Haftada 3 gün kutlama var

TAKVİMLERE DARGINIM…

Dargınlığımın sebebi, zamanın su gibi akıp gitmesi, ömür denen sermayenin bitmesi filan değil. Yaşlanmak ve sonu belli bir yolun sonuna doğru gitmek de değil. Takvimlerin bizi zamana yenik düşürerek ölüm denilen gerçek hayata doğru sürüklemesi de değil…

Takvimlere dargınlığım içerik ve türden de değil. Ay takvimi, güneş takvimi, miladi takvim, hicri takvim.vs için de değil..Ya da belgesellerde izlediğimiz gibi isimlerini hayvanlardan alması yılan yılı, timsah yılı, ayı yılı, fare yılı olması da beni küstüremez. Benim takvimlere dargınlığım yine eğitim camiası ve eğitimin bir sorunu ile ilgili… Anlatayım efendim…

Erinip üşenmeden Milli Eğitim Bakanlığının Resmi Web sitesinde yayınlanan ve İlköğretim ve Orta Öğretim Kurumları Sosyal Etkinlikler Yönetmeliğine göre Kutlanması gereken belirli gün ve haftaların aylara göre dağılımını çıkardım. (Meraklısı eylül 2005 Tarih ve 2576 sayılı Tebliğler Dergisine bakabilir.)

Bir yılda ilköğretim ve ortaöğretim okullarımızda anılacak ve kutlanacak, 119 adet belirli gün ve hafta var. Bir takvim yılının 52 haftadan ibaret olduğu gerçeğinden hareketle basit bir hesapla ortalama her haftaya 2,29 gibi kutlama etkinliği düşüyor ki haftalık çalışma günü sayısının 5 olduğuna göre, her haftanın yarısına yakın günü anma ve kutlama etkinlikleri ile geçmektedir. Eğitim öğretim yılının 32 haftadan ibaret olduğu düşünüldüğünde ise bu ortalama 3,72 ye çıkıyor.

Şu gerçeğe işaret etmeden geçemeyeceğim. Yılda anılması ve kutlanması gereken 119 haftanın tamamının kutlanmadığını biliyoruz. Kutlanmasının mümkün olmadığını da biliyoruz. Bir ülkenin her anılası, kutlanası günlerinin öğrenciler üzerinden götürülmesi de gerçekten üzerinde durulmaya değer bir konu…

Buradan eğitimcilerin yumuşak karnı Vatan! Millet! Sakarya! Edebiyatını bir kenara bırakarak gerçeklerle hareket etmekte yarar var. Hiç bir Türk Çocuğu tarihini, milletini, değerlerini öğrenmeye karşı çıkmaz, eğitimci ve öğretmenler de karşı çıkmaz ama, artık okullara, ilçe ve il milli eğitim müdürlüklerine ciddi bir yük olan bu protokol programlarından kurtulalım.

MEB Okullarda On-line bir anket yapsın bu gerçeği çok net olarak görecektir.Bayramlara anma ve kutlama günlerine hazırlanıyoruz diye öğrencilerimizin dersleri heba edilmektedir. Bunun yerine bu işlemler gönüllülere(halk oyunları ekipleri, spor kulüpleri, derneklere, vakıflara, STK lara verilip okullarımızdan bu yük alınabilir.) Okullar elbette yine sunabilecekleri katkıları azami oranda sunarlar. Ama tüm yükü öğretmen ve öğrencilere yüklediğinizde, doğal olarak onlar da tüm ilçenin huzurunda gerçekleştirecekleri bir programın mükemmel olması arzusu ile birçok asli görevlerini ihmal etmekte, buna adeta zorlanmaktadırlar.

İlk anda Eğitim Etkinliklerinin yanında adeta ana yemeğin yanında garnitür misali ,-belki -iyi niyetle takvimlere sıkıştırılarak okullarda anılması kutlanması istenen bu günler artık asıl okulun varlık sebebi olan eğitim-öğretimin yerini almaya başlamıştır ki, bundan sadece yine bu ülkenin dersi aksayan çocukları zarar görür.

Hepsi bundandır demek elbette insafsızlık olur ama: Zümre toplantılarında ŞÖK lerde

-Hocam Çocuk Lise birinci sınıfta ama okuma-yazma yok, temel dört işlem becerisi yok sızlanmalarını çok duyacağız gibi… Okulun temel görevi eğitim-öğretimdir. Okullar protokol işlemlerinin uygulama sahası değildir. Milli Eğitim Bakanlığının ürettiği eğitim öğretim hizmetinin en kritik noktaları, okullardır. Bunca bina, masraf, personel, araç gereç okulların bu asli görevlerini çağın gereklerine göre yerine getirsinler diye harcanmaktadır. Zaten 180 iş günü ile sınırlı olan bu temel faaliyetler ”Gürültü işleri” ile heba edilince sonra yakınıyoruz. Türkiye’de 8 yıllık Temel eğitimin eğitim ortalaması 3,5-4 yıldır, diye. Bu ortalamayı düşüren de bizleriz.

