Ünlü yazısında:
Zaman zaman bu köşede kamu personel istihdamıyla ilgili olarak siyasi partilerin programlarında yer alan hususlara yer vermiştik. Parti programları üç aşağı beş yukarı birbirlerinden ilhamla kaleme alınmaktadır. Acaba büyük heveslerle yola çıkan Deva ve Gelecek partileri kamu personel istihdamıyla ilgili neler vadediyorlar? Kamu personeli için gelecek ve deva ihtiva ediyorlar mı?
Gelecek Partisi kamu personel istihdamında neler vadediyor?
Gelecek Partisi Parti Programı'nda kamuya girişlerde uygulanan mülakat sisteminin kaldırılacağını belirtiliyor. Buna göre, kamuya personel istihdamında ve meslek içi yükselme ve nitelikli görevlere seçilmelerde mevcut bulunan mülakat sisteminin kaldırılacağını ve yerine objektif kriterlere dayalı sınavlar yapılacağı ifade ediliyor.
Yıllarca yurt içi ve yurt dışı teşkilatı olan bir bakanlıkta bakanlık yapan son olarak da Başbakanlık yapan bir kişinin her satırını okuduğunu belirttiği bir programda mülakat sisteminin kaldırılacağının belirtilmesi en hafifinden devleti hiç tanımadığını ya da geçmişte imzaladığı Bakanlar Kurulu Kararlarını sehven imzaladığını gösteriyor (Bkz.28.08.2014 tarihli R.G.). Yıllarca Dışişleri Bakanlığı yapan birisinin, en azından meslek memurluğu alımında mülakatın kaldırılmasının imkansız olacağını bilmesi gerekirdi. Bırakın meslek memurluğu ve diğer kariyer mesleklere girişlerdeki mülakat sınavını düz memurlukları için dahi getirilen mülakat sınavlarına ilişkin mevzuatta imzası olan birisinin mülakatları tamamen kaldıracağım iddiasında bulunması hayalden öte geçmez ve önceki imzaları önüne konulur (Bkz. 5/7/2014 tarihli R.G.).
Kaldı ki yıllarca bakanlık yaptığınız dönemde niçin mülakat sınavını kaldırmadınız sorusuyla muhatap olur ve şaşar kalırsınız. Daha başka söylenecek sözler var ama şimdilik bu kadarla iktifa edelim.
Unutmadan Başbakanlığı döneminde sayın Davutoğlu'nun taşeron işçilerin kadroya alınmasında hangi objektif kriterleri esas aldığını izah ederse vizyoner (!) bakışını biz de anlamış oluruz.
Kamu görevlerinin yürütülmesindeki aksaklıklar tek tek sayılmış!
Yine programda, kamu görevlerinin yürütülmesinde bugüne kadar yaşanan aksaklıkların en büyük nedenlerinden birisi, kamuda istihdamın performans, bilgi, liyakat ve vatandaşa yaklaşımına bakılmaksızın, ömür boyu kazanılmış bir hak olarak görülmesi ve bu hususun ilgili mevzuat ve yargı uygulamalarıyla teminat altına alınmış olmasıymış.
Öncelikle devlet memurluğunda ömür boyu kazanılmış bir hak diye bir şey yoktur. Bu ifade tek kelimeyle büyük bir cehalet arz etmektedir. Yine yıllarca büyük bir bakanlıkta bakan olarak görev yapan birisinin bu konularda neler yaptığını izah etmesi gerekiyor. İcranın içindeyken yapılmayan şeyleri yapmayı vadetmek herhalde tutarsızlık olsa gerektir.
Yine programda, tarafsız ve nesnel kriterlere dayalı etkin bir denetim ve değerlendirme sistemi getirilerek, kamu hizmetlerinin yürütülmesinde liyakate dayalı ve performansı öne çıkaran bir performans sistemine geçilmesi ile yöneticilerin müteselsil sorumlu sayılmasının sağlanacağı ifade edilmektedir.
Bu ifadelerde genel geçer ifadeler olup, icranın içindeyken niçin uygulamadınız sorusunu gündeme getirecektir. Bu konuda basit bir soru soralım. Başbakanlığınız döneminde önünüze gelen açık teftiş raporlarını uygulamadığınız oldu mu?
Özetle yıllarca icranın içinde bulunmuş birisinin her satırını okuduğu bir programda bu tür vaatlerde bulunması doğrusu çok fazla gelecek vaat etmiyor ve kamunun yeterince tanınmadığını gösteriyor. Mesela mülakatlarda mutlaka kamera kayıtları bulundurulacak ve hiçbir aday, hakkının gasp edildiğini düşünmeyecek denilseydi daha gerekçi olurdu. En basitinden mülakatlarda kamera kaydının yapılacağının dahi belirtilmemiş olması dahi büyük bir eksikliktir.
Deva partisi personel istihdamında neler vadediyor ya da dertlere deva olacak mı?
