Aziz Türk Milleti, Değerli Elazığlılar;
Hakkari'nin Çukurca İlçesi Haksel Dağı bölgesinde yapılan arazi arama tarama çalışmaları sırasında mayın patlaması sonucu şahadet şerbetini içen, Hakka yürüyen aziz hemşerimiz Uzman Çavuş Metin Koza’yı kaybedişimizin hüznü içerisinde; şehidimize Allah (c.c.)’tan rahmet, başta ailesine, Aziz Milletimize ve değerli hemşerilerimize sabrı cemil dilerken, küresel eşkıyaların kışkırttığı ve yönettiği terör belasından aziz milletimizi kurtarmasını niyaz ederiz.
Rabbim; her türlü fitne belasını fark etmemizi, bu millet üzerinde oynan oyunlara düşmememiz için ufkumuzu, günlümüzü, fikrimizi aydınlatsın. Nefsimize zayıf düşürmesin.
Aziz hemşerilerimiz,
Okullar tatil oldu, çocuklarımız dinlenmeye çekildi, eğitim- öğretim kadrolarımız da gelecek sene verecekleri eğitim sürecinde başarı için bir yılın muhasebesini yaparak, bir sonraki öğretim yılında daha verimli olmak için yoğun geçen bir mesleki çalışmayı tamamlayarak onlar da tatile başladılar.
Ancak, sürecin muhasebesinde yapılması gereken; Eğitim-öğretim boyutunda ne kazandık sorusuna ne cevap verildiğinin en iyi değerlendirenler elbette ki öğrencilerimizin anneleri, babaları ve toplumun kendisidir.
Bilgi bazında çocuklarımız bir önceki yıla oranla az da olsa, bir şeyler öğrendikleri muhakkak…
Ya, eğitim düzeyleri…
Büyüye saygı, küçüğe sevgi, örfümüz, töremiz, imani ve ameli yaşantıda tutarlılığımız yönünde çocuklarımızın kazanmaları gereken “DEĞERLERLERİMİZ” hangi düzeyde…
Aziz Elazığlılar,
· Önce kendimize sormamız gerekir ki;
· Çocuklarımızın öğrendikleri bilgi düzeyleri bir yana, eğitimlerinden ne kadar memnunuz?
· Eğitim sürecinde çocuklarımızın kazanması gereken değerleri düşünürsek, ne kazandılar?
· Kaybettiklerimiz var mı?
· Sahi neler kaybediyoruz?
· Okullardan ne beklediğimize karşılık, bizlerde nefsimizi sorgulamalı, gelecek yıl için ne beklediğimize karar vermeliyiz…
· Bizi biz yapan, başka milletlerden ayıran, temel değerlerimizi kazanmak/kaybetmek yönünde nefsimizi sorgulamamız gerekmiyor mu?
· Çocuklarımızın eğitimi yerine sadece öğretime odaklanan okul yapılarındaki dönüşümden memnun muyuz?
Bu dönüşümde, yaşanan bozulma sürecinden sadece okullar mı sorumlu? Ciddi olarak düşünülmesi gereken bir sorun olduğunu düşünüyoruz…
Okulların ağırlıklı olarak öğretime odaklanmaları, eğitim açısından da azalan işlevlerine karşılık, yaygın eğitim işlevi gören Medya kuruluşlarının, yerel düzeyde yayın yapan televizyonlarımızın sorumlu ve ilkeli yayın yapmalarına karşın, özellikle; Ulasal düzeyde yayın yapan televizyonların tesirinde toplumsal yozlaşma hız kazanmaktadır.
Oysa eğitim insan için ise, onun yaratılış gayesine uygun olmalı, bu yönde kurgulanmalı, toplum değer yapısı ile uyumlu yapılanmalı, bu yönde işlev gören her kurum ve kuruluş aynı hedefe koordineli çalışma içine girmeli, bu yönde de denetlenmelidir.