“Gürültü işleri “ tabirimi mazur görmenizi tüm okuyuculardan istirham ediyorum. Neden “gürültü işi” dediğimi yaşanmış bir anı ile açıklayacağım. Aylardan ağustos…Okullar  kapalı öğretmen ve öğrenciler tatilde…Köydes projesi kapsamında tamamlanan bir köy yolunun açılışı yapılacak.Törene Sayın  il protokolu da katılacak…Kaymakamımızda bir telaş…Bu yükü kime yüklersek götürür?

Tabii ki Milli Eğitime…Yol köy yolu..Yapan İl Özel İdaresi…Tören Valiliğin töreni..Tören  organizesi İLÇE MİLLİ EĞİTİME…Angarya işler müdürlüğü mü Milli Eğitim Müdürlüğü mü siz karar verin.

Müdür bey, açılış törenimiz var. Masa sandalye bulalım, kürsü bulalım, ses düzeni bulalım, araç bulalım, bayrak, Atatürk posteri bulalım,bulalım,… Belediye ile irtibat kuralım. Bulalım bulalım ve bunları X  köyündeki törenin yapılacağı alana götürelim.

-Emredersiniz Efendim ama…

-Ama’sı filan yok bulalım.

-Tamam efendim bulalım.

İlçe Milli Eğitim Müdürü ve Şube Müdürleri  tüm personeli seferber eder. Bulalım ve götürelim iyi.. Tamam…

-Kaymakam Bey’den  yeni bir telefon…

-Ne yaptınız Müdür bey?

-Bulduk buluşturduk, yaptık, yakıştırdık efendim her şey hazır konuklarımızı bekliyoruz…

-Vali beyi karşılamak için Halk Dansları Ekibi buldunuz mu?

-Hayır efendim.

-Hemen x öğretmeni y okul müdürünü ara Halk Oyunları ekibi de gelsin.

-Efendim çoc…

Efendim Öğr…

-Bulun Müdür bey!

-Efendim Öğretmen de çocuklarda tatildeler…Aylardan Ağustos..Kim bilir nerdeler? Nerden bulalım?

-Ben anlamam bulun!

Bu kez HER ŞEY TAMAM, GÜRÜLÜTÜ EKSİK diye düşer müdür bey yollara… Okullar aranır, öğretmenler aranır, halk dansları oynayabilen çocuk bulunur. Çocuklar taşımalı eğitimde bir taşıma merkezi okula gelip-gitmektedir ama aylardan ağustostur ve okullar da tatildir. Köylerden halk danslarını bilen çocuk topla… o köyden o köye…Bulun efendim ben anlamam..

-Ekip bulundu bu kez de davulcu –zurnacı mehter ara…

-Efendim ekip kuruldu Zur…Nacı ve dav..ulcu yok.(Kekeleme bana ait)

-Onu da bulursun müdür bey! Sen onu da bulursun?”Çerkez beyine Fötr şapkayı ver ekmek,  yemek istemez dolaşırmış beyim diye”…Biz de taşranın eğitimlerini yöneten Çerkez Beyleri gibi Müdür Bey! Denilerek tüm angarya işler vurun sırtına Milli Eğitimin…

Bu tür diyaloglar İlçe Milli Eğitim Müdürleri ile Kaymakamlar, İl Müdürü, Müdür Yardımcıları ile Valiler arasında hemen her hafta -sözüm ona bu anma ve kutlama günleri-,protokollü açılış, temel atma törenleri için yaşanmaktadır.

-Bulur bizim taşranın milli eğitim müdürleri,  şube müdürleri… Davulcuyu da zurnacıyı da bulur. Biz arama ve bulma müdürleriyiz. Her kime ne lazım ise arar ve buluruz. Bulamazsak buldururuz. Yeter ki yolumuz açılsın ve protokol davullu, zurnalı bir gürültü ile karşılansın. Aradan o kadar zaman geçti. O tören için, tatilde, ağustos ayında gürültülü bir törenin gürültü kısmına davulcu, zurnacı halk dansları oynayabilen çocuk bulmak için çektiğim işkenceyi hala unutamadım. Bu fani aleme teşrif ettiğim günden o güne kadar böyle bir işkence -askerlik dahil- yaşamamıştım.

