HİLAL ÖZTÜRK / KENAN BUTAKIN
15 Temmuz kanlı darbe girişiminde eski adıyla Boğaziçi Köprüsü'nde FETÖ'cü askerler tarafından katledilen 34 şehidin adli tıp raporları acı tabloyu detaylarıyla ortaya koydu. İstanbul Başsavcılığı'nın 15 Temmuz Şehitler Köprüsü iddianamesinde yer alan adli tıp, ekspertiz ve balistik inceleme raporları FETÖ'cü hainlerin, HK33, MG3 ve G3 silahlarda kullanılmak üzere imal edilmiş ve 6136 sayılı yasaya göre 'yasak' niteliğinde fişeklerle, uzaktan atışla 34 vatandaşı vurduğu ettiği ortaya çıktı. Köprüde şehit olan Reklamcı Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un ise sırtlarından vurulduğu belirlendi. Olçok'un arka sağ omuz, oğlu Abdullah'ın ise arka sol omzundan giren birer mermiyle iç kanama sonucu şehit oldukları tespit edildi. Darbecilere direnen vatandaşların vücutlarına isabet eden mermilerle iç ve dış kanama, beyin hasarı nedeniyle şehit oldukları belirlendi.
KROKİLER EŞLEŞTİRİLDİ
İddianamede, şüphelilerden 83'ünün beyanlarına, el svap analizlerine ve kamera kayıtlarına göre olaylar esnasında kesin olarak silah kullandıkları tespit edildi. Şüphelilerin neredeyse tamamının havaya ateş ettikleri yönünde ifade verdiği görüldü. Bazı şüpheli erler ise emir aldık, vurduk diyerek suçlarını itiraf etti. Başsavcılık şehitlerin katillerini belirleyebilmek için kapsamlı çalışma ve analizler yaptı. Köprü krokisi üzerinde şehitler ve katillerin bulundukları yerler işaretledi. Askerlerin silahların türü ile otopsi raporlarında tespit edilen mermilerin karşılaştırılması ile geliş açısına göre yapılan inceleme, şehitlerin katili olan darbecilerin gruplandırarak tespit edilebilmesini sağladı. Buna göre Erol Olçok ve Abdullah Tayyip Olçok'un da aralarında olduğu 27 şehidin 60 darbeci asker tarafından şehit edildiği belirtildi. Şehit Timur Akdemir'i öldüren merminin 26 FETÖ'cü askerin silahından çıkmış olabileceği, 6 şehidin ise 75 asker tarafından katledildiği bildirildi. Katliam talimatını veren Yarbay Turgay Ödemiş ve Binbaşı Ahmet Taştan ise üç grupta da azmettirici ve katil olarak yer aldı.
MÜŞTEREK KATLİAMCILAR
Başsavcılık şüphelilerden bir kısmının kesin olarak silah kullandıklarının tespit edilemediğini de belirtti. Ancak olay yerinde bulunan müştekilerin ve tanıkların tüm askerlerin halkın üzerine ateş ettikleri yönündeki ifadeleri, tamamının olay yerinde mevzilenmesi, sabah saatlerine kadar bölgede bulunduklarının güvenlik kamera kayıtlarıyla tespit edilmesi nedeniyle 'müşterek fail' oldukları tespiti yapıldı. Başsavcılık bu tespitini şöyle gerekçelendirdi: "Şüphelilerin aralarında birlikte suç işleme kararı vardı. Darbe kalkışmasına bilerek ve isteyerek katıldılar. Silahlı, mühimmatlı ve teçhizatlı olarak köprüye geldiler. Köprüye ulaştıktan sonra kolluk görevlileri ve vatandaşların tüm uyarılarını göz ardı ederek bölgeyi kontrol altında tutmaya çalıştılar. Çevrede toplanan vatandaşlara uzun namlulu silahlarla ve tank atışı yaparak, öldürme kastı ile ateş ettiler, 16 Temmuz günü sabah saatlerine kadar eylemlerini sürdürerek teslim olmamakta ısrar ettiler. "
DETAYLI ANALİZ YAPILDI
Eski adıyla Boğaziçi Köprüsü'nde şehit olan 34 kişinin katillerinin tek tek tespit için ayrıntılı analizler yapıldı. Başsavcılık, balistik raporları, el svap analizleri, adli tıp raporları ve kamera kayıtlarını baz alarak bir yıl süren detaylı bir çalışmaya imza attı. Yapılan analizlerde de şüphelilerden 83'ünün ifadelerine, el svap analizlerine ve kamera kayıtlarına göre kesin olarak silah kullandıkları tespit edildi. Balistik raporlarının yetersiz geldiği noktalarda da, darbecilerin ateş açtıkları noktalara ait görüntü ve krokiler üzerinde çalışıldı. Maktüllerin bulundukları noktalara göre hangi darbeciler tarafınan üzerlerine ateş açıldığı detaylı bir şekilde araştırıldı.
DELİL OLAN BOŞKOVANLARI KÖPRÜDEN ATMAYA ÇALIŞTILAR
Silah kullandıkları tespit edilen şüphelilerden birçoğunun ifadesi ise şaşkınlık yarattı. Görüntülerde vatandaşlara silah doğrulttuğu açıkça görülen bazı şüpheliler, 'Havaya ateş ettik' diyerek kendilerini aklamaya çalıştı. Bazı şüpheliler ise 'emir aldık vurduk' şeklinde ifade verdi. Uzun namlulu HK33, MG3 ve G3 türünde silahlar ile beylik silahı kullanan 83 şüpheliden bazıları Yarbay Turgay Ödemiş ve Binbaşı Ahmet Taştan'ın ateş emri verdiğini söyledi. Bir şüpheli ise emir üzerine o anki korkuyla denize doğru iki el ateş ettiğini ileri sürdü. İddianamede yapılan tespitlerde, darbe girişimi başarısız olunca şüphelilerin kaçmadan kullandıkları silahların kovanlarını Beylerbeyi Sarayı bahçesine attıkları ortaya çıktı. Bu noktada da aşağıya atıldığı değerlendirilen 29 adet kovana dair analizler de iddianamede yer aldı.
SINIR ÖTESİ YALANI
Dosyada darbeci askerlerlerin İstanbul'da 15 Temmuz öncesi ne şekilde organize oldukları da aktarıldı. Bazı bölgelerde tatbikat adı altında Cuma günü için alarm verildiği belirtilerek firari şüphelilerden 2. Zırhlı Tugay Komutanlığı 2'nci Tank Tabur Komutanı Kurmay Yarbay İrfan Arat'ın, 14 Temmuz'da bölük ve takım komutanları ile bir toplantı yaptığı kaydedildi. Arat'ın toplantıda, "Arkadaşlar ben size güveniyorum. Burada normalde karargah subaylarını çağırmam gerekiyordu ancak ben sizleri çağırıyorum. Bu mesele ordu komutanı tarafından duyulursa tugay komutanının başı yanar. Cuma gecesi zırhlı araçlarla tatbikat yapılacak. Bu tatbikat Suriyelilere verilecek vatandaşlık sonucu sınır ötesi bir harekat yapabilme ihtimalimize karşı yapılacak" dediği aktarıldı.
Kaynak: Karar Gazetesi