Kültür, farklı şekillerde tanımlanan ve 169 çeşit tanımı olduğu ileri sürülen bir kavramdır. Marx kültürü; doğanın yarattıklarına karşın insanoğlunun yarattığı her şey olarak tanımlar. Başka bir tanımda kültür, toplumun yaşam, geçim ve düşün biçimi, toplumun değer ve inançları, yaşam tarzı olarak ele alınır. Genel olarak toplumun yaşam biçimini temel alması, gelenek, görenek ve ritüelleri ortaya çıkarması açısından kültür, bir toplumun rengini, farklılığını ve varlık nedenini oluşturur. Toplumlar gibi her örgütün de farklı bir kültürü, değer sistemi, inançları ve tercihleri vardır. Bu da örgüt kültürü olarak tanımlanır.
Okul yapısı itibariyle örgüt özelliği gösterir. Okulun resmi olarak tanımlanmış görevi, okul çalışanlarının rolleri, sorumlulukları, okulu diğer okullardan ayıran özellikleri vardır. Bu özellikler, okulun kültürünü ifade eder. Güçlü okul kültürü değişimin, yenileşmenin ve gelişmenin kaynağı olabileceği gibi, statükonun da temsilcisi olabilir. Bu sebeple, değişimi destekleyen okul kültürü tercih edilir.
Güçlü okul kültürünü yaratmanın yolu, kültürün ögelerini okulda hayata geçirmekle mümkün hale gelir. Okulun adı, okula adını veren kahraman ya da hikâye, kültür yaratmada en önemli başlangıç noktasıdır. Örneğin, okulun adı “Cengiz Topel İlkokulu” olsun. Eğer okul müdürü, öğretmen ve öğrenciler, Cengiz Topel’in kim olduğunu bilmiyorsa, o okulda bırakın güçlü okul kültürü yaratmayı, vasat bir kültürel ortam dahi yaratılamaz. Cengiz Topel kimdir? sorusunu cevaplandırırken, ilkokul birinci sınıf öğrencisi, göğsünü gere gere, “Cengiz Topel pilot yüzbaşıdır. 1964 yılında Kıbrıs’a yapılan uyarı uçuşunda, uçağı Rumlar tarafından uçaksavarla vurulmuş ve paraşütüyle uçaktan atlamış, daha sonra da hastanede şehit olmuştur.” İfadelerini söyleyebilmesi gerekir. Okulun bir köşesinde Cengiz Topel’in fotoğrafları, vatana yaptığı hizmetleri, hayatı ve başarıları yazılmalı, “Cengiz Topel Köşesi” oluşturulmalıdır. Öğrenciler, böyle bir kahramanın adının verildiği bir ilkokulda öğrenci olmanın coşkusunu, heyecanını yaşamalıdır. Bu durum, örgüt kültürünün kahramanlarını içerir. Güçlü örgüt kültürü için iyi bir başlangıçtır.
Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesinde öğrencilere konferans vermek amacıyla davet edildim. Öğrencilerin sessiz sakin olmaları, pür dikkat beni dinlemeleri ilgimi çekti. Müdür yardımcısına bu durumun nedenini sorduğumda, öğrencilerin genelde sakin olduğunu söyledi. Okulun koridorunda gezerken duvara asılmış tüfek, kılıç gibi askeri malzemeler vardı. Bu askeri malzemelerin neden camekân içerisine koyulduğunu sorduğumda, 1914-1918 yılları arasında okulun öğrencilerinin Çanakkale savaşına katıldıklarını, bu savaşta öğrencilerin çoğunluğunun şehit olduğunu, 1919 yılında hiç mezun veremediğini öğrendim. Öğrenciler daha sonra da Kurtuluş savaşına katılmışlar ve çok az öğrenci geri dönmüş. Öğrenciler tüfeklerini teslim etmemişler. Yeniden savaş çıkar gerekçesiyle okulun duvarına asmışlar. Okula kayıt olan öğrenciler, okulun koridorunda tarihin isimsiz kahramanlarının arasında gezmekte ve bir duygu yoğunluğu yaşamaktadırlar. Öğrencilerin ensesinde bir ses sanki onlara şöyle demektedir: “Ben de senin gibiydim. Öğretmen, doktor, avukat olacaktım. Hayallerim vardı ve bu okula geldim. Savaş çıktı cepheye gittim. Ülkem bağımsız olsun, sizler onurlu yaşayın diye savaşa katıldım şehit oldum. Benim oturduğum sırada şimdi sen oturuyorsun. Gevşeklik yapma, tembellik yapma. Vatanını sev. Hâlâ ne diye oyundasın oynaştasın, sen de Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasın…” Bu duygu yoğunluğunu yaşayan çocuklar, okulda daha bilinçli, daha duyarlı ve sorumlulukları konusunda daha istekli davranırlar. Bu duyguyu, bu inancı veren, okulun tarihi, okulla ilgili anlatılan hikâyeler, okulla ilgili anlatılan örnek olaylar, kahramanlar ve yapılan törenlerdir.
Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi’nde, her pazartesi ve cuma günü bayrak töreninden sonra Abdurrahmanpaşa Lisesi Marşı’nı okuyarak töreni sonlandırdıklarını öğrendim. Bu marşın sözleri şu şekildedir:
KASTAMONU LİSESİ MARŞI
Hür gençliğin sesidir çınlayan,
Her gönülden taşar bu vatan,
Türk ırkının şanına şan katan,
Her toprak üstünde bir zafer yaratan...
Kuvvet bizde iman bizim,
İlim bizde irfan bizim,
Yurda feda bu can bizim,
Aşık’ız aşkımız bu vatan bizim...
Alnımızda bilginin nuru yanar,
Kalbimizde en yüce duygular yaşar,
İrfan meşalesi yurda lisemiz,
Kastamonu Lisesi gençleriyiz biz...
Söz - Müzik: Nedim ÖNUÇAN
Türkiye’de kaç lisenin marşı, güçlü bir geçmişi, ritülleri, kahramanları ve hikâyeleri vardır. Kastamonu Abdurrahmanpaşa Lisesi bu güçlü kültürel zenginliğini dokuzuncu sınıfa gelen öğrencilere kazandırmakta, okulda güçlü değerleri, normları ve seremonileri tesis etmektedir. Bu okulda Arif Nihat Asya, Orhan Şaik Gökyay, Behçet Necatigil, Rıfat Ilgaz, Vasfi Mahir Kocatürk, Abdülbaki Gölpınarlı, Zeki Ömer Defne gibi ünlüler öğrencilik yapmış, okul Türkiye’ye sayısız mühendis, tıp doktoru, siyasetçi ve bilim insanı yetiştirmiştir. Okulun öğrencileri bu okulun başarılı kişileri ile özdeşleşmekte, eski mezunlardan gurur duymakta ve kendileri için de bir motivasyon kaynağı olmaktadır.
Uşak’ta “Miralay Halid Bey İlkokulu” vardı. Bu okulun bir ara adı değişecekti. Buna bir ilköğretim müfettişi itiraz etmişti. Miralay Halid Bey’in adının bu okulda yaşaması sağlandı. Miralay Halid Bey kimdi? Halid Bey’in 26 Ağustos’ta başlayan ve beş gün süren Büyük Taarruz sırasında üstün gayretleri görüldü. 2 Eylül 1922 günü yanındaki bazı komutanlarla birlikte teslim olan Yunan başkumandanı General Trikopis’i esir aldı ve bu başarısından dolayı Mustafa Kemal Paşa tarafından kutlanarak 31 Ağustos 1922’den geçerli olmak üzere Büyük Millet Meclisi hükümetince miralaylığa terfi ettirildi (3 Eylül 1922). Bu okula gelen öğrenci Miralay Halid Bey’i bilmezse, vatan için mücadele edenlerin kıymetini nasıl öğrenecek? Okulun adı Prof. Dr. Cahit Arf Ortaokulu ise, öğrenci Cahit Arf’ın matematik alanında çalışan bir bilim insanı olduğu bilmesi, hizmetleri konusunda yeterli bilgi ve beceriye sahip olması, okul kültürü yaratmak açısından son derece önemlidir.
Okullarda yapılan törenler, anma günleri, okulda kullanılan dil, okulun mimarisi, okulun forması, okulun rozeti, flaması, okulun kültürel zenginliğini ifade eder. Güçlü okul kültürü akademik başarıdan tutun da ilişkiler ağına, sosyal sermaye ve sosyal ağların oluşumuna kadar pek çok olumlu duruma alt yapı oluşturur.
Sonuç olarak okul kültürü kendiliğinden oluşmaz. Okul kültürü tarihsel süreç içerisinde oluşan olayların, değerlerin, normların yansıması sonucu oluşur. Okul kültürünü oluşturmak kadar, okul kültürünü yaşatmak, okul kültürünü gelecek kuşaklara aktarmak da o kadar önemli bir durumdur. Kayseri Lisesi, Afyon Lisesi gibi Anadolu’da bulunan liseler, bu bağlamda yüzyıllık geçmişe sahip önemli eğitim kurumlarıdır. Okulunuzun güçlü bir tarihi geçmişi olmaması, güçlü okul kültürünün yaratılamayacağı anlamına gelmez. Okulun anma günleri, forması, törenleri, okuldan mezun olan kişiler, rozetleri, okulla ilgili hikâyeler, okulun kültürünü yaratmada işe koşulabilir. Önemli olan okulda homojen bir yapı oluşturmak, ortak bir kültür dili sağlamak, bu değerleri öğrencilere, öğretmenlere ve eğitimci olmayan personele kazandırmaktır. Okul kültürü bir kimliktir. Okul kültürü, okulun kimliği, yol göstericisi ve güçlü teamüllerin yaratıcısı ve sürdürücüdür.
Prof. Dr. Necati CEMALOĞLU