Buradan şuraya vurgu yapmak istiyorum. Her alanda olduğu gibi zamanla iyi niyetle ihdas ettiğimiz kimi gerekli gereksiz işler asılların yerine geçmekte, okullarda öğretmen ve okul yöneticileri bu işlere zaman ayırmaktan, ilçelerde ve illerde eğitimi yönetenler bu işlerle uğraşmaktan asıl işlerinin ne olduğunu karıştırır hale gelmişlerdir. Adeta asıl işleri bayram tören kutlama, zaman buldukça da eğitimin, okulların ve öğretmenlerin sorunları ile ilgilenir olmuşlardır. Oysa bir okulun müdürü nasıl ki o okulda eğitimin ve öğretimin lideridir ve mesaisinin en az %80 nini okulun asıl işlevine eğitim öğretime ayırması gerekir. İlçe ve iller içinde aynı şey geçerlidir. Bir ilçe milli eğitim müdürü ve il  milli eğitim müdürü ve yardımcıları da eğitimin sorunlarına mesailerinin en az %80 nini ayırmak zorundadırlar. Bu başarı için gerekli azami orandır. İş yapmak istemiyorsan toplantı yap artık tek geçer yol olmuş, eğitimi yönetenler, tören etkinlik, toplantıdan asıl işlerine bakamaz durumdadırlar.

Hiç kimse unutmasın ki okullar eğitim öğretim için, öğretmen ve diğer tüm eğitim çalışanları da çocuklar için vardır. Tamam anılması ve kutlanması gereken, tarihe yön veren kimi günleri elbette analım, kutlayalım ama artık bu devirde, bilginin ışık hızıyla yayıldığı 21. yüzyılın çocuklarına eğitim-öğretim görecekleri haftada her 5 (günün=30 SAAT) günün 2,5 gününü bu etkinliklere ayırmaya bilmem gerek var mı? Sahnelenmesi 1 saat süren bir programın hazırlığı için öğrenci ve öğretmenler en az bir ay çalışmaktadır. En küçük aksaklıkta protokole dahil muhteremlerin burun kıvırması, beğenmemesi, küçük bir aksaklık için ilgili ve yetkililerin fırçalanması da cabası…

Bu konu uzun yıllardır her eğitimcinin sızlandığı ama bir türlü sözlenip söyle(ye)mediği konudur. Çeşitli platformlarda hep ifade edilir. Bu ülkenin tek memuru öğretmenler mi ? Cumhuriyet sadece öğretmenler için mi ilan edildi? TBMM sadece öğretmenler için mi açıldı? Atatürk sadece öğretmenlerin mi lideridir? Samsun’a sadece öğretmenler için mi çıktı? Gibi sorular zihinleri tırmalar durur…

Son bir anı ile bitirelim. Taşranın bir toplantısında bu durum zamanın  İl Milli Eğitim Müdürüne aktarılır…Her törende, her açılış ,her kapanışta öğretmen… Bu ülkenin başka memuru yok mudur diye?

Müdür bey yılların tecrübesi ile cevabı Nasreddin Hoca gibi yapıştırır.

Size, bana değil de Vali bey bu görevi Orman Müdürü ne mi versin?O ağaç işleri ,biz insan işleri müdürüz…Hakkınız yok değil..ama Hayatın gerçeği de bu…

Ne diyelim takvimlere dargınım. Her Ağustosta BULUN MÜDÜR BEY BULUN! yıl dönümü gelir ve rüyalarımda bile davulcu zurnacı aramaya koşarım… Ağustos ayında  tozlu köy yollarında. Güzel ülkemin güzel insanlarının dağda taşta fellik fellik ELLİK(Tokat’a ait bir halk dansı), yanlama, ağırlama, karşılama oynaması için.. …Bu kabusu her Ağustos ayında yine yeniden yaşarım… Son  teklifim bu anılması kutlanması gereken 119 güne bir de BULUN MÜDÜR BEY BULUN GÜNÜ ekleyelim 120 olsun… Olmuş iken tam olsun. Anlarsınız ya..Ağustos yaklaşıyor da….Benim her Ağustos AYINDA YAŞADIĞIM BULUN MÜDÜR BEY BULUN NÖBETİ geliyor…Takvimlere dargınlığım bu yüzden. Her yıl  bana aynı kabusu yaşatıyor olmalarından…

 

EMİN KÜÇÜK

REŞADİYE-TOKAT 

http://ueyder.org/haberler/dernek-etkinlik-haberleri/201.html

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

MEB PERSONEL Haberleri