Türkiye istihdam piyasasının en büyük problemlerinden biri, imalat sanayiindeki eleman açığı. Geçtiğimiz günlerde TİM Başkanı İsmail Gülle "İhracatta yeni rekorlar kıracağız, siparişler çok iyi, yeni imalat hatları kurup kapasitemizi büyütüyoruz. Ancak burada çalışacak personel bulamıyoruz. Çok acil işçi ihtiyacımız var" demişti.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç ise farklı bir noktaya temas ederek "Basit bir örnek vereyim; İstanbul'da bir genç motorlu kurye olduğunda 7 bin-7 bin 500 lira kazanç elde ediyor. Hal böyle iken bir CNC operatörünü 4 bin-4 bin 500 liraya çalıştırmayı düşünmek çok rasyonel olmaz. Ara eleman ücretleri makul seviyeye getirilmeli" ifadelerini kullanmıştı.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan da, sıklıkla "ara" değil "aranan" eleman vurgusu yaparak, imalattaki meslek gruplarının ailelere ve öğrencilere daha prestijli ve nitelikli gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. İş arayan ve bulamayan gençler ise aynı gerekçeleri öne sürüyor: Sigorta yapılmıyor, çok çalışılıyor, ücretler düşük, yan haklar yok...
SOYUTLANAN HAYATLAR
Hem lise hem üniversite düzeyindeki öğrencilere iş ve yaşam koçluğu yapan Rehberlik Danışmanı Adem Şengül, yıllardır gençlerin büyük çoğunluğunun Kamu Personeli Seçme Sınavına (KPSS) odaklanmış halde olduğunu anlattı. Şengül "Öyle bir hale geldi ki, artık lise yıllarından itibaren KPSS'ye çalışır olduk. Üniversiteliler de kendi branş derslerini bir kenara bırakıp, daha fazla KPSS'ye çalışıyor. Teorik olarak KPSS'de 60 puan aldıysanız tercih yapabilirsiniz. Kamu kurumları ise genellikle 65-70 puanı taban olarak belirliyor. Ancak pratikte iş çok farklı boyutlara ulaştı. Bütün gençler KPSS'ye yüklenince, atanmak için gerekli puanlar, lisansta 85-90 ve üzerine çıktı" dedi.
Bugün herkesin bu yüksek puanları almak için çalıştığını belirten Adem Şengül "Bu sebeple gençler hayattan kopuyorlar. Velilerle konuşuyorum, günde 12 saat odasından çıkmadan KPSS'ye çalışan gençler var bugün!.. Ve kendini bu şekilde hayattan soyutlayanların sayısı azımsanacak gibi değil. Tamamen buraya fokuslanmış durumdalar" diye konuştu.
Sanayide 'altın bilezik' sahibi olmak istemeyen gençler memurluğa fokuslandı. iki milyonu aşkın genç, günün yarısını KPSS'ye hazırlık için harcıyor
ÖZEL SEKTÖRDE ÜCRETLER KAMUYA GÖRE AŞAĞIDA
Rehberlik uzmanları, gençlerin 'kamuda çalışma aşkı'nın sebeplerini şöyle anlatıyor: Bugünkü zihniyet, eski kafa değil. Yani 'sigortam yapılsın, işim garanti olsun' şeklinde bir algı yok gençlerde. Daha bilinçliler ve beklentileri var. Bugün özel sektörde ücretler, kamuya göre oldukça aşağıda. Buna karşılık -özellikle de imalatta- çalışma şartları ağır ve mesai süreleri uzun. Yan haklar özel sektörde neredeyse hiç yok. Size sadece şuradan örnek vereyim: Kamuda 'refakatçi izni' diye bir uygulama var. Anneniz-babanız ağır hasta iken, memurlar 3 ay 'refakatçi izni' alarak hastalarıyla ilgilenebiliyor. Üstelik maaşlarından, haklarından hiçbir eksilme olmadan! Bütün bunları görüyor gençler. Çalıştıkları yerde kıdem ve terfi mekanizmasının işlemesini bekliyorlar. Ücret artışlarının enflasyona yenilmemesi çok önemli. Son yıllarda enflasyon ortada, özel sektör bu konuda da kamunun gerisinde. Memurların hakları toplu sözleşmelerle, açıklanan enflasyon oranlarıyla garanti altında. Ama bugün Türkiye'de 8 milyon civarında çalışan, asgari ücretli! Bunların hepsi özel sektörde. Tamam, belki bir çoğu zarfla hariçten kayıt dışı para alıyordur ancak emeklilikleri 'asgari'den işliyor. Şu anda en düşük memur maaşı 4 bin 880 TL, asgari ücret ise 2 bin 825 TL... Tabloya bu açılardan bakınca, gençlerin neden sanayide değil de odalarına kapandığını daha iyi anlıyoruz.
YAN HAKLAR MAAŞTAN ÖNEMLİ
Türkiye'de işsizlik oranı son açıklanan rakamlara göre yüzde 12'ye yükseldi. İşsiz sayısı TÜİK verilerine göre 3,9 milyon kişiyi buluyor. Atıl durumda bekleyen işsiz sayısı ise 8 milyon kişi civarında seyrediyor. Bu durumdaki işsizlerin yaklaşık 2 milyonunu, 25 yaş ve altındaki gençler oluşturuyor.
Öte yandan KPSS'ye son bir yılda lisans ve ön lisans mezunları toplamında ve öğrenciler de dahil olmak üzere, toplam 2,2 milyon aday katıldı. Uzmanlar bu durumu "Gençler açık bir şekilde özel sektörle ilgilenmediğini söylüyor. Bu uğurda adeta ev hapsine kapanıyorlar. Bazen maaştan çok yan haklara bakıyorlar. Veliler tarafında da 'çocuğum doktor, mühendis, hukukçu olsun, saygın mesleklerde çalışsın' anlayışı devam ediyor. Bunlar zor konular. Özel sektörde tablonun doğru okunması ve ciddi bir dönüşüm şart" şeklinde yorumluyor.