Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 28'i tutuklu 54 sanık hakkında hazırlanan iddianamede yer alan ifadelerde, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in "17 Aralık" sürecinin ardından yaşadığı pişmanlık anlatıldı.
FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aralarında eski vali yardımcısıyla kamu kurumu müdürlerinin de bulunduğu 28'i tutuklu 54 sanık hakkında hazırlanan ve Malatya 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 226 sayfalık iddianamede, örgütün kuruluşu, amacı, sosyo kültürel ve zihinsel yapısı, yönetim modeli, hiyerarşik yapısı, kuruluşundaki "yemin" metni, haberleşmede kullandığı teknikler, istihbarat ağı, baskı oluşturma teknikleri, siyasi baskı ve propaganda araçları gibi bilgilerin yanı sıra tanık, müşteki ve zanlıların ifadelerine yer verildi.
Bir tanık ifadesinde, üst aklın ülkede operasyon yapılması kararı aldığı ve Türkiye'deki uzantılarına strateji verdiğini, 17 Aralık girişiminin ise kendine özgü bir karakteri olduğunu belirtti.
Ülkede 30 Mart seçimlerinden sonraki operasyonlara bakıldığında hepsinin ortak özelliğinin dönemin Başbakanını germek ve kızdırmak olduğunu kaydeden tanık, böylece toplumda umutsuzluk yaratmanın amaçlandığını ifade etti.
"Gülen, Humeyni misali yurda dönecekti"
Başka bir şüphelinin ifadesinde de CIA ve FBI görevlilerinin, hükümete yönelik faaliyetlerine ilişkin geliştirdiği strateji gereği cemaate ait kültür merkezlerinde yetiştirilmiş kadroya değişik konularda eğitimler verdiğini belirtti.
Bunun en iyi örnekleri olarak 17 Aralık sürecinde savcılar ve güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonların sayılabileceğini vurgulayan zanlı, ifadesinde şu bilgileri paylaştı:
"Bu girişim, tamamen hükümeti ortadan kaldırarak devleti tüm kurumlarıyla zayıf düşürmek amacını taşımaktaydı. Bahsettiğim eğitimlere dahil olan adli ve güvenlik kurumlarında çalışan ancak cemaat kadrosu içerisinde yer alan şahıslar bu görevi üstlenerek harekete geçmiştir. Gülen, kendi yalan çevresine 17 Aralık süreciyle ilgili 'Keşke şimdi yapmasaydık diye söylediği' şeklinde bir duyumum olmuştur. Bu şekilde konuşmasının nedeni ise yapılan bu hareketten sonuç alınamamasıdır. Eğer bu girişim olumlu sonuçlansaydı Gülen, Humeyni misali yurda dönecekti. Bu başarısızlık aynı zamanda cemaatin Amerika ve İsrail nezdinde prestij kaybetmesine neden olmuştur. Bu nedenle Ayasofya konusu gündeme getirilmiş, Ayasofya konusunda hükümeti zayıf düşürmek amacıyla cemaat ve buna bağlı yayın organları tarafından kamuoyu oluşturmaya başlanmıştır."
Bir başka kişi ise ifadesinde örgütün Humeyni yapılanmasını baz aldığına dikkati çekerek, "İletişim ağı kurmada ulak sistemini Humeyni modelinden almıştır." dediği aktarıldı.
Zanlılardan birinin ise özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde çalışma yapan cemaat sorumlularının katıldığı bir toplantıda "Ankara il imamı"nın kendilerine, "Yapmış olduğunuz iş hiçbir şeyle kıyaslanamaz, tarihi bir iş yapıyorsunuz. Hoca efendi dedi ki 'Bir vasıtanız var ve cennete adam taşıyorsunuz. Muvakkaten o işi bırakın, bu işi yapın, bu daha önemlidir.' dediğini belirtti.
Bir başka şüpheli de katıldıkları toplantıda Gülen'in kendilerine şöyle hitap ettiğini anlattı:
"Allah izin verirse bir gün gelecek bu dünyayı fethedeceğiz ama önümüzde Bedirler var, Uhudlar var, çetin geçeceğimiz yollar var. Bugünlere geldiğinde Hamzalar gibi doğranacak, kollarınız kesilecek, bedenleriniz kesilecek, kütüklerde doğranan etler gibi doğranacaksınız ama bu akan kanlarınıza rağmen arkadan gelenler aynı yoldan devam edip gidecekler.' diyerek bizleri motive etti."