- Akademik başarıya harcanan emek ve para ölçeğinde bakıldığında yerlerde sürünüyor.
- Çocuklara çocukluğunu, gençlere gençliğini yaşatmıyorlar.
- Eğitimin 99 hedefinden biri olması gerekirken, tek hedefi haline geldiler.
- Öğrenmeyi değil, ezberi ve kolaycılığı öğretiyorlar.
- Öğrencileri yarış atı haline getirdiler.
Hiç mi yararı yok diyenler elbette olabilir. Ama getirisine, götürüsüne bakmak gerekir.
Ve en önemlisi de kazananı kim?
Öğrenci, veli, eğitim, devlet bu işten kârlı çıkmıyorsa, kim çıkıyor?..
Özetin özeti: Kandırmacanın her türlüsüne hayır. Özellikle de çocuklarımızı çok yakından ilgilendiriyor olanlara!..
Abbas Güçlü