GÖREVLENDİRMELER VE 27. MADDENİN UYGULANMA(MA)SI

GÖREVLENDİRMELER VE 27. MADDENİN UYGULANMA(MA)SI

İlgili Kanunda geçici görevlendirmelerin 1 yılda 6 ayı geçemeyeceği ve Yönetmelikte 1 yıl ve daha fazla süreli geçici görevlendirmelerde okul yöneticilerinin yöneticiliklerinin sona ermesi gerekmektedir.

 

MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmelik’te değişiklik yapıldı ve 09.08.2011-28020 tarih-sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe girdi. Böylece  “Yöneticilik görevinin sona ereceği hâller” başlığı altındaki 27. maddenin 1. Fıkrasının “Yurt dışında veya uluslararası kuruluşlarda bir yıl ve daha fazla süreyle geçici veya sürekli olarak görevlendirilenlerin yöneticilikleri,” şeklindeki a bendi;

“Eğitim kurumu yöneticilerinden;

a) Yurt dışında eğitim müşaviri, eğitim ataşesi, eğitim ataşe yardımcısı olarak atananlar ile Bakanlıklararası Ortak Kültür Komisyonu kararıyla görevlendirilenler ve uluslararası kuruluşlarda ya da yurtiçinde bir yıl ve daha fazla süreyle geçici veya sürekli olarak görevlendirilenlerin yöneticilikleri, … sona erer”. Şeklini aldı.

 Yurtiçinde bir yıl ve daha fazla süreyle geçici veya sürekli olarak görevlendirilenlerin yöneticiliklerinin sona ereceği hükmü açık ve net olarak ortaya konuldu. Bu düzenlemenin elbette hem hukuki ve hem de hukuki olmayan tarafları mevcuttur.

 

Öncelikle hatırlatmakta yarar var; MEB Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Atama Ve Yer Değiştirmelerine İlişkin Yönetmeliğin 3. Maddesinden anlaşılacağı üzere, dayanağı “657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 88 inci maddesi”dir. Bu Kanun maddesindeki düzenleme;

“Asıl görevlerinin yanında; …

d) Öğretmenlere; okul ve enstitü müdürlüğü, başyardımcılığı ve yardımcılığı görevleri,

ikinci görev olarak yaptırılabilir.” hükmündedir. Yani okul yöneticiliği öğretmenin asıl görevi değildir. Öğretmenin asıl göreviyle ilgili her hangi bir düzenlemenin bu Yönetmelik kapsamında yapılması da mümkün değildir.

Bu hükme göre; öğretmenlere asıl görevlerinin yanında 2. Görev olarak yaptırılmakta olan okul yöneticiliğinin yanında 3. bir görev verilmesi halinde önceki 2. görevlendirmesinin düşmesi hukuki bir gerekliliktir. Örneğin 2. görev kapsamında okul müdür yardımcılığı yapan bir öğretmen şube müdür vekili olarak görevlendirildiğinde ilgili okul müdür yardımcısız kalacağından hizmetlerin aksaması kaçınılmazdır. Bu yönüyle de bu tür bir görevlendirme Kamu yararı ve hizmetin gereği açısından da sakıncalıdır.

Hukuki olmayan tarafı ise; kendisine 3. görev verilen öğretmenin 2. Görevi olan okul yöneticiliğinin düşürülmesi için 1 yıl süre şartının aranmasıdır. Çünkü 657 sayılı Kanuna göre; 9. Ek Maddede 2 yılı geçemez denilen geçici görevlendirme düzenlemesi değiştirilerek 25/02/2011 tarihinden itibaren 8. Ek Maddede “yurtiçindeki geçici süreli görevlendirme süresinin bir yılda altı ayı geçemeyeceği”şeklini almıştır. Ayrıca aynı Kanunun 87. Maddesindeki “2. Görev yasağına”, 88. Maddesindeki “ikinci görev verilecek memurlar ve görevleri” ile 90. Maddesindeki “birleşemeyecek görevler” konusundaki düzenlemelerine açıkça aykırıdır. 657 sayılı Kanundaki bu hükümlere rağmen ilgili Yönetmelikte yöneticilik görevinin düşürülmesi işlemi derhal yapılmayarak 1 yıl süre tanınmış olması durumu hukuka aykırıdır. Görülüyor ki; Yönetmeliği hazırlayan arkadaşlarımız hukuku ve Kanunlardaki değişikliği takip edememek durumundadırlar.

657 sayılı Kanunun gerek önceki şekliyle 2 yılı geçmemesi gereken ve gerekse yeni düzenleme ile 1 yılda 6 ayı geçmemesi gereken geçici görevlendirmelerin Kanuna aykırı olarak kesintisiz 8-9 yılı bulması TBMM’ne saygısızlık değil midir? Bakanlar Kurulu tarafından imzalanan Yönetmeliğe aykırı olması ile de Bakanlar Kuruluna saygısızlık değil midir?

Demem o ki; geçici görevlendirme konusunda mevzuattaki düzenlemelere yürütme memurlarının uyduğunu söylemek mümkün değildir. Hatta; normu olmayan kadrolara bile geçici görevlendirmelerin yapılır hale gelmesi vahametin boyutunu gözler önüne sermektedir.

Nasıl ki Milli Eğitim Bakanımız, emrine uymayanlara soruşturma açtırmaktadırlar; aynı şekilde hem TBMM ve hem de Bakanlar Kurulu üyelerinin kendilerine yapılan saygısızlığın hesabını sormaları gerektiği kanaatindeyim.

Sevgili dostlar önce kendi vicdanımızı ve sonra da Kamu vicdanını rahatlatmak bizim borcumuzdur.

 

Vehbi SÜMBÜLZADE

      Eğitimci Yazar 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

MEB PERSONEL Haberleri