Kötünün şöhreti çabuk yayılıyor. Milyonlarca insan düzgün, hakkaniyetli, insan vakarına yakışır biçimle yaşadığımız halde birkaç uç yaşamın hikayesi tüm sokaklarımızı fır dolanıyor. Sosyal medyada öyle bir cadı kazanı kaynatılıyor ki sanki bu bütün mahallelerimizin, sokaklarımızın, evlerimizin hal pürmelalidir gibi lanse ediliyor. İnsan ne ediyorsa kendi eliyle ediyor. Tanımadığı, aslını neslini bilmediği kimselerle sanki ailesinden bir parçaymışçasına yaşam kuruyor. Evvelini bilmediği ahirinde haberdar olmadığı kimselerle kardeşlik hukuku tesis etmeyi hayal ediyor. Hikâyenin sonu hep hüsran. Oysaki her kale içeriden korunur. Kaleyi koruyacak içeride tesis edilmiş burçlar, hatlar, barikatlar, muhafızlar. Kalenin kapısını açtınsa bir kere artık sınırı, haddi, hududu korumak ne mümkün? Kişi kendinden mesuldür. Kendisi sınırlarını çizmeli, kendisi bataklıktan uzak durmayı öğrenmelidir. Bir kez girdinse bataklığa artık çamurdan, kirden kendini nasıl muhafaza edebileceksin ki? Mesele kirlenmemek değil kirden, pasaktan alabildiğine uzakta yaşayabilmek. Kendisine merhamet etmeyen, kendini korumayı özgürlüğe müdahale zanneden, daima yanı başında sağlam muhafızları olan ailesinden kaçan birini önce kendinden korumak gerekeceği için başarılı olunmuyor. Bulunmak istemeyeni kim bulabilir ki? Sevgiyi, muhabbeti başka hanelerde arıyorsan ağır bir bedeli çağırıyorsun demektir.
İyi hep saklanır. Şöhret olan çirkindir. Meşhur olan çirkinliğiyle meşhur olur. Çirkinlik şöhret bulur. Tarih bilime adanmış, insanlığı yüceltmiş kaç kişiyi şöhret etmiştir ki? Şöhret bulanlar yakanlar, yıkanlar, yok edenler. Şöhret bir bataklık gibi etrafına kalabalık sinekleri toplar da bir şey var sanırsın.
Hayır umutsuzluk değil konuşulacak olan. Daima insanlığın yüceltildiği bir bahçe vardır. Daima iyinin yaşadığı bir semt olur. Zaman ve çağlar değişse de binilecek bir Nuh’un gemisi hep vardır. Yapman gereken sadece bu semtin sakini olmayı becerebilmektir. Birkaç tane insanımsı canlının yediği herze sokağa umutsuzluk olarak dönmemeli. Kötülüğün meşhur olmasına fırsat tanımayacağız. Medeniyetler kurmuş, şehirler inşa etmiş, insanı yüceltmiş, canlıyı yaşatmış, her çağda sığınılacak liman olmuş milletimizin efradı olarak bizler iyiliğin tarafı olacak, iyilerden yana duracak, iyi insan olmayı arzulayacak, kötülüğün şöhretine odun taşımayacak, umudun fideleri olacağız.
Güzel duyulmaz sesi kısık diye yok sayma; insanlığa misal olacak nice dürüst, erdemli, vicdanlı, hakperest… insanı sinesinde yaşatır bu evler. Bayram Akyüz - Ekim 2024