Dünyanın en güçlü şirketinin icra kurulu başkanı Eric Schmidt ile küçük bir gazeteci grubu dün öğlen bir otelin toplantı odasında buluştuk. Türkiye, internet, yasaklar, gelecek üzerine zihin açıcı bir saat geçirdik. Eric Schmidt hiç de öyle bilgisayar dünyasının garajda şirket kurup parayı vuran haşarı dâhi çocuklarına benzemiyor. 2001 yılında küçük bir şirketken girip ardından bir dünya devi yarattığı Google operasyonunun başında kravatı, takım elbisesi ile ciddi bir yönetici profilinde karşımızda oturuyor. Kendine güvenli olmasında en az ticari başarısı kadar Obama’nın danışmanları arasında yer almasının da rolü büyük kuşkusuz. İlk sorularımızdan biri Ulaştırma Bakanlığı’nın en çok yakındığı konu oluyor. Bildiğiniz gibi özellikle YouTube krizinin yaşandığı günlerde Ulaştırma Bakanı Google ile Türkiye’nin ilişkilerini bir Ömer Seyfettin modunda ‘İncili Kaftan’ kıvamına getirmiş ve “Google’da muhatap bulamıyoruz zaten Google, Türkiye’ye vergi de vermiyor” sızlanmalarını hemen her basın toplantısında söyler olmuştu. Schmidt bu konuda kendinden emin bir şekilde bunun ‘doğru olmadığını’ söylüyor. Türkiye’de bir iletişim ofisinin olduğunu ve vergilerini verdiklerini ekliyor. Masada hiçbirimiz Google’ın İrlanda ile kurulan çetrefilli vergi ilişkilerini ve dünyanın tartıştığı ‘Google ve vergi sistemi’ tartışmasını bir iki soru dışında uzatmıyoruz. Konuşacak çok konu var…
Eric Schmidt’in Türkiye’ye gelmesinin nedenini Cumhurbaşkanı’na internetin önemini anlatmak olduğunu söylüyor. Dün Ulaştırma Bakanı ile bugün Cumhurbaşkanı ile buluşacak olan Schmidt, Başbakan tatilde olduğu için ‘programlar uyuşmadığından’ onunla görüşemeyecek. Bence Başbakan Erdoğan için kaçırılmış büyük bir fırsat. Dünyaya yön veren birkaç şirketten birinin icra kurulu başkanının vizyonu ve Türkiye ile ilgili projelerini konuşmayacaksa, Başbakan bu konuda kiminle neyi konuşacak!
Eric Schmidt’in teknoloji ile ilgili ilginç bazı gözlemlerini sizinle paylaşmak istiyorum. Dünyanın en büyük şirketinin icra kurulu başkanı sosyal medyanın önümüzdeki yıllarda büyüyeceğini, Google’ın ise bu büyüme karşısında ‘arama’ ve farklı ürünleri ile duracağını belirtiyor. Sosyal olaylarda Google’ın demokrasi ya da insan hakları konusunda özel bir duruşu olmadığının altını çizerken Mısır’daki ayaklanmayı Twitter ve Facebook’ta açtığı hesaplarla başlatan bir Google çalışanından da övgü ile bahsediyor. Asıl işlerinin bu tür ayaklanmalarda rol oynamak değil özgür iletişimin altyapısını sağlamak olduğunu vurguluyor. Eric Schmidt’in üzerinde durduğu bir başka konu ise Çin ile Google’ın ilişkileri. Doğruya doğru, konuyu biz oraya getiriyoruz ama her ne kadar bir dönem sıkıntılar yaşansa da Schmidt, Çin’de işlerin yolunda gittiğini savunuyor.
İnternet daha mobilize olacak
Google’ın en önemli ismi ile sohbetimizin bir bölümü de internetin geleceğinin ne olacağına yönelikti. Schmit internette PC döneminin kapandığını söylüyor. Önümüzdeki yıllarda bizimle konuşan akıllı telefonlar dünyasının büyüyeceğini anlatıyor. İlginç bir de tarifi var. Ne yaparsanız yapın hangi iş kolunda olursanız olun gelişimin ‘sosyal, mobil ve lokal’ üçülüsü ile olacağını söylüyor. Yeni mobil telefonlara sizin bir şey sormanıza gerek kalmayacak. Siz sormasanız da onlar sizin ilgi alanınız veya etrafınızdaki olup bitenlerle ilgili bilgileri sizlere iletecekler. Tabii burada en büyük iş teknik altyapıyı kuracak ve büyütecek olan hükümetlere düşüyor. Güçlü bir teknik altyapı ile taşınabilir telefonlar da telefon olmaktan çıkıyor. Schmit’in deyimi ile internette bir çağ dönümündeyiz. Web’in mimarisi değişiyor. Bu hali ile telefonlarla ilişkimiz yeni bir yaşam biçiminin de habercisi olacak gibi gözüküyor.
Eric Schmidt: İnternette filtreleme iyi bir fikir değil
Söyleşinin en can alıcı yeri ise sanırım Çin’in ardından sorduğum Türkiye’deki filtreleme düzenlemesi ile ilgiliydi. Eric Schmidt, internette filtreleme ile ilgili sorumu müstehzi bir gülümseme ile karşılayıp cevap vermeden önce bana bir soru yöneltti. “Standart paketin özgür olduğundan emin misiniz” dedi. E gördüğünüz gibi insan durduk yere dünyanın en büyük teknoloji şirketinin en önemli ismi olmuyor. Ben de kendisine Türkiye’deki tartışmanın tam da bu yönde olduğunu söylüyorum. Schmidt net bir şekilde internetteki ‘filtreleme’ girişimi hakkında “İyi bir fikir değil” diyor. Dünyada bu tür denetimlerin her zaman denendiğini ancak işlemesinin kolay olmadığını da ekliyor. İnternetin temelinde özgürlük yatan bir platform olduğundan bahsediyor.
Google’dan iPad app. eleştirisi
Eric Schmidt’e sorduğum sorulardan biri de şu aralar hayli popüler olan iPad’deki app.’lerin geleceği ile ilgili oldu. Acaba gelecekte app.’lerin önemi artacak mıydı? Schmit ilk olarak iPad’i ve app.’lerini överek söze başladı. Ancak sonrasında net bir şekilde Apple’ın önemli bir hata yaptığını ve app.’lerin sadece app. store’da kapalı bir evrende var olmak zorunda olduğunu, bunun da web’in özgürlükçü ve yayılmacı mantığına aykırı olduğunu söyledi. Google yeni bir yazılım ile bunu kendi oluşturduğu markette kırmaya hazırlanıyor… Büyük bir teknoloji savaşına hazır mısınız?
Radikal - Cüneyt Özdemir