29 Aralık Cumartesi günü Türk Eğitim-Sen’in öncülüğünde ataması yapılmayan öğretmenler için Şubat döneminde atama yapılması isteğiyle Ankara’da bir miting düzenlendi. Bu mitinge Anadolu Eğitim-Sen ve Eğitim-İş Genel Başkanları da destek verdiler.
Öğretmen adayları, bu sorunlarını dile getirirken Eğitim-Bir-Sen ve Eğitim-Sen’in kendi yanlarında olmak yerine eften püften işlerle günü kurtarmaya çalıştıklarını da görmüş oldular. Zira biri “Gravat”, öbürü de “Eşofman” derdinde eylemlilik süreçlerini sürdürüyorlardı.
AKP iktidara geldiğinde ataması yapılmayan öğretmen sayısı 72 bin idi. Başbakan, seçim meydanlarında ataması yapılmayan tüm öğretmenleri atayacağının taahhüdünü veriyordu. Bugüne gelindiğinde ise ataması yapılmayan öğretmen sayısı 350 bin…
Türk Eğitim-Sen’in yapmış olduğu araştırmaya göre 64 ildeki ücretli öğretmen sayısı 52 bin 937. Oysa Ömer Dinçer ücretli öğretmen sayısını 13 bin olarak açıklamış.
OECD Bir Bakışta Eğitim 2012 Raporu’na göre: Ülkemizde öğretmen açığı, ilköğretimde 136 bin 438; ortaöğretimde 40 bin 709. Toplamda ise: 177 bin 147’dir.
Ataması yapılmayan öğretmenler sorunu gün geçtikçe katlanıyor. Tam on yıl önce verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmemişken üstüne üstlük sorun daha da can sıkıcı bir hal almaya başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın on yıl önce meydanlarda verdiği sözler koca bir yalan olarak üniversite mezunlarının suratında şamar izi olarak durmaktadır.
Gelin sözü ve sazı Başbakanımıza ve devletlü, haşmetlü bakanlarına bırakalım. Bakalım neler söylemişler:
Başbakan 2002 yılında İzmit mitinginde:
“Şu sisteme bakın hele ülkede 72.000 öğretmen açığı var. Sen sınavla öğretmen seçiyorsun, hangi akla hizmet ediyorsunuz! Bırak da öğretmenlerimiz okul seçsin göreve başlasın, önüne neden engel koyuyorsunuz! İnşallah biz hükumetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenleri göreve başlatacağız ve öncelikli olarak eğitim sorununu çözeceğiz.”
Başbakan 2002 yılında Gaziantep’te:
“Yahu bir sürü bölüm öğretmenimiz boşta geziyor. Resim öğretmeni matematiğe, Müzik öğretmeni Beden Eğitimi dersine giriyor niye öğretmen ihtiyacı var. Ama bakın ki işe bunlar bir de sınavla öğretmen alıyor. O zaman niye okutuyorsun bu öğrencileri yazık değil mi? Öğretmen almıyorum de. Bu evlatlarım okumasın boşuna. Ama biz iktidar olunca inşallah boşta öğretmen adayı olmayacak.”
Başbakan 2002 yılında Samsun mitinginde:
“Buradan sözüm tüm genç öğretmen adaylarına; siz merak etmeyin biz geldiğimizde üniversiteyi bitirdiğinizde ‘Ne yapacağım, sınavı ya kazanamazsam.’ korkun olmayacak çünkü sınav olmayacak.”
Başbakan 2002 yılında İstanbul mitinginde:
“Birçok gencimiz özellikle öğretmen adaylarımız işsiz kaldı. Ülkede eğitim çökmüş, köy okulları kapanmış, merkezdeki okullar bile öğretmen diye can çekişiyorken sen sınavla öğretmen seçmeye kalkıyorsun. Bıraksana genç öğretmenlerimiz gitsin çalışsın. O kadar sene beklet sonra al, o adamda artık heves kalır mı, öğretmenlik yapabilir mi? Ama inşallah biz iktidar olunca öğretmenler okulun bittiği gün hazırlıklarını yapacak, ertesi gün görev aşkıyla okuluna gidecek hiç merak etmeyin.”
Böyle olur Başbakanların çarkı, diyelim ve aşağıdaki açıklamasına bakalım…
Sayın Başbakan ATV’de soruları cevaplıyor ve öğretmen atamaları hakkında sorulan soruya cevap veriyor:
“Belli bir kalite var, yani KPSS’de de kalkıp 70 – 80 puanın altına düşeni de eğer bunu alalım dersek o zaman nitelikli öğretmen noktasında maalesef ciddi sıkıntılar yaşanıyor.”
Bakanları da Başbakanımızın kendisinden aşağı değildi hani... Aşağıdaki iki açıklama en güzel örnektir.
12 Aralık 2010 Nimet Çubukçu önümüzdeki yıl 55 bin öğretmen alımının yapılacağını ve Ağustos ayında atamalarının gerçekleşeceğini, Eylülde okullar açıldığında tamamının görevlerinin başında olacağını söyledi.
16 Mayıs 2011 Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: 2011 yılında 40.000 öğretmen atanacağını ve bu sayının 30.000’inin haziran ayında alınacağını söyledi.
2011 Ağustos döneminde sadece 11.000 atama yapıldı.
Yalanın biri bin para… Yukarıdaki paragraflarda da gördüğünüz gibi on yıl boyunca AKP iktidarı ataması yapılmayan öğretmenlere verdiği sözlerin hiçbirini tutmamıştır. Palavrayla ve yalan yanlış bilgilerle toplum oyalanmış on yılımız heba edilmiştir.
Peki bunca şey olurken “Yetkili sendika” Eğitim-Bir-Sen ne mi yapıyor? … Boyunlarına bağlanmış “Gravatı” çözmekle meşguller. Kankaları da “Eşofman” beğeniyorlar mağaza mağaza gezerek…