“Biz insanı sınavdan geçirmek amacı ile karışım nitelikli bir sıvı damlasından yarattık. Bunun için onu işitme ve görme yetenekleri ile donattık.” diyen Yüce Allah (c.c.), insanı, karışım nitelikli su damlasından yaratırken iş olsun diye, boşuna ya da rastgele yaratmadı. Tersine onu imtihan etmek, denemek için yarattı.
Bundan dolayı o, insanı duyu organları ve algılama yetenekleri ile donatmıştır. Amaç, onun algılayabilmesi, karşılık verebilmesi, nesneleri ve değerleri kavrayabilmesi, bu algılara ve kavramalara dayanarak hüküm verebilmesi ve seçim yapabilmesi ve yaptığı tercihlere göre sınavını başarı ile geçmesidir. (Fizilali’l Kur’an)
Anneye, babaya, eğitim kurumlarına düşen görev de, yarınlarımız olan çocukları bu sınavda başarılı olmalarını sağlamak olmalıdır…
Bu amaca zarar verme riskine karşılık da süreci takip etmeli, hatalı gördüğü hususlarda hakkın ararken, demokratik tepkisini de göstermeli, bilmemeleri ihtimaline karşılık uyarıcı görevini de yerine getirmelidir.
Eğitim, bireyi şahsiyet sahibi olmalarını sağlamalı, Allah’ın (c.c.) verdiği en kıymetli hazine olan aklını kendi iradesi dahilinde kullanmayı öğretmeli, algılayabilmesini, karşılık verebilmesini, nesneleri ve değerleri kavrayabilmesini, bu algılara ve kavramalara dayanarak hüküm verebilmesini ve seçim yapabilmesini ve yaptığı tercihlere göre bugünü ve yarını kazanma veya kaybetme durumunda kalacağının farkındalığına ulaşmasını sağlamalıdır.
Aziz Elazığlılar,
Bu yönde medyanın da takibi, TV programlarının hatalarını risklerini de izlemek gerekir.
Kanal D programlarından olan “Şanslı Masa” programının yayın saati, izleyici kitlesi ve aldığı reyting göz önüne alındığında, değerler eğitimi açsından, olası zararları Türk Ocakları Elazığ Şubesi ve Eğitim 2023 Derneği olarak bizleri rahatsız etmektedir.
Bu program içeriğine bakıldığında; eğlenme amaçlı olduğu, birilerine para kazandırmaya odaklı olduğu söylenebilir.
Ancak, şahsiyeti henüz olgunlaşma sürecinde olan çocuklarımız açısından, kulaklarına yerleştirilen mikrofonla fısıldanan her emri, az bir dünyalık için yerine getirmeleri gerektiği temel senaryosu üzerine kurgulanan programın, olumlu bir kazanıma hizmet etmeyen, bilakis çocuklara, gençlere, az bir dünyalık için, (birkaç bin lira para ödülü) en temel değerlere, edebe, ahlaka, etik normlara, toplumsal değerlere ters düşen ve mikrofonla kulağına fısıldanan her emrin yerine getirilmesi esasına dayalı olan bu programın, çocuklarımız ve gençlerimize para karşılığında her türlü çirkin, edep ve ahlaka, toplumsal değerlere ters düşen söz, eylem ve davranışların yapılabileceğini öğretmek gibi ciddi bir risk taşıyan programı, yapımcılarını kınıyoruz.
Bu yönde Kanal D yöneticileri başta olmak üzere, program yapımcılarını uyarmak açısından, kamu adına bu kurumların denetiminden sorumlu olan yöneticilerimizin dikkatini çekme yönünde siz aziz hemşerilerimizi demokratik tepkilerimizi göstermeye davet ediyoruz.
Metin AKGÜN
Türk Ocakları Elazığ Şube Başkanı
Eğitim 2023 Derneği Elazığ İl Temsilcisi