Gelecek Partisi Parti Programında, kamu görevine alınmada adayların tabi tutulduğu sınavlara ilişkin adalet, dürüstlük, eşitlik, şeffaflık ve denetlenebilirliği mutlaka sağlayacağını; yazılı sınav sonuçlarına itibar edileceğini, yıllardan beri yaygın şikayetlere konu olan mülakat uygulamasına son verileceğini vadediyor.
İyi de sayın Babacan yıllarca bakanlık yapan birisi olarak niçin bu dediklerinizi bakanlık yaptığınız kurumlarda uygulamadınız, elinizi kim tuttu ya da yaptınız da size kim engel oldu?
Kaldı ki mülakat sisteminin kaldırılacağının belirtilmesi en hafifinden devleti hiç tanımadığınız algısı oluşturuyor. Yıllarca Dışişleri Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı yapan birisinin görev alanındaki kurumlara alınan kariyer meslek mensupları için niçin mülakat uygulamasını kaldırmadığını düşünmesi gerekmez miydi? Öyleyse uygulanan mülakatın kaldırılmasının imkansız olacağını veya rasyonel olmayacağını bilerek ona göre vaatlerde bulunması gerekmez miydi? Hem kendinizi hem de başkalarını kandırmaya çalıştığınızı biliyor musunuz? Biraz ayıp olmuyor mu?
Yine programda, kamu hizmetinde yükselmede yıllardan beri şikayet konusu olan tüm ayrımcılıkları ortadan kaldıracak, objektif kriterlere dayanan ehliyet, liyakat, performans ve kıdem dışında bir ölçüt kabul etmeyecek, fırsat eşitliğini mutlak surette sağlanacağı belirtiliyor.
Belli ki bu ifadeler bir şeyler yazılma adına yazılmış gibi ya da sizin gözünüzden kaçmışa benziyor. Zira sizin de kabinede olduğunuz zamanlarda 1 Eylül 2013 tarihli ve "Binlerce memur şokta! Görevde yükselme dönemi resmen bitti" başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bence zaman bulursanız bu yazıyı okumanızda fayda olur. Mümkünse personelle ilgili imzaladığınız BKK'lara da göz atmanızda fayda var. Bu arada öğretmen alımındaki mülakat sistemine geçmişte hiç itirazda bulunup bulunmadığınızı da bilmek isteriz.
Birçok ifadenizde Bakanlar Kurulu'nda içinize sinmeyen kararları imzaladığınızı belirtiyorsunuz. Acaba görevde yükselmede ve kamu görevlerine ilk defa personel alımlarında mülakat getiren sisteme niçin imza attınız? Eğer bu anlattıklarımızı anlayan danışmanlarınız varsa sizin zamanınızda Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Görevde Yükselme ve kamuya giriş sınavlarını düzenleyen yönetmeliklerde mülakat sistemi getiren hususları izah edebilir.
Eğer ben neyi imzaladığımı bilmiyordum diyorsanız o zaman bir şey diyemeyiz. Ama ben okumadan hiçbir evrakı imzalamam diyorsanız görevde yükselmede ve kamu görevlerine personel alımlarında altını imzaladığınız yönetmeliklerde parti programında bahsettiğiniz hususların taban tabana zıt olduğunu biliyor musunuz?
İnsanın geçmişini unutarak ben onlardan farklıyım mesajı vermek biraz ayıp oluyor. Yani geçmişte yapılan her olumlu icraatı sahiplenmek ve yanlışlıkları ben yapmadım onlar yaptı demek için utanma duygusunu kaybetmek gerekiyor. Cumhurbaşkanı'na yüksek perdeden yüklenmek birilerini sevindirir ama inanın size hiçbir şey kazandırmaz.
Sonuç olarak her iki partinin programında yer alan hususlar gerçeklerden büyük oranda uzak görünüyor. Kaldı ki programlarda bahsedilen hususlar kamunun bilinmediğini gösteriyor. Hangi parti iktidara gelirse gelsin mülakatı tamamen kaldıramaz ve kaldırmamalıdır da. Ancak, mülakat uygulamasında objektif uygulamalar getirileceğine yönelik ifadeler olsaydı daha anlamlı ve inandırıcı olurdu. Kaldı ki her iki parti liderinin kabinede bakan olduğu zamanlarda görevde yükselmede ve personel alımında sübjektif değişikliklere imza atılmış ve her iki lider de itirazsız bir şekilde imzalamıştır. Şimdi kalkıp objektif kriterler getireceğiz açıklamaları en hafifinden inandırıcılıktan uzaktır. Yapmadığınız şeyleri söylemeniz sizlere yakışmıyor. Belki yıllarca birlikte çalıştığınız insanlara yumruk sallamanız birilerini sevindirse de sizleri siz olmaktan uzaklaştıracaktır. Bilmem anlattıklarımdan bir şeyler anlayabildiniz mi? (Yeni Şafak)