ALMANYA Maliye Bakanı Peer Steinbrueck, bugün başlayacak G-20 zirvesinden önce İngiltere'yi sıkı finans kurallarını engellemekle suçladı. Steinbrueck, Almanya'da yayımlanan haftalık Stern dergisine verdiği demeçte, Londra'da, rekabetçi avantajını savunmak için dişini tırnağına takmış bir lobi var dedi. İngiltere'de finans sektörünün gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 15'ini, Almanya'da ise sadece yüzde 6'sını oluşturduğunu belirten Steinbrueck, İngiltere'nin hedge fonları düzenleme konusunda özellikle zorluklarla karşılaştığını ifade etti.
Primde anlaşabiliriz
Zirvede bankacıların primleri konusunda yeni kuralların uygulanmasında anlaşabileceklerini umduğunu belirten Steinbrueck, ABD'de de finans sektörü, 'düzenlemeyle ilgili şeyleri çok ciddiye almayın' mesajıyla açıkça Kongre'ye çok baskı yapıyor diye konuştu. Bankacılık sektörünün küresel finans krizinin maliyetini paylaşması gerektiğine işaret eden Steinbrueck, krizi başlatanlar -finans sektörü en başta geliyor- maliyetin adilane paylaşımına katkıda bulunmalı ifadesini kullandı.
Greenspan finansı kopardı
Eski ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Alan Greenspan'i de finans piyasalarının zincirlerinden kopması hareketine neden olmakla itham eden Steinbrueck, Onun, birçok kimsenin kopya ettiği felsefesi krizin sorumluluğuna ortak dedi. G-20 zirvesinde ilerleme olacağından emin olduğunu belirten Steinbrueck, finans piyasalarında oyunun kuralarını derinlemesine değiştireceğiz. Yeniden geçen yılki deneyimleri yaşamak istemiyorum. O zaman, dinamit neredeyse suratımızda patlar diye konuştu.
Her ülkenin derdi başka
G-20 zirvesi öncesinde hemen her ülkeden kendi beklentileri yönünde açıklama geldi. Almanya ve Fransa, bankalar üzerinde daha fazla kısıtlamalar ve primlerde kesintiler yapılması çağrısında bulunurken, ABD ve İngiltere bu çağrılara direniyor. Bu arada Çin, ABD'nin, küresel ekonomideki dengesizliği gidermek için G-20 ülkeleri arasında yakın işbirliği yapılması önerisini, uluslararası ekonomi politikasında işbirliğini desteklediğini bildirerek yanıtladı. Zirvede, G-20 liderleri, birçoğunun finans krizinin başlamasının sebebi olarak gördüğü dengesizliklerin düzeltilmesinin yollarını değerlendirecek. Zirvede, finans kurumları üzerinde sıkı önlemler alınması da konuşulacak.
Önceki G-20'de ne söz verdiler ne yaptılar?
NİSAN ayında Londra'da düzenlenen G-20 zirvesi döneminde dünya 60 yılın en ağır ekonomik krizini yaşıyordu. Zirvede liderler küresel ekonomiyi kurtarmak, ticareti canlandırmak ve yoksul ülkelere yardım etmek için söz verdi.
* Nisan'da ekonomik krizle mücadelede ülkelere 1.1 milyar dolar destek sözü veren G-20 bu sözünün büyük bölümünü IMF aracılğıyla yerine getirdi. G-20 IMF'in borç verme kapasitesini 500 milyar dolardan 750 milyar dolara artırdı. Ancak hedefe ancak bu ay AB'nin vereceği desteği 178 milyar dolara çıkarması ile yaklaşıldı.
* G-20 hükümetleri kendi ekonomileri için de toplam 5 trilyon dolarlık teşvik önlemleri üzerinde anlaşmışlardı. Ancak sadece birkaç ülke bu anlamda ne kadar harcama yaptığını detaylı ortaya koydu.
* IMF'deki oylama hakları ise Londra'daki bir başka önemli konuydu. Bu konu üzerinde henüz bir anlaşma sağlanamadı.
* Liderler ekonomiye güven getirme büyüme ve işsizlik konusunda ellerinden geleni yapma sözü vermişti. Nisandan beri ülkeler aktif çaba gösterdi, para harcadı ve hatta borç aldı. Ancak G-20 ülkelerinde işsizlik oranı hala yüksek.
* G-20 zirvesi ticarette korunmacı politikalara karşı gelme sözü de vermişti. Ancak DTÖ başkanı Pascal Lamy ülkelerin bu konuda direnmeye devam ettiğini söylüyor.
Sarkozy'nin istediği olmazsa terkedecek
* Brezilya Dışişleri Bakanı Guido Mantega: G-20'nin finans sistemini izlemeye ve bankaların daha fazla sermaye ihtiyacı olup olmadığını belirlemek için dayanıklılık testleri yapmaya odaklanması gerektiğini bildirdi.
* Hindistan Başbakanı Manmohan Singh: G-20'nin ticaret ve uluslararası finans akışında korumacılığa karşı güçlü bir mesaj bırakması gerektiğini savunuyor.
* Endonezya başbakanı Susilo Bambang Yudhoyono: Gelimiş ülke yöneticilerini küresel iklim değişikliği konusunun üzerine eğilmeleri için baskı yapacak.
* Çin merkez bankası temsilcileri: Gelişmekte olan ülkeleri korumak için çok uluslu bir 'varlık yönetim fonu' kurulması gerektiğini savunacak. Bu fonun, gelişmekte olan dünyaya sermaye akışını açacak bir kanal niteliği taşıyacağını belirten Çinli yöneticiler, bu ülkelerin yeni motorlar gibi devreye girerek ekonomiye ivme kazandıracağını ileri sürdüler.
* Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy: G-20'nin özellikle bankacılık sistemi konusunda adımlar atmasını istiyor.
* Fransa Finans Bakanı Christine Lagarde: Banka yöneticilerine verilen yüksek primler konusunda sağlam, önemli ve detaylı anlaşmaya varılması gerektiğini, aksi halde Sarkozy'nin zirveyi terkedeceğini söyledi. Fransa'nın ikinci önceliği krize sebep olmasalar da ekonomide düzensizlik yaratan vergi cenneti ülkelere sınırlama getirilmesi. Üçüncü önceliği ise tüm banka ve finansal kurumların yer alacağı ortak bir standart sağlamak.
Hürriyet